Organizasyonel gelişim ve hareket yönetimi

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Sedat ÇİFTÇİOĞLU - Tat Metal Mali ve İdari İşler Direktörü

Ticari rekabetin çok çetin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Şirketlerin gündeminde bir yandan konjonktürel şartların getirdiği arz talebe bağlı pazar dalgalanmaları ile başa çıkmak diğer yandan rekabetin en önemli ölçütleri olan hız, esneklik, maliyet ve kalite konularında sürekli bir iyileştirme arayışı var. Performansı belirgin bir düzeyde tutarak sürdürülebilir bir yaşam alanı elde etmek en büyük hedef durumunda. Bu amaçla karar ve iş süreçleri sürekli gözden geçiriliyor yeniden düşünülüp tasarlanıyor. Organizasyonel gelişim ve hareket yönetimi (OGHY) sürprizlerle karşılaşmamak gelişmelere hazırlıksız yakalanmamak adına bir reçete olarak şirketlere tüm faaliyetlerini tek bir platformdan izleyebildiği dijital bir sinir sistemini, gereksiz faaliyetlerin yersiz maliyetler oluşturmadığı yalın iş yapış şeklini, mal sahiplerine güven verecek bir unsur olarak iç kontrol sistemini ve en önemlisi tüm bunları yapacak duygusal doygunluğa sahip uzman bir OGHY ekibi öneriyor.

OGHY ekibi ne yapar derseniz kısaca hareketi yönetmek suretiyle organizasyonu geliştirir diyebiliriz. Bu bir yaşam felsefesi haline dönüşmeli. Genellikle birbirine çok benzeyen problemler farklı uzmanlık alanında farklı karakterlere sahip kişilerce çok farklı yorumlanabilir. Çoğunlukla bunun nedeni disiplinler arası farklılığın karakter ayrışmasıyla da birleşerek değişik algılanması ve aynı olmayan izlenimlerin edinilmesidir. Bilgiye dair problem estetik ve mantıkla da çelişince ortaya bir yönetim problemi çıkıyor. Çok yönlü, etki alanı geniş, farkındalığı yüksek ve en önemlisi duygusal doygunluğa sahip bir ekibe sahip olmak bu hareketin başarısı için en önemli faktör. Şirket yönetiminde yapılan en önemli hatalardan biri bana göre bir kişiye bağlı kalarak bir işi yönetmeye çalışmak. Yalın bir bakış açısıyla esasen işi yapan personelden yukarı doğru bir yapılanma anlayışı hakim olmalı. İcra yönetimi bir kişiye bırakılmamalı birbirini kontrol eden mali idari, ticari ve teknik yöneticilerden oluşan uzman bir kadroya bırakılmalı. OGHY merkezine uzmanı oturtur, çünkü bir şirketteki faaliyetleri yürüten uzmanlardır. Tıpkı bir yönetim kurulu gibi uzman bir icra kurulu yapılanması kendi içinde en çok 3 yıllığına bir başkan seçerek hareket yönetimini gerçekleştirebilir. Burada uzmanlığın yanında en önemli şey ilişki idaresini yürütebilecek duygusal doygunluk anlayışının varlığıdır. Duygusal doygunluk bilgi ile doğrudan ilintilidir. Buna birde entegral kültürü eklerseniz alın işte size duygusal doygunluk. Albert Einstein’ın ”Bilgi arttıkça ego azalır, bilgi azaldıkça ego artar" sözü de bunu güzel bir şekilde tarifler. OGHY kurulunu klasik yönetim tarzına alternatif bir yönetim modeli olarak söylüyorum. Farklı olan şey OGHY başkanlığı yanında en az bir sürecinde yönetiliyor olmasıdır. En etkin role sahip organ olarak yönetim kurulunun hedeflenen büyüme ve kara ulaşmada önemli görevlerinden biri de bu uzmanları bir arada tutabilmektir. OGHY gücünü çok güçlü bir şekilde yönetim kurulundan almalıdır. Yönetsel fonksiyonların eleştirel bir gözle değerlendirilmesi organizasyonel performansta bir sıçrama ve atılım gerçekleştirmek için şarttır.

Faaliyetlerin uygunluğunu, verimliliğini ve etkinliğini iyi anlamak amacıyla usul ve yöntemler gözden geçirilmeli iç kontrol sistemi oluşturulmalı, izlenmeli, raporlanmalı ve sürekli olarak değerlendirilmelidir. Bilgi kaynağında yakalanarak doğru bir şekilde dijital sinir sistemine kaydedilmelidir. Bill Gates’in de dediği gibi kazanmamız ya da kaybetmemiz bilgiyi nasıl topladığımıza nasıl yönettiğimize ve nasıl kullandığımıza bağlı.

Konjonktürel dalgalanmaların yaşandığı her dönemin kendine has özellikleri var tıpkı kış, ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsimleri gibi. Ortalama 8 ila 10 yıl gibi süreler içinde tekrarlayan bu dönemler ekonominin içinde bulunduğu faaliyetlere depresyon, canlanma, doruk ve gerileme olarak yansıyor. Malum mevsim kış ayrıca tüm dünyada kur savaşları aleni bir şekilde sürüyor bizde bu durumdan etkileniyoruz. Uluslararası ticarette en yıkıcı ve korkulan şey kur savaşlarıdır. Bir yandan geçmişin iyi analiz edilmesi politikaların doğru okunması ve geleceğe ilişkin isabetli tahminlerin yapılması gerekiyor diğer yandan da faaliyetlerin kurumsal karnelere doğru ve başarılı bir şekilde yansımasını sağlamak gerekiyor.

Nasıl ki yönetim kurulu bir şirketin yönetiminde irade ve düşüncelerin ortak akla dönüştüğü en üst yönetim organıysa OGHY Kuruluda icra faaliyetlerinde kararların ortak akılla alındığı en üst icra organı olmalıdır. Tek tip kıyafet nasıl ki her bedene uymaz şirketlerin organizasyonel gelişiminde de tek tip yaklaşım beklenmemelidir.

Sicim teorisindeki gibi her şeyi kapsayan entegral kültür şirketler için odak noktasını insan tiplerinden insanlardaki tiplere yöneltiyor. Buda işin esas alındığı duygusal doygunluğa sahip OGHY ekibini gündeme taşıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ufuk çizgisi 03 Nisan 2024