Gelişmekte olan ülke piyasalarında gelecek var mı?

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

 

Evet, var. Ama hepsinde aynı şekilde değil. Bazı varsayımlarla bir küçük yıl sonu rallisi, özellikle aşırı düşmüş borsalarda, mümkün. Nedir bunlar? (i) Fed varlık alımlarını çok yavaş adımlarla azaltacak. (ii) Fed bunu yaparken global dolar talebi de, ABD mali kesiminin “aşırı rezerv” talebi de, kademeli olarak azalacak. Yani parasal genişleme dururken, sonuçta dolar arzı kısılırken, dolar talebi de yavaşlayacak. (iii) ABD tahvillerinde faiz artışı son üç ayda olduğu gibi hızlı gerçekleşmeyecek ve yüzde 3’ün üzerine ağır ağır atacak. (iv) Gelişmekte olan ülkelerden çıkan ve bu ülkelere özellikle yatırım yapan fonların dışında kalan fonlar zaten çıktı. Fiyatlama oturunca bazıları geri dönecek veya artık çıkış olmayacak. (V) Nomura raporunun hesapları doğru bile olsa, biraz daha yüksek bir noktada yükselen “faizler yeterli olacak”. Yani iş fiyatlamaya, ucuzluğa kalacak. Böyle bile olsa gelecek parlak değil ve söylenenler genel olarak gelişen ülke piyasaları için. Bazı kırılgan ülkeler bu işten pek pay alamayabilir. Dövizde stabilizasyon bekliyorum. Aslında gelişmekte olan ülkelerden hızlı çıkış olmasının önemli bir nedeni de daha önce aşırı giriş olması. Kur rejimleri sabit olsaydı eski usul krizler zaten olmuş olurdu.   

TCMB’nin ne kastettiği üzerine geçen hafta epeyce kafa yoruldu. ZK/ROK mu, reeskont kredileri mi, swap anlaşmaları mı, “nedir reçete” sorusu soruldu. Ama günün sonunda  Brezilya gibi türev piyasalar derin olduğu için gerçek para çıkmadan dahi etkilenebilen bir ülke değilseniz, size “gerçek para” lazım. TCMB’nin cari açık/GSYH oranı tahmini yüzde 6’nın altında. Milli gelirin dolara çevrilmesinde oluşacak kur etkisini de düşünürsek, 2012 yılının da altında, 45 milyar dolar civarı bir cari açık tahmini. Bu tahminle yüzde 3-4 arasında bir büyüme öngörüsünü bağdaştırmak, mesela turizm gelirinde yukarı revizyon yapılmayacaksa, mesela altın tekrar rol oynamayacaksa, mesela petrol fiyatları düşmeyecekse, zor görünüyor. USD55 milyar cari açık, düşük büyümeye rağmen, özellikle altın hariç dahi düzeltilmiş son ithalat verilerinde artış olduğu görülürse, sanki hala daha gerçekçi. Bu rakama USD160 milyar borç döndürmeyi de eklersek olay netleşiyor. TCMB net rezervleri geçici şokları, “aşırı tepkileri” karşılayabilir. Fakat kalıcı bir yön değişimiyle Türkiye’nin en kırılgan 5’lide sayılması, Endonezya ve Hindistan gibi fiyatlanması durumunda iş zor. O kadar da fazla bir “net rezerv” yok. 

2014 yılı şu anda çok belirsiz. Fed’in hızını, küresel sermaye piyasalarının fiyatlamada hangi noktaya gideceğini, Türkiye ekonomisinin hangi sınıfta görüleceğini ve bölgedeki siyasi riskin tam olarak fiyatlanıp fiyatlanmayacağını görmeden tahmin yapmak çok zor. Ekim ayından itibaren görüntü biraz netleşebilir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019