Reklam hizmet bedeli ödemelerinde stopaj

Recep BIYIK
Recep BIYIK VERGİ PORTALI recep.biyik@tr.pwc.com

Düzenleme ne?

19 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 476 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla, internet ortamında verilen reklam hizmetleri nedeniyle yapılan ödemelerden vergi kesintisi yapılması öngörüldü.

Stopaj oranı ne?

Karara göre, internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti verenlere veya verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemeler üzerinden, hizmeti verenin durumuna bağlı olarak aşağıdaki oranlarda stopaj yapılacak:

- Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesi kapsamında yapılan ödemelerde (Gerçek kişilere, dernek ve vakıflara ve bu madde kapsamında olan diğer kişi ve kurumlara yapılan ödemeler) %15.

- Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesi kapsamında yapılan ödemelerde (Tam mükellef kurumlara yapılan ödemeler) %0,

- Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesi kapsamında yapılan ödemelerde (Dar mükellef kurumlara yapılan ödemeler) %15.

Kimler stopaj yapacak?

Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinde, maddede yer alan ödemeleri yapanlardan kimlerin stopaj yapmakla yükümlü olduğu tek tek sayılmış durumda. Reklam hizmeti alanların tamamının bu maddelerde sayılanlardan oluşması beklenebilir. Dolayısıyla, reklam hizmeti alanların esas olarak tamamı bu stopajı yapacaktır.
Buna karşılık Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinde stopaj yapacaklar tek tek sayılmamış, maddede yer alan kazanç ve iratları ödeyen veya tahakkuk ettirenlerin stopaj yapmakla yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. Mükellef olmayan gerçek kişilerin dar mükellef kurumlardan reklam hizmeti almaları esas olarak karşılaşılacak bir durum olmamakla birlikte, dar mükellef kurumlara reklam hizmeti bedeli ödeyen bütün kişi ve kurumların, mükellef olup olmadığına bakılmaksızın stopaj yükümlülüğü olduğunu söylemekte yarar var.

Stopaj yapılması hizmet verenin yükümlülüklerini ortadan kaldırır mı?

İnternet ortamında verilen reklam bedellerinin stopaj kapsamına alınması, geliri elde eden kişi ve kurumların vergi yükümlülüklerini ortadan kaldırmıyor. Bu çerçevede örneğin, internet ortamında reklam alan ve bu işi ticari faaliyet tanımı kapsamına giren kişilerin defter, belge ve beyanname yükümlülüğü varsa, bu yükümlülük devam ediyor.

Ödeme yapılan kişi/kurum mükellef değilse stopaj yükümlülüğü ortadan kalkar mı?

Ödeme yapılan kişi veya kurumların mükellef olup olmaması, stopaj uygulamasını etkilemiyor. Bu çerçevede örneğin gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmayan bir dernek veya vakfın, iktisadi işletme oluşturmayacak şekilde internet ortamında verdiği bir reklam hizmet bedelinden de stopaj yapılması gerekiyor. Bir dernek veya vakıf böyle bir gelir elde eder mi bilmiyorum ama ederse yapılan ödemeden stopaj yapılması gerekiyor.

Reklam hizmeti veren dar mükellef kurumsa çifte vergilemeyi önleme anlaşması dikkate alınacak mı?

Reklam hizmetinin dar mükellef kurumlardan alındığı hallerde, stopaj yükümlülüğünün olup olmadığının tespitinde, reklam veren kurumun mukim olduğu ülke ile yapılmış bir çifte vergilemeyi önleme anlaşması bulunup bulunmadığına bakılması ve bu çerçevede stopaj yükümlülüğü olup olmadığına karar verilmesi gerekiyor.

Reklam hizmetleri esas olarak ticari faaliyet niteliğinde. Anlaşmalarda ticari kazancın vergilendirme hakkı da işyerine bağlı olarak belirlenmiştir durumda. İşyeri vasıtasıyla elde edilen geliri vergileme hakkı, söz konusu işyerinin bulunduğu ülkeye ait ve vergileme hakkı kazancın işyerine atfedilen kısmıyla sınırlı. Dolayısıyla, reklam hizmeti veren yabancı kurum bu faaliyeti Türkiye’de bir işyeri aracılığıyla veriyorsa, vergileme hakkı Türkiye’nin, dolayısıyla ödenen reklam bedeli stopaja tabi. İşyeri yoksa vergileme hakkı da yok.

