Vergilendirme ve posta yolu ile tebligat

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK
Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK VERGİNİN GÜNDEMİ akif.akarca@alfaymm.com

Elektronik ortamda tebligata ilişkin yasal düzenleme yapılıncaya kadar, tahakkuk fişi dışında kalan, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bütün vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilân yolu ile tebliğ ediliyordu.

2010 yılında Vergi Usul Kanunu’na eklenen 107/A maddesi ile “Bu kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere kanunun 93. maddesinde sayılan ve yukarıda belirtilen usullerle bağlı kalınmaksızın tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabilir.
Elektronik ortamda tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen 5. günü sonunda yapılmış sayılır.

Ve Hazine Maliye Bakanlığı elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir’’ hükmü getirilmiştir.

İlgilinin kabul etmesi halinde, tebligatın işlemi yapan idarede ya da ilgili komisyonlarda yapılması mümkündür.

Yeni getirilen düzenlemeden sonra vergi idaresince tebligatların önemli bir bölümü bu yolla gerçekleştirilir hale gelmiştir. Bununla beraber posta yoluyla tebligat ta önemini korumaktadır. Bu gün yazımızda posta yolu ile tebligat konusunu ele alacağız.

Posta ile tebligat

Posta ile tebliğde tebliğ edilecek vesika kapalı bir zarf içinde postaya verilir. Bunun için, şekilleri Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca tespit edilen özel zarflar kullanılmaktadır.

Posta memuru, tebliğ edilecek zarfı muhatabına verir. Durum posta memuru ile muhatap tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konmak suretiyle tespit edilir.

Muhatap tebliği almaktan kaçınırsa posta memuru tarafından tebligat pusulası kapıya yapıştırılır. Bu durumda tebliğ, pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihte yapılmış sayılır ve tebliğ evrakı İdareye iade edilir. Tebligatın geçerliliği diğer faktörler yanında doğru kişiye yapılmasına da bağlıdır.

Tebliğ yapılacak kimseler

Tebliğ mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere bilinen adreslerinde yapılır.

Tüzel kişilere yapılacak tebliğ, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılır. Tüzel kişilerin birden fazla müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılması yeterlidir.

Tebliğ, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgâh adresinde bulunanlardan veya iş yerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılır. Muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir.

Bilinen adresler ve tebligat

Tebliğin bilinen adreslere yapılması gerekir. Vergi Usul Kanunu’nda yapılan son düzenlemeye göre (Madde 101), bilinen adresler şunlardır:

1. Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri,
2. Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adresleri,
3. 25 / 4 / 2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’na göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi.

Birinci fıkranın (1) ve (2) numaralı bentlerinde yazılı bilinen adreslerden tarih itibarıyla tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanı dikkate alınır ve tebliğ öncelikle bu adreste yapılır.

İş yeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması, işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğ, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.

Bilinen en son adres birden fazla ise bir adreste muhatap bulunamamışsa bilinen diğer adreslere tebligat yapılması gerekir kanımızca.

Tebligatın muhatabının bilinen adresten geçici olarak ayrıldığı tespit edilmişse ikinci defa tebliğ çıkarılması gerekir.

Muhatabın adresine ikinci defa tebliğe çıkıldığında yine muhatap bulunamazsa tebligat pusulası posta memuru tarafından kapıya yapıştırılır. Tebliğ edilecek evrakın tebligat pusulasının kapıya yapıştırıldığı tarihten itibaren 15 gün içinde muhatabı tarafından İdareden alınması halinde alındığı günde tebliğ yapılmış olur. On beş günlük sürede alınmaması halinde pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihi izleyen on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılır.

İş yeri adresi olmayanlara tebliğ, doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.

Bilinen adrese gönderilen mektuplar posta idaresince muhatabına teslim edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılır.

Tebligatlarda bilinen en son adresin dikkate alınması gerekir. Aksi halde tebligat geçersiz olur. Tebligatın bilinen en son adrese yapılmamış olması, yargıya intikal eden birçok ihtilaflarda işlemin iptaline veya bozma kararı verilmesine neden olmaktadır.

Hatalı tebliğler

Tebliğ olunan vesikalar, esasa müessir olmayan hatalarından dolayı hukuki kıymetlerini kaybetmezler; yalnız vergi ihbarı ile ilgili vesikalarda mükellefin adının, verginin nevi veya miktarının, vergi mahkemesinde dava açma süresinin hiç yazılmamış olması veyahut bu vesikaların görevli bir makam tarafından tanzim edilmemiş bulunması vesikayı hükümsüz kılar.(madde 108)

Tebliğ yerine geçen muameleler

Verginin tarh ve tahakkukunda tebliğ yerine geçen muameleler hakkındaki hükümler yanında kanunun 109’uncu maddesinde;
“Diğer ücret elde eden hizmet erbabının vergileri tarh zamanında bu mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairesine müracaatla ibraz edecekleri vergi karnelerine yazılmak suretiyle tarh ve tebliğ olunur.

Vergi karneye yazıldığı tarihte tebliğ edilmiş sayılır.

Yukarıdaki hükme riayet etmeyenlerin vergileri Vergi Usul Kanunu’nun genel hükümleri dairesinde yoklama fişine dayanılarak tarh ve tebliğ olunur.

Kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı ile götürü gider usulünü kabul eden gayrimenkul sermaye iradı sahipleri yanlarında çalıştırdıkları hizmet erbabının karne almalarını ve vergisinin zamanında ödemelerini temin etmek durumundadır. Aksi halde sorumlu olurlar ve vergi ve cezalarla ilgili belgeler ödemeleri için onlara tebliğ edilir.(VUK madde 251).

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Aramalı vergi incelemesi 26 Eylül 2019