Para depreminde hasar

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

FED Mayıs ve Haziran toplantılarında uzun süredir devam ettirilen  bol para-düşük faiz döneminin sonuna gelindiğini ima eden açıklamalar yaptı. Piyasalar hemen tepki gösterdi.

Ortalık karıştı. Risk iştahı kayboldu. Uluslar arası sermaye akışı riskli olarak algılanan çevre  ülkelerinden  çıkıp, merkezin düşük riskli olduğu düşünülen ekonomilerine (öncelikle ABD’ye ve dolara) kaydı.  Faiz oranları ve döviz kurları yükselirken borsalar geriledi.  Bir çok ülkede tahvil piyasaları adeta çöktü. Hacimli sermaye çıkışları oldu. Ulusal paralar  kısa süre içinde büyük ölçüde değer kaybetti.

Kısacası, piyasalarda adeta deprem oldu. Şimdi olası hasar tespit edilmeye çalışılıyor.    

                                                *            *              *         

Depremin ilk  etkisi faiz oranları ve döviz kurları üzerinde olacak. Bu bağlamda süreci tetikleyecek esas etken de sermaye çıkışı.  Olası gelişmelerden ürkenler ilk adımda eldeki yerli varlıkları satarak ülkeden çıkmaya  (kaçmaya) çalışacaklar.  Mali varlık piyasalarını boşaltıp, fiyatları  düşürecek olan bu gelişme faiz oranlarını da yukarıya itecek. Yerli varlığı satan sermaye dışarıya götürmek üzere döviz talep edecek.  Bu da döviz kurunu yükseltecek. Faiz ve döviz kuru üzerindeki etkiler ekonominin bütünü üzerinde depresif baskı yaratacak. Büyüme ivmesi kaybolacak. Kısacası ülkeye gelirken iyimserlik ve kazanç imkanı yaratan sermaye, çıkarken attığı her adımda hasar verecek.

Sonuçta bu sürecin herkese ulaşacağı, herkesi etkileyeceği açık.  Ama hem ülke hem de özel yatırımcı bazında hasarın ilk ve büyük kısmı döviz açığı ve/veya  döviz borcu olanlarda ortaya çıkacak 

                                                   *               *                 *

Özel birimlerde pozisyon açığı taşıyan ya da döviz cinsinden fazlasıyla borçlanmış olanların para politikasının yön değiştirmesinden ciddi ölçüde etkilenecekleri görülüyor. Esas depremden kaçamamaları halinde bunların  önemli maliyetler ödemek zorunda kalacakları  anlaşılıyor.  a esas parasal daralma başlamadan piyasaların bu kadar karışmasının nedeni de bu.

Para politikasının tersine dönmesi ulusal ekonomileri de etkileyecek. İleriye dönük olasılıkların değişmesiyle birlikte ortaya çıkan faiz-kur dinamiği  ülke bazında da hasar üretme potansiyeli taşıyor.  Sermaye çıkışı aslında büyük boyutlu döviz çıkışı olacağı anlamına geliyor. Bu süreç döviz çıkışı yaşayan ülkelerde döviz kurumasına yol açacak. Dikkatli bakılırsa bu tür ülkelerin çoğu paranın bol, maliyetinin de düşük olduğu dönemde uluslar arası sermayeyi  fazlasıyla kullanmış,  sonuçta adeta madde bağımlısı haline gelmiş ülkeler. Görece sıcak olan portföy yatırımları ile büyüme finansmanı yapan ülkelerde bu bağımlılık daha yoğun. Döviz kuruması bu tür ülkelerde hem finansal hem reel sonuçlar üretecek. 

Bu tür ülkelerin büyüme performansı ülkeye giren sermaye boyutundan fazlasıyla etkileniyor. İleriye dönük belirsizliklerin artması ile ortaya çıkan sermaye çıkışı ve döviz kuruması bu gibi ülkeler açısından kaynak kuruması anlamına geliyor. Kaynakların daralması büyüme temposunun  düşmesi, büyüme temposunun kaybedilmesiyle sonuçlanıyor. Bu bildiğimiz türde bir kriz oluşma riskinin büyük olduğunu söylüyor.

Döviz kuruması döviz kurunun yükselmesi ve ulusal  paranın değer kaybetmesine eşlik eden bir süreç. Paranın değer kaybetmesi mevcut  borçların ulusal para cinsinden  değerini  katlayarak büyütecek.  Bu süreçte mali –finansal imkanlar da daralacak. Büyüme ivmesini kaybetmiş, borçlanmakta zorlanan ekonomilere dönük risk algısının yükselecek olması yani borçlanmaları kısıtlayacak.  Bir yandan borç miktarı nominal olarak büyürken bir yandan  finansman imkanlarının daralması  gündeme yeni bir borç problemi getirecek.İş bu noktaya gelince sürecin esas hasarı ortaya çıkacak.  Ekonomiler küçülecek, işsizlik artacak refah kaybı olacak. Ayağı kayan ülkeler fakirleşecek.

Farkındayım  bunlar biraz karamsar oldu ama hazırlıklı olmak için neler olabileceğini bilmek lazım diye düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018