İşyeri olup olmadığı nasıl belirlenecek?

İş yeri tanımı Vergi Usul Kanunu’nun 156. maddesinde yapılmış. Bu maddede işyeri niteliğinde sayılan yerler, şube, mağaza, imalathane, depo, otel gibi bazı fiziki mekânlar tek tek sayıldıktan sonra, bu yerler gibi ticari faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerler iş yeri olarak tanımlanmış.

Elektronik ortamda verilen reklam hizmetlerinde, maddede sayıldığı gibi fiziki bir yer bulunmayabilir. Ancak Gelir İdaresi ve vergi denetim elemanları, işyeri kavramını fiziki işyeri ile sınırlı olarak tanımlamıyor, dijital ortamları da işyeri tanımı içerisinde değerlendiriyor. Yayımlanmış bir genel tebliğde veya sirkülerde böyle bir tanım yok ancak konunun bu şekilde değerlendirildiği biliniyor.

Elektronik ortamların iş yeri oluşturup oluşturmadığı tartışmaya değer bir konu. Ancak bekleyemeyecek konu, yılbaşından sonra yapılacak ödemelerden stopaj yapılması gereği. Dolayısıyla, ödeme yapılan kurum bazında konuyu değerlendirmekte, işyeri oluşup oluşmadığı konusunda bir tereddüt varsa, mevcut seçenekler çerçevesinde (stopaj yapmak, stopaj yapmak ve ihtirazi kayıtla beyanname vermek, vb) hareket etmekte yarar var. Geliri elde eden kurum, iş yeri oluşturmadan bu hizmeti verdiğini düşünüyorsa, kesilen verginin iadesini vergi dairesinden talep edebilir.

Dar mükellef kurumun mukimi olduğu ülke ile yapılmış anlaşma yoksa stopaj yükümlülüğü var mı?

Yukarıda da belirttiğim gibi, reklam hizmetleri ticari faaliyet niteliğinde. Dar mükellef bir kurumun Türkiye’de vergilenecek ticari kazanç elde etmesi de ancak Türkiye’de iş yerinin olması veya daimi temsilci bulundurması halinde söz konusu olabilir. İş yeri veya daimi temsilci yoksa dar mükellef kurumun Türkiye’de vergiye tabi kazanç elde etmesi söz konusu değil. Dolayısıyla çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olmadığı durumda da stopaj yükümlülüğünün olup olmaması iş yerinin varlığına bağlı. İş yerinin varlığı da yukarıda ifade ettiğim gibi test edilmesi oldukça zor bir konu.

Ödemenin niteliği farklı olabilir mi?

Hizmet sözleşmesine bağlı olarak, alınan hizmetin niteliği farklı olabilir. Genelleme yapmak gerekirse, reklam hizmetleri ticari faaliyet ve stopajla ilgili konular yukarıda özetlediğim şekilde değerlendirilebilir. Ancak, faaliyet taraflar arasında farklı şekilde de yapılandırılmış olabilir. Bu çerçevede örneğin, doğrudan reklam hizmeti alınması yerine, elektronik ortamda bir alanın hizmet alana tahsisi ve bu alanda hizmet alan kurumun ilan ve reklamlarına yer verilmesi söz konusu olabilir. Bu durumda ödeme reklam hizmet bedeli olmaktan çıkıp örneğin gayrimaddi hak bedeli veya kira bedeli olabilir. Bu durumda yeni karar kapsamında stopaj yapılması yerine, örneğin gayrimaddi hak bedeli vergilemesi yapılması gerekebilir. Dolayısıyla stopaj, çifte vergileme anlaşması olup olmadığına bağlı olarak % 10 veya %20 olabilir. Konunun hizmet sözleşmesi ve ödemenin niteliğine göre değerlendirilmesinde yarar var.

Reklam hizmet bedellerinde stopaj ne sonuç doğurur?

Yeni düzenlemenin doğal olarak birçok etkisi olabilir. Öncelikle ticari hayatı etkileyeceği, vergi gelirlerini artırıcı etkisi olacağı açık. Ancak benim gördüğüm ilk etki, yabancı kurumlardan reklam hizmet alanların hizmet bedellerini stopaj tutarı kadar artırdığı yönünde.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar