Risklerin azaldığı bir yıl mı?

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

2013 yılını adeta risk birikimli bir yıl olarak yaşadık. Avrupa Birliği’nin büyüyememesi yılın başında temel risk olarak tanımlanıyordu. AB’nin tökezleme olasılığının yüksek olduğu düşünülüyordu. Hatta işi Birliğin dağılacağı öngörüsüne kadar götürenler vardı. Bu tabii bizim açımızdan daha da büyük bir risk algısına yol açtı. İhracatımızın yarısından fazlasını yaptığımız bir bölgenin çökecek olması bizi fazlasıyla etkileyebilecek bir olaydı. Zaten biz de hafiften büyüyememe sendromuna yakalanmak üzereydik. Ticaret partnerimizde işlerin iyi gitmemesi bizi daha da zor duruma itebilirdi. Risk büyüktü.

Yılın ortasına doğru risk haritası değişmeye başladı. Avrupa yine temel mesele olma hüviyetini muhafaza ediyordu ama yanına başka ekonomik ve siyasi riskler de geldi. Bunların en önemlisi FED’in bol para-düşük faiz rejimini değiştirebileceği yönünde verdiği işaret oldu. Belirsizlik arttı. Risk büyüdü. Bir çok ülkeden sermaye kaçışı oldu. Döviz kurları ve faizler yükseldi, oynaklık arttı.

Yılın sonuna doğru risklerin önemli ölçüde gerilediği görülüyor. İktisadi risklerde düzelme eğilimi var. Gelişmiş ülkelerin büyüyememe sendromu aşılıyor. ABD ekonomisi hızlandı.Bu bağlamda AB sorun olmaya devam ediyor ama yıl sonuna doğru ortaya çıkan tablo sorunun akut aşamasının sonlanmaya başladığı izlenimi veriyor. Yıl sonu itibariyle AB’nin en iyi ihtimalle sıfır büyüme göstereceği, kötüsü ise bindelik sayılarla ifade edilebilecek negatif büyüme oranları görüleceği anlaşılıyor. Bu bile Avrupa’nın toparlanmaya başladığının işareti olarak algılanıyor. Küresel enflasyon tehdidi düşük olmaya devam ediyor, emtia fiyatları sakin, petrolde ise fiyat ivmesi düşük.

Yıl sonunda can acıtma olasılığı en yüksek risk olan FED’in küresel likiditeyi azaltma girişimi henüz fiili bir durum haline gelmedi. Likiditeyi azaltma niyeti hala sadece laf düzeyinde devam ediyor. Likiditenin fiilen azaltılmasına ne zaman başlanacağı konusundaki belirsizlik ise hala devam ediyor. İktisadi riskler içinde en canlı kalan likidite daralması riskinin önümüzdeki yıla aktarılacak en önemli risk olduğu söylenebilir.

Bu muhasebe dünya ekonomisinin yeni yıla, 2013 yılının başına kıyasla, risk stokunda göreli bir azalma ile başlayacağını gösteriyor. Siyasi gerilimlerin sıcak çatışmaya dönüşme riskinin fevkalade azaldığı söylenebilir. Üstelik, bu bağlamda, yeni bir imkanın da ortaya çıktığı görülüyor. ABD-İran arasındaki nükleer gerilimin azalmış olması dünya ekonomisi üzerinde etkili olabilecek en önemli siyasi riskin devre dışı kalacağına işaret ediyor.

FED’in likidite politikası hem yarattığı belirsizlik hem de sonuçta ortaya çıkartacağı daralma eğilimi nedeniyle yeni yılın başında gözlenen en büyük iktisadi risk olacak. Ancak burada bir takvim etkisi olacağını da gözden kaçırmamak lazım. FED’in olası kararının bugün itibariyle yarattığı risk bunun zamanlamasındaki belirsizlikten kaynaklanıyor. Yoğun belirsizlik piyasalarda ciddi oynaşma yaratıyor. Bu belirsizliğin en geç yılın birinci çeyreği sonunda ortadan kalkacağı söylenebilir. Daha önce de olabilir ama en geç Mart ayında FED’in likidite azaltma süreci başlamış olacak. O tarih itibariyle bu olaydan kaynaklanan belirsizlik ortadan kalkacaktır.

Bu, finansal fiyatlardaki yükselme eğilimin ve oynaşmanın daha istikrarlı bir zemine kayacağı anlamına gelir. FED’in ürettiği risk bütünüyle ortadan kalkmayacak kuşkusuz. Likidite azalmasının büyümeyi yavaşlatıcı, daraltıcı etkisi devrede olmaya devam edecek. Ancak bu riskin oynaşma üreten bir risk olmayacağı açık. Dolayısıyla en geç ilk çeyreğin sonundan itibaren görece daha sakin piyasalarla yol almak mümkün olacak gibi görünüyor. Bunun büyüme dostu bir gelişme olacağı ve likidite azalmasının yaratacağı daralma ivmesini kısmen telafi edeceği söylenebilir.

Sonuçta yıl sonuna doğru hızlanmaya başladığı görülen büyüme ivmesini çok fazla kaybetmeden önemli bir olumsuzluktan (bol para-düşük faiz) kurtulmak mümkün olabilir gibi görünüyor. 2014’ün hikayesi belki de bu olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018