İstediler ve aldılar

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

 

 

Bir ekonominin yapısal problemleri olduğu zaman, yabancılar bunları affetmiyor. Zayıf noktaları biliyorlar. Bizde olduğu gibi, cari açığı öne sürüyorlar. Faiz artırımı için bastırıyorlar ve ilk etapta 75 baz puanlık bir artışı alıyorlar. Onları suçlayabilir misiniz? Finans piyasalarında olma sebepleri para kazanmak değil mi? Dengesizlikleri görüyorlar. Daha fazla getiri istiyorlar. Alamazlarsa çıkış yapıyorlar. Sonrasında para birimi değersizleşiyor. Ülkenin risk primi artıyor.

Bu yıl yapılan ilk faiz indirimleri, atılması gereken adımlardı. 2012’deki büyüme rakamı, beklentilerin çok altında kalmıştı. Sonrasında hükümetten gelen baskılarla faizler daha da indirildi. Arka arkaya gelen faiz indirimlerinden sonra TL değer kaybetmeye başladı. İçeride yaşanan olaylar ve Fed kaynaklı gelişmelerle TL’de serbest düşüş başladı. Merkez bankasının müdahaleleri etkisiz kaldı. Bundan sonrası için değerlendirme yaparsak, agresif faiz artırımları ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir. Bu açıdan bakıldığında, dünkü karar 50 baz puan da olabilirdi. Elli baz puanlık artış ve yeni artırımların sinyali düşünülebilirdi. TCMB zaman kazanırdı. 2011’in son aylarında yapılan faiz artışlarının ekonomi üzerindeki olumsuz etkisi 2012’de görüldü. Altın ihracatının desteği ile büyüme yüzde 2.2 oldu. Dünkü 75 baz puanlık artışa rağmen, küresel piyasalardaki belirsizlikler nedeniyle yabancılar yine sıkıştırabilir. Dolar Endeksi hızla artarsa, TL olumsuz etkilenebilir. Yabancılar, istedikleri zaman faiz artırımını alabileceklerini artık biliyorlar.

Başta Fed olmak üzere, büyük merkez bankalarının parasal genişleme programları yıllardır sürüyor. Bu dönemde döviz açığımızın finansmanında bir sıkıntı olmadı. Aslında İngiltere, Japonya ve Avrupa merkez bankalarının gevşek para politikaları devam edecek. Tabii noktayı koyan her zaman Fed oluyor. Fed tahvil alımlarının azaltılması kararını eylülde de açıklayabilir, daha sonraki aylarda da. Bugünkü ekonomik performanslara ve beklentilere baktığımızda, bu grup içinde çıkış stratejisine ilk başlayacak merkez bankasının Fed olacağı söylenebilir. Japonya ve Avrupa daha yolun başında sayılırlar. İngiltere daha fazla yol aldı. Fed’in aksiyonları bütün piyasaları hareketlendirecek. Gelişen ülke piyasaları üzerindeki etkilerin negatif olması bekleniyor. En azından piyasadaki ağırlıklı görüş böyle.

Bernanke’nin geçen hafta yaptığı açıklamalardan sonra, tahvil alımlarının azaltılması ile ilgili belirsizlik arttı. Finans kurumlarının çoğu, açıklamanın eylül ayında gelmesini bekliyor. Farklı açıdan bakıyoruz. Sadece ABD’yi değil, dünya piyasalarını ilgilendiren kritik bir karar alındıktan sonra, Fed Başkanı’nın basının karşısında olması gerekir. Alınan kararın gerekçelerinin iyi anlatılması lazım. Tabii Fed Başkanı’nın bütün konuşmaları planlıdır. Keyfe göre yapamaz. Buna göre, 18 Eylül’deki Fed toplantısından sonra başkanın yapacağı bir basın toplantısı var. Bu toplantıdan sonra bir açıklama gelebilir. Eylülden sonra, 18 Aralık’taki Fed toplantısının bitiminde Bernanke’nin planlanmış bir basın toplantısı var. Hemen herkes Bernanke’nin bir daha aday gösterilmeyeceğini biliyor. Obama bunun sinyalini bir televizyon programında vermişti. Bernanke’nin görev süresi Ocak 2014’te doluyor. Kısacası, görevinin bitmesine bir ay kala Bernanke piyasaların kucağına bombayı bırakır mı? Eylül ayında bir karar açıklanmazsa, tahvil alım programı ile ilgili karar yeni başkana da bırakılabilir. Karar geciktikçe, Türkiye gibi ülkeler zaman kazanır.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019