Değersiz ve vazgeçilen alacaklarda KDV indirimi düzenlemeleri

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK
Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK VERGİNİN GÜNDEMİ akif.akarca@alfaymm.com

Değersiz alacaklar-vazgeçilen alacaklar

Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 322. maddesi hükmü uyarınca; kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkân kalmayan alacaklar değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle (defterde kayıtlı değerleriyle) zarara geçirilerek yok edilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.

VUK’un 324. maddesi hükmü uyarınca ise, konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına alınır. Bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kar hesabına naklolunur.

Şüpheli alacaklar

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesinde; "Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

1- Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2- Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar; şüpheli alacak sayılır.

Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir." hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre; Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla; dava veya icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta, bu şartlardan herhangi birinin mevcut olmaması durumunda ise şüpheli alacak kaydına imkân bulunmamaktadır.

Öte yandan anılan hükümde; ayrılacak karşılığın “pasifte” olacağı ifadesi yer aldığı için, şüpheli alacak karşılığı sadece bilanço esasına tabi olanlar için ayrılabilmektedir. Şüpheli hale gelen alacaklar için ayrılan karşılık gider olarak dikkate alınmakta, daha sonradan bu alacaklarla ilgili olarak tahsilat yapılırsa, yapılan tahsilatlar, tahsilatın yapıldığı dönemde gelir kaydedilmektedir.

Öteden beri Mali İdarece uygulanageldiği üzere; şüpheli hale gelen alacağa karşılık ayrılabilmesi için aranan koşullardan biri, alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgisinin olması ve kanuni defterlere hasılat kayıt edilmiş olmasıdır. Mal teslimi ve/veya hizmet ifasından kaynaklanan alacaklar içinde KDV’den kaynaklanan tutar da varsa, bu tutar için de karşılık ayrılabilmektedir.

Öte yandan, daha önce karşılık ayrılmış şüpheli alacakların kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkân kalmadığı anlaşıldığında, alacak “değersiz alacak” haline gelmiş olacak ve daha önce alacağın tamamı için karşılık ayrılmışsa, şüpheli alacak ve karşılığı ters kayıtla kapatılarak kayıtlardan çıkartılacaktır. Daha önce alacağın bir kısmı için karşılık ayrılmışsa, ayrılan kısım için de aynı işlem yapılacak, daha önce karşılık ayrılmayan kısmı ise, değersiz alacak haline geldiği dönemde gider/zarar kaydedilerek kapatılacaktır.

Değersiz alacaklarda KDV indirimi

6 Nisan 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7104 sayılı Kanun’un 8’inci maddesiyle 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29’uncu maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, VUK’un 322’nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin daha önce hesaplanan ve beyan edilen KDV’nin, alacağın gider/zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Anılan hüküm 01.01.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla, daha önce mal ve hizmet satışından kaynaklanan ve mal veya hizmet bedeli hasılat kaydedilip, katma değer vergisi tutarı da beyan edilen alacak 01.01.2019 tarihinden sonra değersiz hale geldiğinde, bu alacağa ilişkin KDV tutarı alacağın değersiz hale geldiği hesap döneminde indirim konusu yapılabilecektir. Örneğin; mal satımından kaynaklanan ve 100 TL’si mal bedeli, 18 TL’si KDV olmak üzere 118 TL tutarındaki alacağın tahsil edilemeyeceği anlaşıldığı dönemde 18 TL tutarındaki KDV indirim konusu yapılabilecek, 100 TL ise gider/zarar kaydedilebilecektir. Konuyla ilgili olarak hazırlanan KDV Tebliğ Taslağında, söz konusu KDV tutarının, alacağın zarar yazıldığı tarihi kapsayan vergilendirme dönemi 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İndirimler” kulakçığında “İndirimler” tablosunda 108 kod numaralı “Değersiz Hale Gelen Alacaklara İlişkin İndirilecek KDV” satırı aracılığıyla indirim konusu yapılacağı ve değersiz hale gelen alacağa ilişkin borçlu mükellef bilgilerini içeren beyanname eki formun doldurulacağı belirtilmiştir.

Ancak, daha önce Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesine göre şüpheli alacak haline gelen ve karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan KDV’nin, anılan alacak değersiz hale geldiği dönemde, bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması şarttır. Dolayısıyla, anılan KDV tutarı, alacağın değersiz hale geldiği hesap döneminde gelir kaydedilecektir. Örneğin 100 TL mal bedeli ve 18 TL KDV’den oluşan toplam 118 TL tutarındaki alacağın şüpheli hale gelmiş olması nedeniyle tamamı üzerinde daha önce karşılık ayrılmış ise, bu alacağın 01.01.2019 tarihinden sonra değersiz hale gelmesi halinde, o hesap dönem içinde 18 TL tutarındaki KDV istenirse indirim konusu yapılabilecektir. Şayet KDV tutarı indirim konusu yapılırsa, bu tutar daha önde gider kaydedildiği için, alacağın değersiz hale geldiği hesap döneminde gelir kaydedilecektir.

Konuyla ilgili KDV Tebliğ Taslağı’nda, bu hükmün 1/1/2019 tarihinden itibaren yapılan mal teslimleri veya hizmet ifalarına ilişkin alacakların 213 sayılı Kanun’un 322’nci maddesine göre değersiz alacak haline gelmesi durumunda söz konusu mal teslimleri veya hizmet ifalarına ilişkin hesaplanan KDV’nin indirim konusu yapılmasının mümkün olduğu açıklaması yapılmıştır.

Kanımızca, anılan ifade değiştirilmeli ve 1/1/2019 tarihinden önce yapılmış mal teslimi ve hizmet ifalarına ilişkin de olsa 1/1/2019 tarihinden sonra değersiz hale gelen alacaklarda KDV indiriminin mümkün olduğu ifade edilmelidir. Çünkü, anılan kanun hükmü 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, kanun düzenlemesinde bu tarihten sonraki mal teslimi veya hizmet ifasından doğan alacaklara uygulanacağına dair bir hüküm yoktur. Dolayısıyla, alacak daha önce de doğmuş olsa, 01.01.2019 tarihinden sonra değersiz hale gelmişse, bu alacaklar için de kanun hükmünden yararlanılabilir.

Vazgeçilen alacaklarda indirilemeyecek KDV

Yukarıda açıklandığı üzere; vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına alınır. Bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kâr hesabına naklolunur.

7104 sayılı Kanun’la, değersiz alacaklara ilişkin KDV’nin indirimine ilişkin kanun değişikliği yapılırken, değersiz hale gelen alacağın borçlusu konumunda olan kişiler için de düzenleme yapılmış ve 01.01.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin birinci fıkrasına (e) bendi eklenmiştir. Anılan düzenlemeye göre; VUK’un 322’nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin olup, alıcı tarafından ödenmeyen KDV tutarının, borçlu mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Konuyla ilgili KDV Tebliğ Taslağı’nda açıklandığı üzere; değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde satıcı (alacaklı) tarafından indirim konusu yapılabildiğinden, mükerrer vergi indirimine yol açmayacak şekilde, değersiz hale gelen alacaklara ilişkin alıcı (borçlu) tarafından ödenmeyen ve daha önce indirim konusu yapılmış KDV, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde 1 No.lu KDV Beyannamesinin “Matrah” kulakçığında “Diğer İşlemler” tablosunda 505 kod numaralı “VUK 322. madde Kapsamına Giren Borçlara Ait KDV” satırı aracılığıyla beyan edilecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Aramalı vergi incelemesi 26 Eylül 2019