Kadınların 'altın günü'nden ilham aldı, iş modeli yarattı

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat’ın verilerine göre Türkiye’de 19.5 milyon konuttan 7.5 milyonunda rutubet, yalıtım, çatı akması sorunları yaşanıyor. Yani yaklaşık 30 milyon kişi sorunlu evlerde yaşıyor ve 30 milyonun büyük bir bölümü mevcut ev fiyatları nedeniyle evini değiştirecek güce sahip değil.

Fuzulev tarafından geliştirilen FPK modeli, normal şartlarda ev alma gücü olmayan çok sayıda aileyi bir araya getirip, ödeme gücü kazandıran bir paylaşım ekonomisi yaratıyor.

Ev sahibi olmak isteyen ailelerin hayalini gerçekleştirmeyi hedeflediklerini söyleyen Fuzulev Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal, kadınların altın günü mantığını bir iş modeline dönüştürdüklerini ve bu modele FPK, yani “Faizsiz, Peşinatsız, Kredisiz” konut edindirme sistemi adını verdiklerini söylüyor. Akbal şöyle anlatıyor: “Bundan 25 yıl önce bir Anadolu geleneği olan altın günlerini ‘ekonomiye nasıl kazandırırız’ düşüncesiyle yola çıktık. Bu modeli önce otomotiv sektöründe uyguladık. Faiz olmaması, insanların tek başlarına maddi güçleri yetmese de bir paylaşım ve dayanışma kültürüyle otomobil sahibi olabilmesini sağlaması, ödeme gücü benzer olan insanları bir araya getirmesi ve bir vade ile, yani aslında taksitle insanları otomobil sahibi yapması nedeniyle 1992’de ilk adımımızı atmamızla birlikte, sistem büyük talep gördü.”

Tasarrufu harekete geçirmek için dayanışma kültürü gerekli

Türk halkının tasarruf güdüsünü harekete geçirmek için bir dayanışma kültürüne ihtiyaç duuyulduğunu kaydeden Akbal, altın gününün de bu dayanışma kültürünün bir parçası olduğunu söylüyor. Akbal şöyle devam ediyor: “Bu sisteme girerek tasarrufa başlayanlar istedikleri zaman parasını alıp çıkma imkanına sahip oldu. Bunun yanı sıra, tasarruf sahibi banka kredisiyle otomobil alıp otomobil fiyatının çok üzerinde para harcamaktan kurtuldu. Bu nedenle sistem kulaktan kulağa hızla yayılarak on binlerce kişiye ulaştı. Fuzuloto’nun başarılı olması sonrasında bu defa aynı modeli gayrimenkule de uygulayabilir miyiz sorusu ortaya çıktı. Türkiye’nin hızlı büyümesiyle birlikte özellikle büyükşehirlerde artan konut fiyatları, bir kesimin ev ihtiyacının hayale dönüşmesine neden oldu. Yatırım amacıyla milyona varan fiyatlardaki evleri satın alanların yanı sıra, içinde oturmak amacıyla bir eve ihtiyacı olup da, bunu ödemeye gücü olmayan bir kesim de var. Türkiye’de ev hayali kuranların yüzde 85’inin aslında bin 500-2 bin TL taksit ödeme gücü olduğunu gördük. Elinde hiçbir birikimi olmayan bir aile asla ev sahibi olamıyor. Halbuki bizim kurduğumuz sistemde 160 ay taksitle ev almak isteyen bir aile kura ile belki daha ilk ayda, en geç de 80’inci ayda evinde oturabiliyor. Üstelik de tek kuruş faiz ve peşinat ödemeden.”

Toplumsal fayda sağlayan bir model

Akbal’ın dikkat çektiği bir diğer konu da FPK sisteminin; toplumun çok geniş bir kesimi için fayda yaratan bir sistem olduğu, toplumsal bir soruna çözüm ürettiği ve sosyal sorumluluk üstlendiği. Akbal, sistemin yarattığı sosyal faydayı şöyle anlatıyor: “Maslow’un ihtiyaçlar piramidine göre barınma ihtiyacı insanların nefes alma, yemek yeme, su içme, uyuma gibi ihtiyaçlarından sonra ikinci en önemli ihtiyaç. Yani piramidin en geniş tabana, en fazla insanın ihtiyacına denk düşen katmanlarından biri. Basit şekilde söylemek gerekirse her insan önce nefes almak ve yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak ister. Sonra da güvenliğinin yani barınma ihtiyacının karşılanmasını ister. Türkiye’de barınma ihtiyacını tam olarak gideremeyen, yani bir eve sahip olmayanların oranı yüzde 40’a ulaşıyor. Yani her 10 kişiden 4’ünün kendine ait bir evi yok. Türkiye, ev sahibi olma oranı açısından dünyada benzer araştırmanın yapıldığı 47 ülke arasında 41. sırada yer alıyor. Ev sahibi olamamanın en önemli sebeplerinin başında ise tasarruf yetersizliği geliyor. FPK sistemi tamamen dayanışmaya dayalı bir tasarruf modeli olması; artan konut fiyatlarına karşı, faizsiz, peşinatsız ev alma alternatifi yaratması ile, ‘ihtiyaç sahibinin’ ev sahibi olabildiği bir çözüm sunuyor.”

Paylaşım ekonomisi yaratıyoruz

Fuzulev Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal, FPK modelinin normal şartlar altında bir ev almak için ödeme gücü veya imkanı olmayan çok sayıda aileyi bir araya getirip, ödeme gücü olan çok sayıda aileye dönüştüren bir paylaşım ekonomisi yarattığını söylüyor. “Bir yandan tasarrufl arı artırırken, bu tasarrufl arın konut sektöründe yarattığı taleple ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Daha genel bir açıdan bakarsak ülkenin en önemli açığı olan tasarruf açığını dayanışma kültürüyle kapatıp, alım gücü bu dayanışma vesilesiyle yükselen ailelere aracılık ediyoruz. Aslında çok önemli de bir finansal açığı kapatıyoruz, alışverişe aracılık ediyoruz” diye ekliyor. Akbal FPK sistemi hakkında oldukça iddialı konuşuyor ve bu sistemin her yönüyle iyi anlaşıldığı takdirde, Türkiye’de her aileyi ev sahibi yapmanın mümkün olduğunu söylüyor. Akbal'ın aynı zamanda şöyle bir de talebi var: “Çok kritik bir toplumsal açığı kapatan bu sisteme devletimizin de odaklanıp bir garanti modeli geliştirilmesine ön ayak olacağına inanıyoruz. Bireysel emeklilik modeline benzer bir garanti modeliyle ‘Türkiye’de ev sahibi olmayan kalmasın’ cümlesinin çok hızlı bir şekilde gerçeğe dönüşmesinin önünde hiçbir engel yok.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar