Kısmi bölünmeyle ilgili yeni bir özelge

Recep BIYIK
Recep BIYIK VERGİ PORTALI recep.biyik@tr.pwc.com

Gelir İdaresi özelgeleri, vergi cezası ve gecikme faizine karşı koruma sağlıyor. Aynı nitelikli özelgeler sadece özelgenin verildiği değil bütün mükellefler için aynı sonuçları doğuruyor. Bu nedenle özelgeler oldukça önemli ve izlenmesi gereken kaynaklar.

Gelir İdaresince verilen özelgelerden seçilmiş bazılarının özetine, yorum yapmadan zaman zaman bu köşede yer vermeye çalışıyorum.

Bugün, kısmi bölünmeyle ilgili bir yeni bir özelgede yer alan konuları özetlemek istiyorum. Özelge 18 Mart 2019 tarih ve 226698 sayılı. Özelgede birden fazla konu var. Tam metnine Gelir İdaresinin internet sitesinden ulaşmak mümkün.

- Aktife kayıtlı taşınmaz hangi koşullar çerçevesinde kısmi bölünmeye konu olabilir?

Aktife kayıtlı olan, şirketin üretim ve hizmet işletmeleri ile fiziki veya teknik bütünlük arz etmeyen ve bölünme sonrasında şirket faaliyetlerinde kullanılmayacak olan taşınmazların, şirket faaliyetlerini sona erdirmeyecek şekilde her biri tam hisseli olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef sermaye şirketine kayıtlı değeri üzerinden ayni sermaye olarak konulması suretiyle devredilmesi ve öngörülen diğer şartların da sağlanması kaydıyla, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19/3-b maddesi hükmü gereğince kısmi bölünmeye konu edilmesi mümkündür.

- Öz kaynak kalemlerinden bölünen taşınmaza pay verilmesi gerekir mi?

Kısmi bölünmeye konu edilecek taşınmazların kayıtlı değerleri ile devredilmesi gerekmekte olup, devralan şirket hisselerinin şirket ortaklarına verilmesi halinde, devre konu taşınmazlara ilişkin borçların da devri zorunludur. Bu suretle gerçekleştirilecek kısmi bölünme işlemine ilişkin olarak öz kaynak kalemlerinden pay verilmesi söz konusu değildir.

- Kısmi bölünme yoluyla devredilen taşınmazlara ilişkin finansman giderleri kazancın tespitinde dikkate alınabilir mi?

Kısmi bölünme işlemi kısmi bölünmeye ilişkin genel kurul kararının Ticaret Sicili’ne tescil edilmesi ile hüküm ifade edeceğinden, devralan şirket hisselerinin şirket ortaklarına verilmesi nedeniyle söz konusu taşınmazların ticari kazançla herhangi bir ilgisi kalmayacağından, şirkete ait bir finansman giderinden de söz edilmeyecektir. Dolayısıyla, ilgili hesap döneminin başından kısmi bölünmeye ilişkin kararın tescil tarihine kadar olan sürede kısmi bölünmeye konu edilen taşınmazlara ilişkin finansman giderleri ile kur farklarının kurum kazancının tespitinde dikkate alınması mümkün olup bu tarihten sonra söz konusu taşınmazlarla ilgili herhangi bir giderin kurum kazancının tespitinde dikkate alınması mümkün değildir.

- Kısmi bölünme yoluyla devredilen taşınmaza ilişkin borç tutarı taşınmazın kayıtlı değerinden fazla ise farkın kurum kazancına eklenmesi gerekir mi?

Kısmi bölünmeye konu edilen taşınmazlara ilişkin borçların bu taşınmazların kayıtlı bedelini aşan kısmının, elde edilecek iştirak hisselerinin ortaklara verilmesi nedeniyle, kısmi bölünme işleminin gerçekleştiği hesap dönemine ilişkin kurum kazancına eklenmesi gerekmektedir.

- Kısmi bölünmede, bölünen kurumdan devralan kuruma zarar intikali mümkün müdür?

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinde, devir ve tam bölünme işlemlerinde maddede belirlenen sınır dahilinde devralınan kurumların zararlarının indirimi kabul edilmiş ancak kısmi bölünme işlemlerinde zarar mahsubuna ilişkin herhangi bir hükme yer verilmemiştir.
Bu nedenle kısmi bölünmede, bölünen kurumdan devralan kuruma zarar intikali öngörülmediğinden, geçmiş yıl zararlarının hiçbir şekilde devredilmesi mümkün değildir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar