Enflasyonda ne hedefin önemi kaldı, ne tahminlerin

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

2018-2020 yıllarını kapsayan orta vadeli programda bu yılın TÜFE artışı yüzde 7 olarak öngörülmüştü. İlk beş ayda yüzde 6.39’a ulaşan artışla yıllık öngörünün yüzde 90’dan fazlası şimdiden “gerçekleştirilmiş” oldu.

Orta vadeli programda yüzde 7’lik bir hedef vardı ama Merkez Bankası bu yıl açıkladığı iki enflasyon raporunda da tahminini yukarı çekti. Merkez Bankası tahminini önce yüzde 7.90’a, ardından yüzde 8.40’a çıkardı.

Beş aydaki yüzde 6.39 ile hedefin yüzde 90’dan fazlasına ulaşılmıştı. Yüzde 6.39, Merkez Bankası’nın son tahmini olan yüzde 8.40’ın da yüzde dörtte üçü demek.

İlk çeyrekte geçen yılın altında kalan enflasyon son iki ayda öylesine bir ivme kazandı ki ne hedef bir anlam ifade eder durumda artık, ne tahminler...

Yeni rekorlar şaşırtıcı olmaz

Bu köşede dün de vurguladık. Tüketici fiyatları beş aylık artışıyla 2003 bazlı yeni seri TÜFE’de rekor kırmış durumda. Yıllık yüzde 12.15’lik oran da yaklaşık 14.5 yılın gümüş madalyasında. Altın da yakındır ama!

Bu fiyat artışına kur artışının henüz tam olarak yansımadığı biliniyor.

Bu fiyat artışında üretici fiyatlarının ara mal grubundan gelecek etki henüz tam anlamıyla yok.

Bu fiyat artışına kur ve petrol fiyatındaki yükselmeden kaynaklanan akaryakıt zammı gerektiği gibi yansıyor değil. Yapılması gereken akaryakıt zammı, ÖTV’den feragat edilerek şimdilik tutuluyor. Seçimden sonra, “Vazgeçtik bu uygulamadan, ÖTV’den feragat yok artık” mı denilecek, yoksa uygulama sürecek mi, belli değil. Ama ortada bir maliyet var ve bu maliyet ya bütçeye binmeye devam edecek ya akaryakıt kullananın sırtına binecek. Sonuçta o maliyet yok olmuyor ki...

Dolayısıyla enflasyonda bizi gelecekte pek de iyi günler beklemiyor. Yukarıda sıraladığımız etkenler dışında bir de baz etkisi yönüyle sıkıntı doğuracak bir döneme girdik.

Örneğin tüketici fiyatları geçen yıl haziranda yüzde 0.27 düşmüştü, bu yıl bir gerileme beklemek mümkün mü?

Yine örneğin yurtiçi üretici fiyatlarında geçen yılın haziranındaki artış yalnızca yüzde 0.07 olmuştu. Mayısta yüzde 3.79 gibi rekor bir artıştan sonra bir anda artışı geçen yılki gibi neredeyse sıfır düzeyine çekebilir miyiz?

Tahmin yapmak çok zorlaştı

Enflasyonun nasıl seyredeceğini en başta kurun düzeyi belirleyecek. Peki ya kurun düzeyini belirleyecek en büyük etken ne?

Bir kere seçimin geride kalmış olması mutlaka bir rahatlama sağlayacak. Ne var ki sandıktan çıkacak sonuç belki de durumu daha karmaşık hale getirecek.

Meclis çoğunluğunun Cumhurbaşkanına muhalif partilerinden oluşması halinde Türkiye hiç alışık olmadığı bir sorunla karşı karşıya kalacak. Yürütme bir elde, yasama çoğunluğu başka bir elde...

İşte o durumda ne olur; kur nereye gider, buna bağlı olarak enflasyon nerelere tırmanır, kestirmek hiç mümkün değil. Ama şunu söylemek mümkün; geçen yıldan daha iyi bir noktada olmayacağız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar