Güven endeksleri ve gelir dağılımı

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Finansal eğilimler ve ekonomik beklentiler açısından, Nisan ayı çelişkiler ile dolu özel bir dönem oldu. Çok yönlü ve farklı ölçekli beklentilerin kesiştiği bir zaman kavşağında bu türden durumlar çok ta anormal sayılmamalı! Söz konusu dönemde, bir ay öncesine göre yükselen Ekonomik Güven Endeksi yerel seçim sonrasına ilişkin şartlanmalardan etkilenmiş olabilir. Olumsuzlaşan finansal eğilimler ise, ön plana çıkan algıların gerçekçi olmadığı anlamına gelebilir.
Yaklaşık çeyrek asırdır, eğilimlerin sürdürülebilir olmadığı ve geleneksel olmayan politikaların hüküm sürdüğü bir dönemi geride bıraktık. Söz konusu zaman dilimi boyunca kısa vadeli ve spekülatif bakış açısı ön plana çıkarıldı; finansal eğilimler ile beklentilerin ekonomik eğilimler üzerinde daha belirleyici olabilmesi için yoğun çabalar harcandı ve bu zorlamaların başarı şansının hızla azaldığı yeni bir döneme geçilmesi kaçınılmaz hale geldi. Finansal eğilimler ile ekonomik eğilimlerin ayrışması, çelişkili görüntüleri de beraberinde getirdi. Tüm süreç boyunca görmezden gelindiği için ağırlaşan yapısal sorunlar ve etkili olmaya başlaması önlenemeyen endişelere bağlı riskten kaçınma eğilimi bu devrin sonlanmakta olduğunun işaretlerini verdi.
Gelir dağılımında yaşanan ciddi bozulmaların en temel yapısal sorun olduğu kendisini hissettirir oldu! Kısa vadeli ihtiyaçların karşılanmasını öncelikle gözetecek çözümlerin gelir dağılımını iyice bozucu etkisi, yaklaşım değişikliklerini zorunlu kılmaya başladı.

Orta gelir grubunun hacmi büyük bir daralma ile tanışıyor

Son çeyrek asır genelindeki işleyişte orta gelir grubu gibi yaşama isteğinin tahrik edilmesi ve bu yaklaşımın finansal akımlar ile desteklenmesi, kısa vadeli yapay beklentilerin tüm eğilimler üzerinde belirleyici olmasına yardım etmişti. Fakat artık durum değişti! Çoğunluk orta gelir grubu gibi yaşamak istese de, giderek büyüyen kaynak sıkıntısı nedeniyle artık bunu gerçekleştiremiyor. Daha önce aldığı borçları ödemek zorunluluğu, yaşam standardının geriletilmesini gerektiriyor. Başka bir deyişle genişlediği varsayılan orta gelir grubunun hacmi, büyük ve sert bir daralma ile tanışıyor; yoksulluk sınırı ve altına doğru sert bir kayma yaşanıyor. Saadet zincirindeki kırılma, kırılgan olarak algılanan sefil ülkeler listesine yoğun katılımlar olabileceğini ve çeyrek asırlık hovardalığın bedelinin sistemik sıkıntıları dayanılmaz hale getirebileceğini düşündürüyor.
Beklentiler yolu ile tüm gelir gruplarını bir süre için aldatabilirsiniz; fakat bu durum koşullar ne olur ise olsun her seferinde bu tuzaklara düşecekleri anlamına gelmiyor. Yoksulluk sınırı ve altındakileri, beklentiler yolu ile aldatarak oylarını alabilirsiniz; geçici bir süre için hesapsızca geri dönmeyecek krediler vererek, orta gelir grubu imiş gibi harcamalarını artırmaları mümkün olabilir. Yüksek gelir grubundakileri, gerçek dışı beklentiler yolu ile hesapsız yatırım konusunda baştan çıkarabilirsiniz. Bu tür yaklaşımlar kısa vadede her şeyin olduğundan daha iyi görünmesine yardım edebilir. Ancak sonuçta karşılaşacağınız durum çok acı olabilir: atıl yatırımlar, sorunlu krediler, gelir dağılımında ciddi bozulmalar ve çaresizliğe dayalı korkular!

Popülizm taşıyıcı kolonları kırılganlaştırdı

Son çeyrek asır genelinde ve küresel ölçekte çok şey yaşadık. Bunlardan en önemlisi, günü kurtarmak adına gelir dağılımının bozulmasına yeşil ışık yakan tercihlerdi. Popülizm bataklığında yozlaşan sistem, taşıyıcı kolonlarını hesapsızca inceltti ve çok kırılganlaştı. Geniş kesimler ise, beklentiler yolu ile bu kötüye gidişin bilinçsiz figüranları olarak kullanıldı. Tüm bu olumsuzluklara altyapı sunan küreselleşme denilen kuralsızlık yerini korumacı eğilimlere, yapay zorlamalara ve devamında gelecek sıkıntılara bıraktı. Ava gidenlerin av olmaları olasılığı çok güçlendi!
Ekonomik Güven Endeksindeki, gelir dağılımındaki dramatik bozulmaya rağmen yaşanan artış yapaydır; gerçek durumu bilmemekle ve yerel seçim sonrasına ilişkin şartlanmalar ile ilgili olabilir. Gelir dağılımdaki uzun vadeli bozulma eğilimi ve olumsuz yönlü kısa vadeli finansal eğilimler, güvensizliğin büyüme eğiliminde olmaya devam etmesi olasılığını güçlendirmektedir. Söz konusu endeksteki yükselişte teselli arayanların yanılma olasılığı yüksektir, bunu kullanarak başkalarını avlama şansı ise yok denecek kadar az olabilir!



Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar