Kayıtlı ekonomiye geçiş cezası: Damga vergisi ve yüksek harçlar

Recep BIYIK
Recep BIYIK VERGİ PORTALI recep.biyik@tr.pwc.com

Kayıt dışılığın çok sayıda nedeni var. Kararlılıkla uygulanan bir stratejinin olmaması, vergi oranlarının yüksek olması, vergi mevzuatının karışık olması, denetimin yetersiz ve verimsiz olması, vergi güvenlik önlemlerinin yetersizliği, vergi ödeme bilincinin yerleşmemiş olması, vergi cezalarının etkin olmaması, vergi aflarının rutin uygulamalar haline dönüşmesi, belge ve kayıt düzeninin yetersizliği bir çırpıda sayabileceğim nedenler. Hiç zaman harcamadan, bir bu kadar neden daha sayabilirsiniz. Kaldı ki bu nedenler sadece vergi kaynaklı nedenler. Başta ticaret hukuku kaynaklı olmak üzere birçok alandan benzer listeler yapmak mümkün.

Vergi oranları kayıt dışılığa neden oluyor mu?

Yukarıda saydığım nedenlerin her biri ayrı bir inceleme konusu olabilir. Bir kısmının mutlak doğru olduğunu söylemek de doğru değil. Bu çerçevede örneğin vergi oranları ile kayıt dışılık arasında doğrudan bir ilişki olduğunu söylemek mümkün müdür emin değilim. Mutlaka önemlidir ama örneğin, katma değer vergisi oranının düşük olduğu birçok malda kayıt dışılığın oldukça yaygın olduğu da bir gerçek.

Vergi oranlarının yüksekliği denince genel olarak gelir ve kurumlar vergisi ile katma değer vergisini anlıyoruz. Ancak kayıt dışılığın nedenleri açısından damga vergisinin ve harç oranlarının daha önemli olduğunu düşünüyorum.

Sözleşme damga vergisi neden var?

Damga vergisinin neden var olduğunu, en azından vergiye tabi bazı kâğıtlar için söylemek zor. Bu verginin esas amacının vergi hasılatı sağlamak olduğu ve bu amacı fazlasıyla sağladığı açık. Ben bunun dışında bir gerekçe arıyorum.

Beyannamenin neden damga vergisine tabi olduğu örneğin açıklanabilir değil. Daha da ötesi, vergi çıkmayan bir beyannameden neden damga vergisi alınır? Örnek sadece bununla sınırlı değil, çok sayıda kâğıt için benzer şeyler söylenebilir. Çalışanların ücret ödemelerine ilişkin EFT veya havale talimatları, kamu alımlarına ilişkin ödemelere ilişkin kâğıtlar, mali tablolar neden damga vergisine tabi olsun ki? Bir işe başlayanlar iş sözleşmeleri, işi sonlandıranlar fesihnamelerden damga vergisi ödemek zorunda. Anlamlı değil. Sözleşmelerden damga vergisi alınmasının gerekçesi olarak, sözleşmelere hukuki güvence sağladığı, sözleşmelerin tamlığının denetimini sağladığı, bu nedenle vergi ödendiği söylenebilir. Birçok gerekçeyle bu argümanlar beni tatmin etmiyor.

Oranlar makul mü?

Damga vergisi ve tapu harçları oranlarının makul olmadığı bence açık. Tapu harçlarında gerçek matrahın kavranamıyor olması, harç oranının yüksek olmasını haklı hale getirmiyor. Gerçek bedel üzerinden harç ödeyenler için oran oldukça yüksek.

Öte yandan, damga vergisi oranları hem yüksek hem de birçok yönüyle gözüktüğünden de ağır vergilemeye yol açıyor. Örneğin bir kamu ihalesi sonucu işi aldıysanız üç defa damga vergisi ödemek zorundasınız: İhale kararı için, sözleşme için ve ödeme sırasında düzenlenen kâğıt için ayrı ayrı ve kâr üzerinden değil toplam bedel üzerinden.

Damga vergisi ve harç oranları geçmişte neydi?

Damga vergisine her zaman mali açıdan bakıldı. İyi bir gelir unsuru olması nedeniyle vaz geçilemedi, oran indirimi de çok olmadı. Enflasyon oranlarına paralel olarak maktu damga vergileri sürekli artırıldı. Ayrıca nispi oranlar da ihtiyaç oldukça arttırıldı. Gelişimi aşağıda Tablo I’de.

