Makro ekonomik gelişmeler

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA nevzatsaygilioglu@atilim.edu.tr

Makro ekonomik gelişmelere bakıldığında genel olarak geçen yıla ve hatta yıllara göre çok önemli farklılaşmaların olmadığını biliyoruz. Gerek büyüme, gerek enflasyon ve gerekse dış ticaret göstergelerinin çok sapma göstermediğini izliyoruz. Yani yüzde 4 dolayında büyüme, yüzde 7-8 bandında enfl asyon, 150-155 milyar dolayında ihracat, 100 milyar dolayında cari açık, yüzde 8-10 aralığında faiz… 

Bunlar 2014 yılının temel ve genel göstergeleri… 

2014 yılının, genel seçim havasında geçen yerel seçim rüzgarı ve arkasından gelen artçı niteliğindeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle ister istemez ekonomi ıskalanıyor. Yani ekonomi ile ilgili bazı ayrıntılar gözden kaçıyor. 

Gerçekten de siyaset her şeyin önüne geçmiş durumda. Yazılarımızda da ifade ettiğimiz gibi ülke, siyasetin etki alanına girmiş durumda. Hem iç siyaset ve hem de dış siyaset çok önde. Yatıp kalkıp siyaseti konuşuyoruz. Soma felaketinde bile siyasetin izlerini veya etkilerini arıyoruz. 
Aslında 15 aylık bir sürede 3 seçim yaşamak hiç de kolay değil. Bunlardan daha birisi geçmiş durumda. Üstelik de aradan geçen 2 aydan daha fazla süreye rağmen etkileri halen devam ediyor. Yetmedi daha geçtiğimiz Pazar günü bazı il, ilçe ve beldelerde seçimler yenilendi. Şimdi de bunun küçük çalkantıları sürüyor. 

Bu seçimlerin herhalde en belirleyici olanı cumhurbaşkanlığı ile ilgili olanı. Çünkü; Türkiye Cumhuriyetinde ilk kez halk tarafından cumhurbaşkanının seçilecek olması ve hem de aday profilinin öne geçmesi, bu seçimlere büyük anlam yüklüyor. 

Gelecek yıl tam bu günlerde yapılacak olan genel seçimlerin de önemi hiç az değil. Bir yandan 2023 hedefl eri olan bir iktidar partisi ve bir yandan da varlığını sürdürme adına son kozlarını oynayacak muhalefet partileri, kozlarını bu büyük seçimde paylaşacaklar. 

Siyaset bir tarafa, ama ekonomi siyaseti de inceden inceye sürdürülüyor. Özellikle kamu maliyesi ve bütçe açısından önemli kararlar alınmıştı. Bu kararlar sessiz sedasız uygulanıyor. 

Şöyle ki; bütçe açısından ilk benimsenen prensip, bütçe disiplinini korumak ve bazı ayrıntılarda makas değiştirmek olmuş. 

Bütçeye bağlı kamu kesiminin cari harcamaları, yatırımları konusunda ciddi kararlar alınmış. 

Her şeyden önce kamu tüketimi açısından bakıldığında önemli bir politika göze çarpıyor. Son üç yıldan beri yaklaşık yüzde 6-8 aralığında her yıl artan kamu tüketiminin 2014 yılında düştüğü görülüyor. 2014 yılında kamu tüketimi bir önceki yıla göre sadece yüzde 3 artırılmış. 

Aynı şekilde kamu yatırımları açısından da durum benzerlik gösteriyor. Kamu yatırımlarının, 2010, 2012 ve 2013 yıllarında önemli artışlar sergilediği anlaşılıyor. Bu artış oranları yüzde 10 ile 19 arasında seyrediyor. Ancak; 2014 yılında fren yapılıyor ve kamu yatırımları bir önceki yıla göre yüzde 3.8 oranında azaltılıyor. 

Nitekim; yıllardan beri yatırımlardan aslan payını alan ulaştırma sektörü başta olmak üzere, hemen tüm kamu yatırımlarında frene basıldığı anlaşılıyor. Haziran ortasına geldiğimiz halde bazı ödeneklerin serbest bırakılmadığı veya yeterli olmadığı görülüyor. Özellikle TCK, TCDD, DSİ gibi yatırımcı kuruluşların sıkıştığı biliniyor. Şimdi yılın ikinci yarısından itibaren bazı esnemeler bekleniyor. 

Bu arada kamu gelirleri tarafında herhangi bir önemli değişiklik izlenmiyor. Yine dolaylı vergilere dayandırılmış ve kalitesi tartışmalı kamu gelirleri var. Şimdi de sigorta ve vergi borcunu ödemeyenlere yönelik seçim yatırımı niteliğindeki yeni bir kolaylık gündemde. Böylece gelebildiği ölçüde de ilave bir kamu geliri sağlanmış olacak. Öte yandan hükümetin kredi kartları kullanımına ilişkin kararının etkileri ortaya çıkıyor. Piyasalarda ciddi duraksama ve hatta daralma yaşanıyor. 

Bütün bunlardan çıkan sonuç şu: Ülke siyasete kilitlenmiş iken, bir yandan bütçe disiplinini korumak ve bir yandan da enfl asyonu hortlatmamak adına ekonomiyi soğutmak!...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar