Piyasalara bahar ne zaman gelecek?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Küresel piyasalar ilkbahara iyimser bir havada giriyor. Doların zayıflaması, tahvil faizlerinin gerilemesi ve FANG hisselerinin yükselmesi ile toparlanan S&P 500 iki yüz günlük hareketli ortalamasının üzerinde seyrediyor. 2015 yılından beri en kötü kışını yaşayan piyasalar bahara umutla başlıyor. 

Kış aylarında finansal piyasalardaki fırtınanın arkasında iki temel gerekçe vardı:  (i)  30 yıldır gerileme eğiliminde olan enflasyonun ve uzun vadeli faizlerin yükselmeye başlaması; (ii) ABD’nin gümrük vergisi artışının  bir dış  ticaret savaşına dönüşerek küresel  büyümeyi  baskılayacağı korkusu.

Son günlerde yaşanan iyimserliğin arkasında bu iki konuda daha iyimser görüşlerin hakim olmaya başlaması etkili oldu.  Hatırlamak da fayda var (i)  ABD enflasyonundaki artışın tedricen ve sınırlı olacağı beklentisi ile enflasyon beklentileri ve uzun vadeli tahvil piyasası normale dönmeye başladı. (ii) Hazine Bakanı Mnuchin’in  “ABD dış ticaret savaşı başlatmak değil, daha adil dış ticaret anlaşmaları yapmak istiyor” açıklaması üzerine küresel kriz korkuları azaldı.

Türkiye varlıkları yılın ilk çeyreğinde küresel risk iştahındaki bozulmadan payına düşeni fazlasıyla aldı. ABD dolarının küresel olarak %5’e yakın değer kaybetmesine rağmen, Türk lirası dolara karşı %4 değer  kaybetti. Türk lirasındaki değer kaybının enflasyonu  ve faizleri yükselterek ekonomiyi kısır bir döngüye sokacağı endişesi ile Türkiye varlıkları hisse senedi, tahvil ve döviz kurunda gelişmekte olan piyasaların önemli ölçüde gerisinde kaldı.

Türk lirasının değer  kaybettiği, enflasyonun kur geçişkenliği dolayısıyla  yükseldiği bir konjonktürde Türkiye tahvillerinin değer  kaybetmesini anlayabiliyoruz. Ancak büyümenin G20 içinde en yüksek seviyeye çıktığı, şirket karlarının rekor kırdığı bir ortamda Borsa İstanbul’un dünyanın gerisinde kalmasını temel dengelerle açıklamakta zorlanıyoruz.  

Borsa İstanbul’un sene başından beri  dolar bazında %6 gerilemesini ekonomi ve şirketler tarafındaki gelişmelerden ziyade Ortadoğu’da yaşanan güç savaşı nedeniyle ABD ile ilişkilerdeki bozulma yüzünden Türk lirasında yaşanan değer kaybına bağlıyoruz.

Bundan sonra ne olacak? Ekonomide aşırı ısınma konusundaki eleştiriler nedeniyle Ak Parti hükümetinin verdiği sert tepki, “büyümeyi destekleyici” politikalara tam gaz devam edileceğini gösteriyor. Büyümenin yüksek seyredeceği 2018 yılında enflasyonu düşürmek ve cari açığı daraltmak pek mümkün gözükmüyor.

Dolayısıyla bundan sonra Türk varlıklarına ne olacağı büyük ölçüde dünya piyasalarına bağlı olarak belirlenecek. Enflasyondaki artışın ve risk iştahındaki bozulmanın geçici olduğu bir konjonktürde gelişmekte olan piyasalara para girişini arkasına alan Türkiye varlıkları yeniden yükselmeye devam edebilir. Ancak risk iştahının bozulma başladığı anda Türkiye varlıkları  kırılganlar kulübünün üyesi olmaya devam edecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019