Para Politikası Kurulu'nun dünkü kararları

Fatih ÖZATAY
Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU dunyaweb@dunya.com

 

 
Merkez Bankası'nın (MB) yürüttüğü para politikası kararlarını alan Para Politikası Kurulu (PPK) mart ayı toplantısını dün yaptı. Beklentim, aşağıda tartışacağım gibi son gelişmelerin yeni bir büyüme sürecinin başladığı yönünde yorumlanması halinde zorunlu karşılık oranlarının ılımlı bir biçimde yükseltilmesi, başlamadığı yönünde yorumlanması halinde ise karşılık oranlarının artırılmaması yönündeydi. Ayrıca, ne faiz koridorunda ne de politika faizinde indirime gidilmesini bekliyordum. PPK zorunlu karşılık oranlarını değiştirmedi. Buna karşılık, faiz koridorunun üst sınırını bir puan aşağıya indirdi. Neden böyle bir karar alındı? 
MB enflasyon açısından kendini rahat hissediyor. Hampetrol fiyatlarındaki artış eğilimi durdu. Temel enflasyon zaten yüzde 6'nın altında. MB, enflasyonun yılsonunda yüzde 6'nın altında bir yerde gerçekleşeceğini öngörüyor. Kaldı ki geçmiş yıllarda, enflasyon hedeften aşırı ölçüde sapmadıkça, "orta vadeli hedefle uyumlu bir enflasyon öngörüsüne" dayanarak MB tepki vermedi. Bu çerçevede dün politika faizini değiştirmedi.
Son dört haftanın kredi artış oranı ortalaması yüzde 21.9 oldu. Yılbaşından bu yana ise ortalama artış yüzde 21.7. Bu artış oranları, MB'nin koyduğu yüzde 15 tavanından belirgin biçimde yüksek. Büyüme açısından tereddüt yoksa MB'nin kredi artış oranını azaltmak üzere başladığı işi sürdürmesi ve zorunlu karşılık oranlarında yeni bir artışa gitmesi beklenirdi. Büyüme açısından tereddüt varsa da böyle bir artışa gitmemesi öngörülürdü. Dünkü PPK duyurusunda büyüme açısından tereddütlere işaret edildi. Artan küresel belirsizlikler nedeniyle sermaye girişlerinde yavaşlama olduğuna dikkat çekildi.
Demek ki MB yüzde 4 hedefi ile uyumlu bir büyüme sürecine henüz girmediğimizi düşünüyor. Büyümeye ilişkin son gelişmeler şöyle: Sanayi üretimi dördüncü çeyrekte yıllık düzeyde sadece yüzde 0.9, kasım, aralık ve ocak aylarını kapsayan dönemde ise yüzde 1.3 oranında arttı. 2011'den bu yana en düşük büyümenin yaşandığı dördüncü çeyreğin bu kötü özelliğinin, bu yılın ilk çeyreğinde sürmüyor olabileceğine dair ilk işaretlerden biri oldu ocak ayı üretim verisi.
Kapasite kullanım oranının (KKO) yıllık değişim yüzdesi ile sanayi üretimininki arasında yakın bir ilişki var. KKO, 2012'nin ilk aylarından itibaren bir yıl öncesine kıyasla hep daha düşük değerler aldı. Bu durum yılın ikinci yarısında belirginleşti ve ocak ayında da sürdü. KKO, şubat ve mart aylarında da düştü. Bu sefer düşüş oranı daha küçük oldu ama düşüş de sürdü. Öte yandan, reel kesim güven endeksindeki aşınma 2012'nin son çeyreğinde durdu. Bu yılın ilk iki ayında ise çok sınırlı bir toparlanma yaşandı. Ancak hafta sonunda açıklanan mart ayı verisine göre, güven endeksinde son aylarda gözlenen ılımlı toparlanma devam etmedi. Dolayısıyla, dalgalı bir seyir var güvende. Öyle anlaşılıyor ki en kötünün geride kaldığına ve artık yeni bir büyüme sürecinin başladığına ikna olmamış durumda PPK. Bu nedenle de kredi artış oranları yüzde 15'in oldukça üzerinde olmasına karşın zorunlu karşılık oranlarını yükseltmedi. 
Herhangi bir PPK toplantısında, faiz koridorunun alt sınırında değişikliğe gidilip gidilmeyeceği ise asıl olarak liranın reel değerine bağlı. Şubat ayında reel kur endeksi 119,7 düzeyindeydi. MB, endeks 120'yi aşınca müdahale edeceğini açıklamıştı. 125'i aşıp 130'a doğru yönlendiğinde ise müdahalenin dozu artacaktı. Öte yandan, yarısı euro yarısı dolardan oluşan döviz sepetinin lira değeri, martta şubata göre yüzde 0,5 düzeyinde arttı. Mart enflasyonu son üç yılın ortalaması düzeyinde kalırsa, kurdaki artış enflasyonun üzerinde olacak. Reel kur endeksine giren ülkelerdeki enflasyonu dikkate almasak bile, liranın az da olsa reel olarak değer kaybettiği anlaşılıyor mart ayının bugüne kadar olan kısmında. Bir de o ülkelerdeki enflasyon var. Ayrıca, son iki ayın PPK toplantılarında liranın reel olarak değerlenme eğilimine karşı zaten faiz indirimine gidilmişti. Bu nedenle koridorun alt sınırında bir indirime gidilmedi.
Buna karşılık, yukarıda belirtildiği gibi üst sınırda bir indirime gidildi. Bunun nedenini anlamadığım için, açık ki "neden böyle bir indirime gidildi" sorusunu yanıtlamam mümkün değil. 
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Havuz problemi 01 Ağustos 2018
Elbette zor ama mümkün 20 Haziran 2018
Bazı basit gerçekler 06 Haziran 2018