Dokuz ayda büyüme

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

TÜİK yılın üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını açıkladı. Böylece hem üçüncü üç ayda hem de yılın dokuz aylık bölümünde ekonominin büyüme performansını ayrıntısı ile öğrendik.

Uzun lafın kısasını hemen baştan söyleyeyim. Türkiye ekonomisi Temmuz-Eylül döneminde yüzde 4.4 hızla büyümüş. Bu yüzde 4 ve altı olarak yapılan tahminleri aşan bir büyüme.Geçen yılın üçüncü çeyreğine göre de büyümede bir hızlanmaya işaret ediyor. Hiç fena sayılmaz.

 Üçüncü çeyrekteki  yüzde 4.4  büyüme hızı  2012 yılının aynı döneminde yüzde 1.6 olan büyüme hızının epey üstünde . Büyümedeki hızlanmanın anlamlı olduğunu gösteriyor bu. Öte yandan bu yılın ilk üç çeyreklik dönemi sonunda,  dokuz aylık büyüme hızı da yüzde 4.0 olarak hesaplanmış.  Bunlar da fena değil.

2012 yılının ilk üç ayında yüzde 3.1 olan büyüme hızı daha sonra yavaşlayarak son çeyrekte yüzde 1.4’e kadar gerilemiş. Böylece 2012 ‘de yıllık büyüme oranı yüzde 2.2 olmuş.  Bu senenin ilk yarısında ekonominin yüzde 3.6 olarak açıklanmış olan iki çeyreklik büyüme hızı yüzde 3.8’e revize edildi. 2013’ün  dokuz aylık döneminde yüzde 4.0 olarak gerçekleştiği anlaşılan  büyüme oranı  ekonominin hızlandığını gösteriyor. Bu hızlanmayı iki boyutta düşünmek gerekir.  Ekonomide hem önceki yıla kıyasla hızlanma olmuş, hem de aynı yıl (2013) içinde bir yıllık bazda hesaplanan büyüme hızı bir çeyrekten ötekine yükselmiştir. Bu da iyi bir performans sayılır. 

Bu bilgiler yıllık bazda hesaplanan, ekonomin bir yıldan ötekine hangi hızda büyüdüğünü gösteren bilgiler. Buna göre ekonominin bir önceki yıla (2012) göre hızlanmış olduğunda bir kuşku yok.

Bir de aynı yılın bir birini izleyen çeyrekleri arasında ekonominin hangi hızda büyüdüğünü gösteren ölçümler var. Büyüme performansının ivmesi olarak düşündüğümüz iki çeyrek arasındaki büyüme hızı yıllık ölçümden biraz daha değişik bir şey söylüyor. Çeyreklik büyüme hızları mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olarak hesaplanıyor.

Üçüncü çeyrek sonunda yapılan hesaplama ikinci üç aya kıyasla ekonominin yüzde 0.9 büyüdüğünü gösteriyor. Bu oran birinci çeyrek için  yüzde 1.5, ikinci çeyrek için de yüzde 2.0 olarak hesaplanmıştı. Üçüncü çeyrekte oranın yüzde 0.9 düzeyine gerilemiş olması ekonomide geçen yılın aynı dönemine göre hızlanan büyümenin son üç ayda istim kaybettiğini gösteriyor.

Büyümenin istim kaybetmiş olması iki noktaya dikkat çekiyor. Bunlardan  birisi yılın son çeyreğine büyümede yavaşlayan bir tempo devredilmiş olmasıdır.  İkincisi ise,  telafiedilmediği takdirde,  söz konusu istim kaybının yılın dördüncü çeyreği ve bütününe ilişkin büyüme hızlarını yavaşlatma olasılığıdır.  2013’de yıllık büyüme hızının dokuzuncu ay sonunda hesaplanan yüzde 4.0 düzeyinin altında kalması ihtimali olduğu anlamına gelir.

Yılın üçüncü çeyreğinde hızlı olan büyüme hızının bir yandan da istim kaybetmeye başlaması olumlu bir gösterge sayılmaz kuşkusuz.  Yine de, kendi adıma,  yılın ilk dokuz aylık döneminde Türkiye ekonomisinin yüzde 4. 0 hızla büyümüş olmasının önemli olduğu kanısındayım.

Uzun bir süre ekonominin “büyüyememe” sorunu içinde olduğunu  düşündüğümü biliyorsunuz. Bunun sadece Türkiye ekonomisine has bir olgu olmadığını da birkaç kez yazdım. Üçüncü çeyrekte ortaya çıkan istim  kaybı  dördüncü çeyrekte ve yılın bütününde  büyüme hızının yüzde 4.0 üzerine çıkmasını kuşkulu hale getiriyor.  Yılın son çeyreğinde ekonomi yine yavaşlar ve yıllık büyüme hızı da dokuz aylık hızın altına inerse  ekonomi “büyüyeme” sorununu  aşmış olmaz.

Ama, yıllık bazdaki sayıların gösterdiği trend şeklinde yükselen performansa bakılırsa bu istim kaybının son çeyrekte büyümeyi yüzde 4.0 oranının altına çekmesi  güç görünüyor. Kısacası dokuz aylık verilerden hareketle  2013’de  yıllık büyüme hızımızın yüzde 4.0 veya küçük dozda  üstünde  bir düzeyde olma ihtimali de var. 

Yüzde 4.0 civarındaki yıllık büyüme hızı Türkiye ekonomisinin uzun dönemli ortalama büyüme hızına yakın bir hız.  Ancak ekonominin düze çıkması, işsizliğin azalması için gerekli olduğu düşünülen yıllık ortalama yüzde 5.5 oranının da oldukça altında sayılır. Bu durumda,  ilk dokuz ayda hızlanan ama istim kaybeden büyüme performansının “büyüyememe” sorununu çözüp çözmediğini görmek için biraz daha beklemek gerekebilir. Sabır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018