Dünya iletişim akımı ve Anadolu Ajansı...

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com

Geçen hafta İstanbul'da iki önemli

toplantı vardı.

Biri Yerel Medya Seminerleri

geleneksel yıl sonu değerlendirme

toplantısıydı...

Türkiye'de çok sesli, dinamik bir iletişim

ortamının oluşmasında yerel medyanın

önemi tartışılmaz...

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı

Bülent Arınç'ın dediği gibi,

"Demokrasinin yerleşip kökleşmesinde

de..."

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve

Konrad Adenauer Vakfı bir süredir

birlikte yerel medyaya yönelik eğitim

seminerleri düzenliyordu...

Bugüne kadar 56 ilde 7 bine yakın

gazeteci bu eğitim seminerlerine katıldı

ve sertifika aldı...

Diğer toplantıda, haber ajansları

bir araya geldi.

Yerli ve yabancı haber ajanslarının

temsilcileri...

Asya Pasifik Ajansları Birliği Genel

Kurulu kapsamında...

"Kültür Başkentinde Haber Ajansları

Buluşması" gerçekleştirildi...

"Dijital Çağda Haber Ajanslarının

Geleceği" tartışıldı...

Toplantının iki organizatörü vardı...

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti

Ajansı

Ve Anadolu Ajansı...

Anadolu Ajansı ya da aşina olduğunuz

kısaltmasıyla "AA" Türkiye'nin en köklü

haber ajansı...

Bu yıl 90'ıncı kuruluş yıldönümünü

kutluyor...

29 Ekim'de Türkiye Cumhuriyeti'nin

87'nci kuruluş yıldönümünü kutladık.

AA'nın kuruluşu, Türkiye Cumhuriyeti'nin

de öncesine uzanıyor...

Kuruluş öyküsü hayli ilginç...

Kurtuluş Savaşı'nın en ateşli

günlerinde...

Akhisar tren istasyonunda başlar...

Gazeteci Yunus Nadi, o günleri şöyle

anlatıyor:

"Mart 31... Sene 1920...

Geyve'ye muvasalatımızın dördüncü

günü ve üçüncü sabahıdır.

Bugün Ankara'ya doğru yolumuza

devam edeceğiz...

Çünkü Halide Edib Hanım kafilesi dün

akşam üstü Geyve'ye geldiler.

Halide Edip Hanım ile

ancak Akhisar

istasyonundaki bir mola

sırasında ayak üstü

biraz görüşebildim.

...gider gitmez bir ajans

teşkilatı kuralım, o

vasıta ile dahile ve

harice söyleriz.

Birinci şart hanımefendi.

Sonra tabii bunun

teferruatı gelir; mesala

ilk merhalede neşriyat,

ki başlı başına teşkilata

ihtiyaç gösterir. Sonra

propagandanın envaı...

Tabii sıra ile hepsi

yapılır. Fakat benim

fikrimce ilk iş ajans

olmalıdır. Hatta

isterseniz adını burada

koyuverelim: Mesela

Türk Ajansı, mesela

Ankara Ajansı, mesela

Anadolu Ajansı... Daha

da bulunabilir.

Bana ‘Anadolu Ajansı' en iyi isim gibi

görünüyor.

Bana da öyle. Değil mi, evvela kendini ve

mümkünse bütün vatanı kurtaracak olan

Anadolu'dur. O halde kararımızı vermiş

olalım: Anadolu Ajansı...

Evet Anadolu Ajansı hanımefendi...

Kafile Ankara'ya 1 Nisan 1920'de ulaşır...

Mustafa Kemal Paşa'nın karargahına

gidilir...

Şimdi Devlet Meteoroloji İşleri Genel

Müdürlüğü olan Ziraat Mektebi'ne...

4 veya 5 Nisan akşamı...

Anadolu Ajansı fikri açılır...

Yarından tezi yok hemen işe

başlanabileceği söylenir...

Atatürk de fikri "çok güzel" bulur...

Ancak, "yazılacak haber ve yazıların ilk

günlerdeki eşkalini bir kere kendisi

görmek" ister...

"Takip olunan siyaset ve zihniyete

muhalif bir şey olmasın diye"...

Birkaç gün sonra AA faaliyete geçer...

Atatürk'ün Osmanlı Bankası'ndan temin

edeceğini vaat ettiği daktilo ile...

AA'nın ilk haberi, kendi kuruluşu ile

ilgilidir...

Önce göreve başladığını duyurur...

Anadolu halkına çağrı niteliğinde bir

metinle:

"Devlet merkezimizin düşman işgali altına

geçmesi üzerine Anadolu ve Rumeli'nin

Müdafaa-i Hukuk azim ve kararlılığı

içinde yiğitçe harekete geçtiği şu

sıralarda, din ve vatan kardeşlerimizin en

doğru haber ve bilgiler alabilmelerini

sağlamak için kurulan Anadolu Ajansı

bugünden itibaren göreve başlıyor.

Bugün alınan haber ve bilgilerin oralarda

da mümkün olduğu kadar fazla kimse

tarafından okunup bilinmesi gereğini arz

ve açıklamaya yer yoktur. Bu amaçla,

oralarda dahi özel örgütler meydana

getirerek her gün vereceğimiz bilgilerin

telgrafhane kapılarında siyah levhalar

üzerine yazılması ve yeterli araç olan

yerlerde basılması, yayınlanması ve

dağıtılması, nahiyelere ve hatta köylere

kadar gönderilmesi hususlarının yerine

getirilmesini hepinizin vatan ve millet

sevgisinden ve yardımlarından rica

ederiz."

AA'nın 12 Nisan 1920'deki ilk haber

bülteninde, Anadolu halkına çağrı

niteliğindeki bu başlangıç pasajından

sonra "bugünkü son bilgiler" aktarılır...

Tarih, 12 Nisan 1920'dir...

TBMM'nin açılışına 11 gün vardır...

Anadolu Ajansı'nın kuruluş amacı

Türkiye'nin sesini dünyaya duyurmaktı...

Bugün de öyle...

70 haber ajansı ile karşılıklı haber ve

görsel ürün alışverişi yapıyor...

Dünyada 40'a yakın kentte görev

yapıyor...

Haber yarışında

Modern anlamda, haber ajanslarının

temeli 1800'lü yıllarda atıldı...

Macar asıllı bir Fransız tarafından...

Charles Havas...

Havas kendi adını verdiği ajansını

1835'te kurdu...

Gazeteler bu ajansın haberlerini satın

almaktan çekinmiş...

Ajansın ilk müşterilerini diplomatlar ve

bankerler oluşturmuş...

Dünya çapında öne çıkan iki haber ajansı

var...

Biri Reuters...

Paul Julius Ruter tarafından kuruldu...

1850 yılında...

Almanya'nın Aachen şehrinde...

Bankacı Reuter, kendisini tehdit altında

hissedince Londra'ya göç etti...

Böylece Reuters bir İngiliz haber ajansı

oldu...

Bugün dünyanın her tarafındaki

ekranlarda mali veri sunmada birinci

sırada...

Kısa bir süre önce de Thomson

tarafından satın alındı...

Diğeri AP...

Associated Pres...

1846 yılında ABD'de doğdu...

New York'ta...

Bugün ABD dışında da dünyadaki

etkinliği devam ediyor...

Ulusal haber ajanslarının birçoğu II.

Dünya Savaşı'ndan sonra kuruldu...

Özellikle yeni kurulan devletlerin öncelikli

amacıydı...

Asya'da, Afrika'da, Arap ülkelerinde...

1960'lı yıllarda kurulan pek çok haber

ajansının faaliyeti durduruldu...

Yarış dışında kaldılar...

Şu ya da bu nedenle...

Haber ajansları...

Dünyada iletişim akımını düzenleyen

kuruluşlar...

Hala öyle...

İnternete...

Twitter'a...

Facebook'a rağmen...

Benim gördüğüm, yeni teknolojiler haber

ajanslarının aleyhine değil, lehine işliyor...

Yarış devam ediyor...

Kitle iletişim araçları için haber ajansları

çok önemlidir...

Gazeteler...

Televizyonlar...

Radyolar...

Ve de internet siteleri...

Mali açıdan da...

Her yayın organının, dünyanın her

yerinde bir muhabiri olması ancak hayal

edilebilir...

Güçlü haber ağına sahip olmak,

ajanslardan geçer...

Haber ajansları dışında hiçbir kitle iletişim

aracı, tek başına, bu kadar haberi bu

kadar çok bölgeye, bu kadar değişik dille

ve bu kadar çok insana, uluslararası veya

ulusal haber ajanslarının yapabildiği

kadar ulaştıramaz.

Anadolu Ajansı'nın varlığı çok önemli...

Aman... Olmasa ne olur diyemeyiz...

Sadece bizim işimiz kolaylaşsın diye

değil...

Gittiğimiz toplantıda, ajans var mı diye

bakıp, "Oh... İyi, bir şey atlamayız"

rahatlamasına girelim diye değil...

Ajansın mahrecini silip, üstüne ismimizi

yazalım diye değil...

Dünyanın, Türkiye'nin dört bir yanından

"haber" alabilelim diye...

Özellikle de bugün...

Haberin en büyük spekülasyon aracı

haline getirildiği bir dönemde...

Özellikle de dünyada ana iletişim akımları

tekellerin eline geçerken...

Evet, AA'nın kuruluşu devlete dayanır...

Evet, sermayesinin hemen tamamı

devlete aittir...

Ancak görev, halkı bilgiyle donatmaksa...

Gerçek ve doğru bilgiyle...

Bunun için gereken de tarafsız

habercilikse...

Devlet memurluğu ile gazeteciliği her

zaman birbirinden ayırmak zorundayız...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar