Geçici ve nispeten kolay çözümler tükendi!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Son iki hafta genelindeki piyasa dalgalanmalarının ardından, uluslararası kurumlar Türkiye Ekonomisine ilişkin tahminlerini güncellemeye başladılar. Makroekonomik beklentilerdeki ciddi sayılabilecek tahribat ve kırılganlık algısındaki sert artış somutlaşmaya başladı. Para politikasındaki sıkılaşma ile son iki hafta genelinde döviz kurlarında yaşanan artışın büyük ölçüde geri alınmış ve yerleşikleri etkileyen paniğin dindirilmiş olması, sonucun böyle olmasını engelleyemedi.

Nisan ayı genelinde enflasyon tahminleri hızla yukarı yönde değiştirilirken, büyüme öngörüleri hafifçe yukarı çekilmişti. Son iki hafta genelinde yaşananlar ise beklentileri belirgin bir şekilde olumsuzlaştırdı; büyüme beklentileri öncekilerin yarısına indirilirken enflasyon algıları yukarı yönde değişti. Bu değişiklikler, işsizlik oranının Ocak 2017 de görülen yüzde 13’lük düzeyi aşabileceği endişelerini güçlendirdi. Kamu kesimi ve mali sektöre ilişkin algılar belirgin bir şekilde bozuldu, sistemi oluşturan kurumsal yapıya yönelik güven azaldı.

15 Temmuz sonrasındaki ekonomik uygulamalar ömrünü tamamladı

Başka bir deyişle, 15 Temmuz kalkışması sonrasında uygulamaya konulan ekonomik yaklaşımların ömrünü tamamladığı ve benzer uygulamalar ile devam edilebilmenin olanaksızlaştığı yönündeki algılar terse çevrilemeyecek şekilde güçlendi. Kamu harcamalarının kısılması ve kredi hacmindeki artışın durulması, paranın devir hızının gerilemesi ve parasal sıkılaşmanın etkisini yok edecek uygulamalardan kaçınılması gereği yoğun bir şekilde kapıyı çalmaya başladı. Seçim meydanlarındaki söylemler ile ihtiyaçlar arasındaki dramatik çelişki, istikrarsızlık endişelerini beslerken sistemik kriz algısı ön plana çıktı.

Hemen yukarıda vurgulamaya çalıştığımız dehşet dengesi ve küresel koşullardaki eğilimler, gelecek açısından iyi şeyler söylemiyor. Kredi itibarımızın aşağı yönde ilerlemeye ve kaynak sıkıntısının büyümeye devam etmesi olasılıkları belirgin bir şekilde artıyor. Piyasalar şimdilik bu olasılığı görmezden gelmeye çalışıyor, gerçekleşmesi zor varsayımlar üzerine iyimser masallar yazarak yerleşiklerin güvensizliğini kırabilmeyi denemek zorunda kalıyor!

Küresel koşulların olumsuzlaşma eğiliminde olduğu dönemlerde, iyi niyetle ve toplumsal uzlaşı ile gerçekleşmiş olsa bile yapısal reformların başarı şansı sınırlıdır; masa başında yapılmış hesapların ve buna dayalı iyimser beklentilerin çuvallaması olasılığı çok yüksektir. Ayrıca içerdeki uzlaşmazlık ve çelişkilerin, ağırlaşmış sorunlar nedeniyle aşılabilmesi çok zorlaşmış durumdadır; iyi niyet yoktur ve olsa bile yeterli değildir, yapılması gerekenlere toplumsal destek yaratılabilmesi olanaksız gibidir.

Ekonominin gerçekleri, sosyal ve siyasi istikrarsızlığı büyütecek ve güven bunalımını derinleştirecek türdendir; durum böyle olduğu için, günü kurtarmak adına gerçeklerden kaçılmış ve sorunların ağırlaşmasına izin vermek zorunda kalınmıştır! Eğer durum böyle olmasa idi, son iki yıl genelindeki ekonomi politikası uygulamaları çok daha farklı olabilir ve beklentiler kontrolsüz bir şekilde olumsuzlaşmaz, Siyasi İrade baskın seçime yönelmek durumunda kalmazdı!

Kurdaki dalgalanmalara karşı yüksek doz sakinleştirici verildi

Faiz oranları kısa vadede gerilemeyecek şekilde yükseltildi, döviz kurlarındaki yıkıcı olabilecek dalgalanmaları durdurmak adına yüksek doz sakinleştirici verildi. Paniği dindirebilmek için bu yeterli olmayınca, başta mali sektör olmak üzere sistemi oluşturan kurumsal yapı kimsenin almadığı riskleri üstlenerek bilançolarını korumaya çalışmak zorunda kaldı! Panik şeklen dindirildi, fakat yerleşiklerin güvensizliğindeki artış terse çevrilemedi! İş dünyası ve Siyasi İrade, paranın devir hızındaki gerilemenin sonuçlarına itiraz etmeye ve bildiğini okumaya devam ediyor! Kimse birbirini dinlemiyor, herkes anlayışı diğerlerinden beklemeye ve taleplerinde ısrarlı olmaya devam ediyor! Herkesim mevcut konumunu korumak istiyor ve bu nedenle yapılması gerekenler konusunda uzlaşılamıyor!

İçerideki fiili durum ve küresel koşullardaki değişimin yönü, makroekonomik görünüme ilişkin beklentilerin bozulmaya devam edebileceğini düşündürüyor. Gerçekçi olamayan ve bu nedenle ayağını yorganına göre uzatmayarak sorunların ağırlaşmasına izin verenlerin, mucizevi bir şekilde değişmesi ve hak edilmemiş yaşam standardından vazgeçmesi pek olası görünmüyor!


Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar