Enerjide bütünlük önemli

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Petrol-akaryakıt faaliyetleri Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) çatısı altında yürütülüyordu. TÜPRAŞ, POAŞ, PETKİM ve BOTAŞ’ı oluşturarak TPAO'yu dağıttık.

İşletmelerimizi bölmemizi önerenler Dünya Bankası, IMF gibi kuruluşlardı. Daha sonra AB müktesebatı diye bir şey çıktı.

Petrol ve doğal gaz sektörleri, stratejik sektörler. Dünyada tüketilen birincil enerjinin yüzde 33’ü petrolle, yüzde 24’ü ise doğal gazla karşılanıyor.

Bu kaynakların yaklaşık yarısı Ortadoğu coğrafyasında. Bu bölgenin yıllardır sıcak ve soğuk savaşların, sivil katliamların merkezinde yer almasının temel nedeni de bu.

Petrol ve doğal gaz araması, büyük miktarda risk sermayesi ile teknoloji ve yetişmiş insan gücü gerektiriyor.

Aramanın gereksinim duyduğu sermayenin sağlanabilmesi, katma değeri yüksek petrol ürünlerinin üretilmesi ve pazarlanması sayesinde sağlanabiliyor.

Dikey bütünleşik yapı, tam da bu nedenle gerekli. Yani sadece arama ve üretim şirketi olmakla yetinmeyip, taşıma (kara ve deniz tankerleri ve boru hatları), rafinaj, dağıtım ve pazarlama fonksiyonları da şirketin temel faaliyet alanları olmalıdır.

Rafinaj ile dağıtım ve pazarlama faaliyetleri sonrasında elde edilen kârın önemli bölümü, riskli arama faaliyetleri için risk sermayesi oluşturmak üzere kullanılıyor.

İşte bunun içindir ki (devlet ya da özel) dünyanın bütün büyük petrol şirketleri, bu yapıda organize olmuş durumda.

TPAO da 1980’li yılların öncesinde, özelleştirme rüzgârlarıyla dikey bütünleşik yapısı parçalanmadan önce, aynı anlayışla yapılanmış ana şirketti.

1954’de kurulan TPAO çatısı altında, sırasıyla İPRAŞ (1960), PETKİM (1965), İPRAGAZ (1966), İzmir Aliağa Rafinerisi (1967), TÜMAŞ (1969), İGSAŞ (1971), DİTAŞ, BOTAŞ ve ADAŞ (1974), Kıbrıs Türk Petrolleri Ltd. Şti. (1974), ISILİTAŞ (1975) faaliyete geçti.

Dikey bütünleşik yapı, 1983'ten sonra Dünya Bankası ve IMF’in plan ve programları doğrultusunda parçalanmaya başladı.

TÜPRAŞ'ın kuruluşu 1961 yılında Amerikan Caltex'n inşa ettiği Türkiye'nin ilk rafinerisi olan İPRAŞ'a (İstanbul Petrol Rafinerisi AŞ) dayanır.

Daha sonra Kamu İktisadi Teşekkülleri’nin (KİT) daha verimli olmaları için yapılan düzenlemeler kapsamında, İPRAŞ ve kamuya ait diğer dört rafineri, 1983'te TÜPRAŞ adı altında toplandı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018