Harç oranlarında, özellikle tapu harçlarında da benzer bir durum var. Tapu harçlarında hem oranın yüksekliği söz konusu, hem de matrahın kavranamaması sorunu var. Harçların yüksek olması gönüllü uyumu zorlaştırıyor, zorunlu veya gönüllü uyum sağlayanlar için ise kabulü zor bir vergi yükü ortaya çıkıyor. Hem oranı daha makul bir düzeye çekmek, hem de gerçek değerleri vergi hesaplamasında dikkate almak için geçmişte bazı denemeler oldu ancak ne yazık ki başarılı olunamadı.

Tapu harç oranları tablosu aşağıda. Tapu harçları hem alıcıdan, hem satıcıdan alındığı için, tablodaki oranları ikiyle çarparak dikkate almak gerekiyor.

Damga vergisi ve tapu harçları için bir strateji var mı?

Damga vergisi, yukarıda da bahsettiğim gibi tek amacı vergi geliri sağlamak olan bir vergi. Bu ihtiyaç kalmadığında da, kaldırılması düşünülecek bir vergi. İzleyebildiğim kadarıyla, devletin stratejisi de bu veya geçmişte buydu. Gelir kaybının telafisi kolay olmadığı için bu amaca, istisnaları kademeli olarak çoğaltarak gelir etkisinin azaltılması, zamanla da vergiyi tamamen kaldırarak ulaşılması amaçlandı. İlk adımlar özellikle finans piyasalarına ilişkin olarak getirilen istisnalarla atıldı. Ancak bu adımların devamı gelmedi, tersine vergi oranları zamanla daha da artırıldı. Sonuçta halen damga vergisinin büyüklüğü kolay vazgeçilebilir bir tutar değil.

Yukarıda da belirtiğim gibi, tapu harçlarının gerçek bedel üzerinden daha makul bir oranda alınması için 1999 yılında önemli bir adım atıldı. Oran ciddi ölçüde düşürüldü. Ancak hem gerçek matrahın kavranamaması nedeniyle hem de vergi gelirlerini artırmak için sonra yeniden kademeli olarak artırıldı. Gerçek alım satım bedelinin vergilemesi konusunda da çok başarılı olunamadı.
Şu an itibariyle özellikle damga vergisinin veya daha dar kapsamda sözleşmelere ait damga vergisinin kaldırılması yönünde bir politika var mı emin değilim.

Yapılması gerekenler ve kısıtlar

En temel kısıt belli: Bütçe gerekleri. 2019 yılı Bütçe Kanun Teklifi’nde öngörülen damga vergisi tutarı 21.5 milyar lira, tapu harcı tutarı ise 16.5 milyar lira. Kayda değer ve telafisi başka alanlardan kolaylıkla sağlanamayacak tutarlar. Ancak yapılması önerilen, damga vergisinde belirli kâğıtların vergisinin kaldırılması ve oran indirimi, tapu harçlarında ise gerçek tutarlar üzerinden daha düşük oranlı vergi olduğuna göre, kaybedilecek vergi tutarı bu tutarlara göre çok daha az olacaktır. Ancak yine de söz konusu olan önemli tutarlar olacağı muhakkak.

Tutarlar kayda değer ama bu vergiler bu düzeyde iken kayıt dışı ekonomiyle etkin mücadele ve vergiye gönüllü uyum da çok gerçekçi değil. Bu nedenle, belli bir süreye yayarak, aşamalı olarak oran indirimleri yaparak ve vergi kapsamını daraltarak, tapu harçlarında matrahı gerçek tutarlara doğru çekip vergi gelir kaybının bir kısmını buradan telafi ederek, bazı adımların atılması da mümkün.

Bu arada, aynı işten ve aynı bedelden üç defa vergi ödenmesi gibi, vergi beyannamelerinden vergi ödenmesi gibi, havale ve EFT talimatı gibi kâğıtlardan vergi alınması gibi uygulamalardan da vazgeçilmeli.

Dönem Sözleşme damga vergisi oranı (Binde)
1996-1999 6
2000-2009 7,5
2010-2012 8,25
2013-2018 9,48

Dönem Tapu harcı oranı (Binde)
1996-1998 48
1999 10
2000 12,5
2001-2008 15
2009-2011 16,5
2012-2018 20

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar