Piyasalar Fed’e mi güvensin, Merkel’e mi?

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

 

Eylülde bir azaltım beklemememin en önemli sebebi, ABD’nin ekonomik performansının iyi olmamasıydı. Bernanke mayıstaki konuşmasının ilk bölümünde azaltıma başlayabileceklerini söylerken, ikinci bölümde bunun ekonomik verilere bağlı olduğunu belirtmişti. Piyasalar aşırı reaksiyon gösterdi. Azaltımın geçtiği bölüme daha fazla odaklanıldı. Bernanke açık biçimde ‘‘Karar dataya bağlı’’ dediği halde, satış dalgası yaşandı. Aslında Fed azaltıma başlamayı çok istiyor. Sadece şartlar oluşmadı. Tabii bir kez daha görüldü ki; Bernanke, Yellen, Dudley dışındakilerin söyledikleri pek önem taşımıyor. Bu üçlü yaz boyunca genel olarak sessiz kaldı. Azaltımı konuşanlar diğer üyelerdi.

Geçen haftaki toplantıdan önce de yazmıştım. ABD’nin işsizlik oranı, iş gücüne katılım oranı azaldığı için düşüyor. Özel sektör sene başındaki gibi istihdam yaratamıyor. Bu zayıflığı, piyasaların Fed başkanı olarak görmek istediği Yellen da vurguluyor. Enflasyonda da hareket yok. Bernanke geçen sene ‘‘Ekonomide deflasyon tehlikesi var’’ demişti. O dönemdeki enflasyon, bugünkü seviyenin çok üzerindeydi. Bernanke’nin perspektifinden, deflasyon baskısının artmış olması gerekir. Mortgage başvuruları son beş yılın en düşüğünde. Ekonomide bir resesyon tehlikesi yok, ama parlak bir görüntü de yok. Ekonomik büyüme tahmini geçen hafta aşağı yönlü revize edilmesine rağmen, hala yüksek sayılır. İlk yarı büyümesi yüzde 1.8 idi. Üçüncü çeyrek beklentisi yüzde 2. Fed’in yeni tahmininin tutması için, ekonominin son çeyrekte yüzde 3 büyümesi gerekiyor. Optimist bir tahmin gibi duruyor.

Fed’in ekim ve aralık toplantıları kaldı. Ekim olur, aralık ayına kalır, gibi yorumları ciddiye almayın. Verileri görmeden, bu tip tahminler boştur. Önemli veriler beklentilerin çok üzerinde gelirse, ekimde bir azaltım ihtimali doğar. Fakat aylık veriler oynaktır. Yanıltıcı olabilir. Aralık ayına kadar Fed’in daha fazla gözlem yapma şansı var. 2014 başında, başkan dışında dört Fed üyesi değişiyor. Açıkçası, azaltım kararının yeni yönetime bırakılması en doğru karar gibi duruyor.    

Fed’den sonra darbe alan dolar stabilize olmaya çalışıyor. Dolar Endeksi’nin yaklaşık yüzde 60’ını euro oluşturuyor. Takipçilerimiz bilir. Temel açıdan euro pozitif düşünürüm. Paritenin çökmesini yıllardır bekleyenlere karşı, ‘‘ABD ekonomisi kalıcı büyümeye geçene kadar, doların hızla değerlenmesine Fed izin vermez’’ argümanına sahibim. Güçlü bir paranın güçlü bir ekonomi yarattığına inanan Almanya ve onun güdümünde bir merkez bankası da varsa, Fed’in işi kolaylaşıyor. Kaldı ki, azaltım yaz boyunca her piyasada fiyatlanmasına rağmen euro dengeli durdu. Bunun en önemli sebebi de euro bölgesindeki toparlanma emareleriydi. Almanya’nın onayı ile kemer sıkma politikalarının gevşetilmesi işe yaradı. Avrupa Merkez Bankası’nın politikasına, daha gevşek maliye politikasına, Merkel yeni dönemde de onay verebilir. Yanlış anlaşılmasın. Kemer sıkma, baz politika olmaya devam ediyor. Ancak ülkelerin biraz nefes almasına da izin veriliyor. Almanya bu tavizlere karşılık olarak, bir noktada sorunlu ülkelerin ‘‘iç devalüasyon’’ reformunu yapmasını isteyebilir. Bu da, ücretleri baskılayarak, istihdam yasalarını gevşeterek olabilir. İç devalüasyon gerçekleşirse, sorunlu ülkelerdeki toplam talepte bir düşüş görülebilir. Ekonomilerin toparlanma hızı yavaşlayabilir.

Özetle, Almanya’daki seçimin sonucu euro bölgesi ekonomisi ve piyasaları için pozitiftir. Kısa-orta dönemde büyümeyi destekleyici politikalar devam edebilir. Fakat euro bölgesinin kalıcı büyümeye hemen geçeceğini düşünmek de iyimserliktir.

        

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019