Norveç'te balıkçılık ve sosyal yaşam

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN aey@dunya.com

Norveç'in balıkçılık politikasını, yapılan çalışmaları haber olarak DÜNYA Gazetesi'nde iki gün ayrıntılı olarak yazdık. Bugün ise izlenimlerimizi yorumlarımızı paylaşacağız.

Bu ülkeye Norveç Deniz Ürünleri Konseyi Türkiye Direktörü Maria Kivijärvi Heggen'in daveti ile katıldık. Zarakol İletişim'in organize ettiği inceleme gezisine İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meriç Albay, Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Klinik Öncesi Bilimler Bölüm Başkanı ve Biyogüvenlik Kurulu'nun Kurucu Başkanı Prof. Dr. Hakan Yardımcı, Okan Üniversitesi Gastronomi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. İlkay Gök, Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez, Blogger Utku Çubukçu ve Salih Seçkin Sevinç ile Zarakol İletişim Genel Müdür Yardımcısı A. Beyza Bürkev, Sosyal Medya Direktörü Onur Yazıcıoğlu ve Fotoğrafçı Ali Emrah Bakkaloğlu ile katıldık.

Norveç Deniz Ürünleri Konseyi ve ülkede balıkçılıkla ilgilenen herkes söz birliği etmişçesine "Norveç Somonu" nu marka yapmak için büyük çaba gösteriyor. Kiminle konuşsanız sürdürülebilirlik, çevrenin korunması, balığın insan sağlığına olumlu etkisi ezberlemişçesine tekrarlanıyor. Bu, ülkenin balıkçılık konusunda bir politikası olduğunu ve bunu herkesimin benimsediğini gösteriyor.

Devlet, özel sektör ve bağımsız kurumların her birinin görevi,sorumlulukları belli. Kimin ne yapacağı belli. Dolayısıyla yetki karmaşası yok. Bugünden çok geleceği konuşup planlıyorlar. 2050 yılında artan dünya nüfusunun su ürünleri ile nasıl besleneceğine kafa yoruyorlar. Konuştuğumuz herkes ülkenin en önemli gelir kaynağı olan petrolün bir gün biteceğini ama balıkçılığın devam edeceğini söylüyor. Balık üretiminin önemi anlatılırken çevrenin korunması gerektiğine mutlaka vurgu yapılıyor. "Çevreyi koruyamazsak gelecekte çocuklarımız balıkçılık yapamaz" diyorlar.

Ülkede balıkçılık çok prestijli ve para kazandıran bir iş olarak görülüyor. Norveç Kralı'nın da balıkçılık yaptığını öğreniyoruz.Balıkçılık kota ve lisans uygulamaları ile korunuyor. İsteyen herkes istediği yerde balıkçılık yapamıyor. Avlanma ve çiftlik balığı üretimi belli kotalar çerçevesinde yapılıyor. İnceleme gezisine katılanlarla sık sık Norveç'teki uygulamalarla,Türkiye'nin balıkçılık politikasını karşılaştırdık. İki ülkenin elbette,kültürel,sosyal,ekonomik,sosyal ve en önemlisi iklim bakımından önemli farklılıkları var. Fakat, balıkçılık politikasına bakıldığında Norveç'te ilkeleri,kuralları belirlenmiş somut bir politika uygulanıyor. Görev ve sorumluluklar,sınırlar belirlenmiş. Herkes kurallara uyuyor. Kota uygulamasında kimse kotayı delmeye,özel imtiyaz almaya çalışmıyor. Kural neyse ona uyuyor.

Türkiye'de ise balıkçılık ve su ürünleri politikasında bir dağınıklık var. Yetki karmaşası yaşanıyor. Denetimler yetersiz.Avlanma sezonunda isteyen istediği kadar balık avlıyor. Bu nedenle bir çok tür yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.

Norveç'te sosyal yaşam

Ağırlıklı olarak balık çiftliklerini, balıkçılıkla ilgili araştırma kuruluşlarını ve ilgili devlet kurumlarını ziyaret ederek bilgiler aldık. Ayrıca 4 gün boyunca Norveç'in ikinci büyük kenti olan ve turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Bergen'de sosyal yaşamı da gözlemledik.

Öncelikle, bize göre çok pahallı bir kent. Orada yaşayanlar için pahallı olmayabilir. Çünkü ülkenin kişi başına milli geliri yaklaşık 70 bin dolar.

Sadece balıkçılık konusunda değil genel olarak çevreye karşı duyarlılık çok üst düzeyde. Bindiğimiz taksilerin tamamı elektrikliydi. Kullanılan araçların ise yüzde 20'si elektrikli. 2020'den itibaren dizel araba satışı yasaklanıyor. Amerika'dan sonra elektrikli araç satışının en çok olduğu yer Bergen. Elektrik çok ucuz.

Marketten su alırsanız çok pahallı. Fakat musluklardan akan su içiliyor. Kaldığımız Det Hanseatiske Hotel, UNESCO dünya mirası listesinde ve musluklarından akan su içilebiliyor.

Ülkede çalışma saatlerine çok dikkat ediliyor. Saat ücreti ortalama 15 dolar ve 38 saatten fazla çalışmanıza izin verilmiyor. Bergen, dünyanın en çok yağış alan şehirlerinden birisi bu nedenle iklimi sanıldığı gibi çok soğuk değil, ılıman.

Üniversite eğitimi çok önemseniyor. Üniversiteler ücretsiz ve eğitim süresi genellikle 3 yıl.

Balıkçılık dışında çok dağlık ve tarıma elverişli topraklarının az olmasına rağmen hayvancılık, orman ürünleri, elma, ağaç işleri, ahududu vb. ürünlerin yetiştiriciliği yapılıyor.

İşe girerken "spor yapıyor musun? ve "sigara içiyor musun?" soruları mutlaka soruluyor. İşe kabul edilmenizde spor yapmanız ve sigara içmemeniz avantaj olarak kabul ediliyor. Sigara çok pahallı. Paketi 150 Norveç Kronu. Yaklaşık 15 dolar.

Ev ve araba sahibi olmak kolay ve lüks olarak değil,ihtiyaç olarak kabul ediliyor.

İçki içmek ise lüks kabul ediliyor. Avrupa'da şarap 15 euro iken Bergen'de 40 euro.

Her 10 kişiden biri tekne sahibi ve düzenli olarak balığa çıkıyorlar. Bu nedenle balıkçılık daha çocuk yaşlarda sevilerek yapılan bir uğraş veya hobi olarak benimseniyor.

Perakende sektörü çok kötü. Gördüğümüz kadarıyla yaş sebze ve meyveler kalitesiz ve pahallı.

Gıda denetiminde tüketici şikayetleri dikkate alınıyor ve çok sert yaptırımlar uygulanıyor.Bir restaurantı şikayet ederseniz ertesi gün kapısına kilit vurulabilir. Genel olarak Avrupa Birliği normları uygulanıyor.

Özetle, balıkçılıkta, çevrenin korunmasında Norveç modeli örnek alınabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar