Dünya şirketlerini yöneten Türkler bir sinerji yaratabilir mi? (2)

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com

New York'ta, Fransız sigorta kuruluşu AXA'nın yönetim binasındayız...

Dünya Türk Girişimciler Kurultayı bilgilendirme toplantısı için...

Gazete olarak önem verdiğimiz bu etkinlikten geçen hafta bahsetmiştim...

Dünya Türk Girişimciler Kurultayı, DEİK bünyesinde kurulan Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) tarafından düzenleniyor...

18-19 Kasım tarihlerinde İstanbul'da yapılacak...

Dünyanın dört bir yanında başarı hikayesi yazan girişimciler ve yöneticiler anavatanda buluşacak...

2009 yılında yapılan ilk toplantının sloganı "Küresel Güç Türkiye" idi...

Bu yılki slogan "Küresel Değişen Dünyada Yükselen Türkiye"...

Konuyla ilgili daha fazla bilgiyi www.dtik.org.tr adresinden alabilirsiniz...

Kurultayın tanıtım toplantısı İstanbul'da geçen hafta yapıldı...

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve TOBB, DEİK ve DTİK başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun katılımıyla...

Ardından kurultayın yurtdışında tanıtım toplantıları başlatıldı...

Bir anlamda kurultay "roadshow"a çıktı…

İlk durak da ABD oldu...

Kısa adı TACCI olan Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası (Turkish American Chamber of Commerce) tarafından New York'ta düzenlenen toplantıya DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı katıldı...

Biz de Turkcell'in New York Borsası'na (NSYE) kote olmasının 10. yıl etkinliği için bu şehirdeydik...

Daveti fırsat bildik, gittik toplantıyı izledik...

Yazının girişinde belirttiğim gibi toplantı New York'taki AXA binasının konferans salonunda yapıldı.

Tam da toplantının ruhuna uygun olarak AXA'da görev yapan Türk profesyoneli Burak Alpaslan'ın katkılarıyla...

TACCI Başkanı Celal Seçilmiş'in takdiminin ardından DEİK İcra Kurulu ve aynı zamanda ICC Dünya Odalar Federasyonu Başkanı Rona Yırcalı bir sunum yaptı...

Türkiye ekonomisinin son yıllarda yaşadığı atılımı anlattı...

Dünyanın her yanından artan ilgiyi...

Ve bununla gelen fırsatları...

Yırcalı'nın verdiği bilgiye göre, Körfez bölgesinden Türkiye'ye sadece geçen yıl 500 bin yeni ziyaretçi geldi...

Sağlık turizmi nedeniyle gelen döviz de 4 milyar dolara ulaştı...

Perspektiflerini de anlattı Yırcalı...

Dünya Türk Girişimciler Kurultayı ile neler hedeflediklerini...

1 milyar doların üstünde satış hacmine sahip 12 markası var Türkiye'nin...

206 ülkeye, 120 bin çeşit mal gönderiyor...

86 ülkede 6 bine yakın müteahitlik projesini tamamladı...

Yurtdışında 2000'in üzerinde mağaza işletiyor...

Ama bunlar Türkiye'ye yetmiyor...

Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girecekse, başka dinamiklerin harekete geçmesi şart...

İstanbul'daki toplantıda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da anlatmıştı:

Türkiye'nin küresel bir aktör olması için "Türk diasporası en önemli varlıklarımızdan bir tanesi..."

Çin'i dünyanın üretim üssü...

Hindistan'ı dünyanın yazılım merkezi...

İsrail'i inovasyon merkezi yapan temel faktörlere bakın!..

O başarı öykülerinde mutlaka bu ülkelerin kendi diasporaları ile etkin iletişimi göreceksiniz...

Birlikte hareket etmelerinin etkilerini görürürsünüz...

Rona Yırcalı da sunumunda Kurultayın hedefini bu kritik soruna bağladı:

Acaba biz de Türk diasporasını harekete geçirebilir miyiz?

Ve Türk diasporasının gücünden Türkiye'yi, Türkiye'nin gücünden de, yurtdışındaki "uçbeylerini" yararlandırabilir miyiz?

Diaspora demişken...

"Türk diasporası" hakkında biraz bilgi vereyim:

Türkiye'nin yurtdışında azımsanmayacak bir insan varlığı var...

"Nasıl?" diye sorarsanız...

Bir kere nüfus bakımından...

Dünya ülkeleri arasında Türkiye yurtdışında en çok vatandaşı olan 10'uncu ülke...

Devam edelim:

5.2 milyon Türkiye vatandaşı Avrupa'da yaşıyor...

Ve bunlar bugün 140 bin ticari işletmeyi çalıştırıyor...

640 bin kişiye iş veriyor...

Sadece girişimciler değil...

Yurtdışında çalışan profesyoneller de diasporanın etkin bir parçası...

Bugün dünyanın en büyük şirketleri dahil, pek çok uluslararası şirkette Türkiye'den giden profesyoneller önemli bir güce ulaştı...

Mesela bu yazıyı yazdığımız Amerika'yı ele alalım...

Coca Cola'nın CEO'su Muhtar Kent gibi efsaneleşmiş isimler bir yana...

Çeşitli kademelerde pek çok Türkiyeli yönetici ve mühendis var...

Dünyanın en büyük yazılım ve bilişim şirketi olarak nitelenen Microsoft'ta 350 Türk mühendis görev yapıyor...

Atatürk Havalimanı'ndan, New York JFK Havalimanı'na 300'den fazla yolcuyla birlikte bizi de uçuran Türk Hava Yolları'na ait Boeing 777'nin yapımında 75 Türk mühendis çalışıyor...

Bilmiyorum...

Dünyanın en büyük internet arama motoru olarak anılan Google'da 35 türk mühendisin çeşitli görevlerde çalıştığını öğrenmek sizi de benim gibi hem şaşırtır hem de sevindirir mi?

Varlık tamam da...

Ya yönetimi?

Ya örgütlülük?

O ne durumda?

İşte o tarafımız bir hayli zayıf...

Rona Yırcalı da konuşmasında buna vrurgu yaptı...

Fransa'dan bir örnek verdi...

Bugün Fransa'da yaklaşık 500 bin Ermeni yaşıyor...

Yani "Ermeni diasporası"...

Heykeller diken, davalarını tüm Fransa'ya anlatan onlar...

Öte yandan, Fransa'da yaşayan Türk sayısı da yaklaşık 500 bin...

"Peki, bu olgu karşısında biz ne yapıyoruz?" diye sordu Rona Yırcalı...

Ve yine kendisi yanıtladı:

"Sarkozy'nin yaptıklarına bakıp sadece küfrediyoruz...

Oysa hiçbir işe yaramıyor...

Bu yaklaşımı artık geride bırakmamız lazım...

Biliyorsunuz lobi şirketlerine çok paralar ödedi Türkiye...

Ama pek bir yararı olmadı...

İnsanlar önce kendi meselelerine bir strateji dahilinde sahip çıkmalı...

Bu konuda diasporaların etkinliği çok önemli..."

Bu etkili çaba daha fazla ilgiyi hak ediyor

Rona Yırcalı TACCI toplantısında konuşurken etrafıma baktım...

Mutlaka çaba gösterilmiştir ama...

Katılım sınırlı...

Haydi, Türk girişimcilerin ve yöneticiilerin davet edildiği bir toplantının biraz "bizbize" olmasını anlarım...

Fakat New York'ta daha sonra katıldığımız toplantılarda eksiklik hissettim...

Örneğin, çok önemli sunumların yapıldığı Türk Amerikan İş Konseyi'nin (TAİK) "Türkiye Yatırım Konferansı"nda...

Zeynep Yerel gibi genç finansçıların görev yaptığı Goldman Sachs International'in New York merkezindeki toplantıda Rona Yırcalı'nın yanı sıra;

Turkcell CEO'su Süreyya Ciliv...

ABD Hazine eski bakanlarından Dr. John Snow...

Amerikan Türk Cemiyeti Başkanı Murat Köprülü...

TPG Capital'in ortağı Ramzi Gedeon gibi önemli isimler konuşmacıydı...

Çok da iyi performans sergilediler...

Ama bana sorarsanız, toplantı hak ettiği ilgiyi görmemişti...

Haberini yakında gazetemizde okuyacaksınız...

Özellikle Garanti Yatırım'dan Metin Ar'ın moderatörlüğünde;

Goldman Sachs başekonomisti ve Ekonomik Araştırrmalar Direktörü Ahmet Amalar Direktörü Ahmet Akarlı'nın...

The Rohatyn Group Management CEO'su Nicholas Rohtayn'ın...

Ve The Boston Consulting Group'tan Burak Tansan'ın sunumları tartışmasız etkileyici ve bilgilendiriciydi...

Aslına bakarsanız toplantı sonrası sohbet ettiğimiz TAİK Başkanı Haluk Dinçer içerikten ve katılımdan memnundu...

Gerçekten de Türkiye'yle ilgilenen kimi yabancı yatırımcılar New York'un kozmopolitliğini yansıtacak profilde toplantıya katılmışlardı...

Yine de dünyanın 17'inci büyük ekonomisinin, büyüme şampiyonu Türkiye'yi, toplantıda sık sık dile getirildiği gibi anlatılacak bir başarı hikayesine sahip Türkiye'yi dinlemeye daha fazla yatırımcı gelmeliydi...

Belki Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in toplantıya katılamamasının da etkisi oldu, bilmiyorum...

Ama o çabaya, o konuşmacı portföyüne Goldman Sachs'ın salonu dar gelmeliydi...

ABD'de yaşayan en az 250 bin Türk olduğundan söz ediliyor...

Yurtdışında okuyan 130 bin Türk üniversite öğrencisi var ve bunların yaklaşık yarısı ABD'de yaşıyor...

Türkiye ABD'ye en çok öğrenci gönderen 10'uncu ülke...

Ve akademisyenlerimiz...

Amerikan üniversitelerinde el üstünde tutulan o kadar çok Türkiye'den gelme akademisyen var ki...

Düşünüyorum da...

Varlıklarınızı iyi kullanabilmek bir meziyet...

Başarılı olanlar avantaj yakalıyor...

Aksi durumda umulan etki ortaya çıkmıyor...

Bunda herkesin biraz payı var...

Ve kesinlikle bizim de gazete olarak içerisinde yer aldığımız medyanın da…

Türkiye küresel oyuncu olmaya soyunduysa, New Yok Long Island City'den yayın yapan Radyo Türküm'ün çabalarının çok ötesinde ilgi gerektiyor bu konular...

Ve de kendimize çeki düzen vermemizi...

Böyle bakınca, New York'taki toplantılarda tanıştığımız dünyanın en büyük finans kuruluşlarından, İsviçre kökenli UBS'in ABD'deki direktörlerinden, Senatör Phil Gramm'ın vekili Aslı Karahan Ay'ın medyadan şikayetine hak vermemek mümkün değil...

Karahan bu tip konulara Türkiye'deki gazetelerde yer verilmediğini sordu bize...

Verildiği zaman da, neden bu kadar cahilce ve derinlikten uzak verildiğini...

İster Amerika'da yaşasın, ister bir başka ülkede, isterse de Türkiye'de...

Kendilerine neden ufuk açıcı haberler yerine yüzeysel ve içeriksiz haberlerin sunulduğunu sorgulayan pek çok kişi gibi...

Bu soru gerçek bir yanıt istiyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar