Sermaye akışı altında dengelenmek

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Bu dengelenme işine bu sıralarda “yeniden dengelenmek” (rebalancing) deniyor. Küresel krize giden  süreçte bozulan yatırım-tasarruf dengelerinin ve bunun uzantısı olan dış dengesizliğin (cari açık ya da fazla) krizin ardından düzeltilmesi kastediliyor. Hatırlarsınız, kriz öncesinde dünya ekonomisinde birikimli olarak cari açık veren ülkeler vardı. ABD bu grubun en büyük ve önemli üyesiydi.  Sürekli cari fazla üreten ülkeler de mevcuttu. Burada da ilk akla gelen ülke Çin’di.  Bu iki grup arasındaki fark  dünya ekonomisinde bir tür kaynak-kullanım dengesizliği yaratıyordu.

Söz konusu dengesizlik onarılmadığı sürece dünya ekonomisi ciddi risk altındaydı. Sonuçta dünyanın  krize sürükleneceği öngörülüyordu. Yaşanan süreçte dengesizliğin onarılamadığı, gittikçe büyüdüğü ve sert bir krizle sonlandığı biliniyor. Dengesizlik, kısmen de olsa, ancak kriz sonrasında geriletilebildi. 

Cari denge bozulmaları hem fazla veren hem de açık veren ülkelerde sorun yaratıyor. Fazla verenler ellerindeki fon fazlasını (tasarruf fazlası) kullanmadıkları sürece depresif etkilerin baskısı altında kalıyor. Açık veren ülkelerde (harcama fazlası) bu fazlaları eritmedikçe enflasyon baskısı hissediyorlar.  Bu tür  baskıları gidermek için dengelenmek gerekli. Fazla veren ülkelerde ulusal harcamalar  artar,  açık veren ülkelerde de harcamalar daralırsa dengelenme mümkün. Fiziki olarak bu fazla veren ülkelerde enflasyon riski altına büyümenin hızlanması anlamına gelir. Açık veren ülkelerde de yavaşlama baskısı altında enflasyon dinamiği kontrol altına alınması söz konusu olur.

Dengelenmek iki şekilde olabilir. Bir yöntem dengelenmeyi bozan yan etkileri en aza indirip, dengelenmeyi piyasalara   bırakmaktır. Miktar dengesizlikleri etkili olunca önce fiyatlar değişir,  ardından yeni miktarlar (yeniden dengelenme miktarları) oluşur. Piyasaların yaptığı dengeleme genellikle serttir. Bu tür dengelenme çoğu kez iradi karar dışında olur ve kriz diye adlandırılır. Eğer piyasalar bu işi yapamazsa   ya da yapması istenmezse bu kez benzer bir dengelenme merkezden müdahale ile gerçekleştirilir. Müdahale altında dengelenmede sertlik düzeyini önceden ayarlamak mümkün olabilir.

Piyasa dinamiği ya da iradi kararla dengelenmeye zorlanmadan, dengelenme acılarını çekmeden sorunların üstesinden gelmenin bir yolu var. Açık veren (tasarrufundan fazla harcayan) ülkeler bu açıklarını finanse edecek ilave kaynak sağlarsa hız kesmeden ve ciddi bir enflasyon baskısı altında kalmadan  bu süreci sürdürebilirler. Fazla veren ülkeler de fazlalarını (harcamasının üstünde kalan fazla  tasarrufunu)  ülke dışında plase edecekleri alanlar bulurlarsa, onlar da fazla bir yavaşlama baskısı altında kalmadan yola devam edebilirler.

Dünya ekonomisinde bu imkan var. Fazla veren ülkelerin fon fazlaları  açık veren ülkelerin açık finansmanına taşınıyor. Bu işleme uluslar arası sermaye akışı ya da sermaye hareketi deniyor.  Bu imkan dış ticaretin başlama noktasından itibaren var. Ama son dönemde bir yandan ultra serbest sermaye hareketlerinin devreye girmesi bir yandan da elektronik teknolojisinin hızlı ve hacimli fon hareketlerine  olanak verecek yönde gelişmesi uluslar arası planda fazlaların açık finansmanına taşınmasını kolaylaştırdı, taşıma maliyetini düşürdü ve hacmi büyüttü.

Bu süreçte ilk adımda gözden kaçan bir etkileşim daha var. Dikkat ederseniz sermaye hareketleri temeldeki dengesizliklerin adeta üstünü örtüyor. Yapının ürettiği bu dengesizliklerin düzeltilmesini engelliyor. Dengesizliğin düzeltilmesi sürekli erteleniyor. Sanki bu sorunlar hiç yokmuş gibi yaşamaya imkan veriyor. Sermaye giriş veya çıkışı sonucunda ülkelerin fon piyasalarında fiili dengeler oluştuğu için piyasalar yoluyla dengelenme dinamiği sönüyor. Piyasalar dengesizliği düzelteme işini yapamıyor  anlayacağınız.Ekonomi yönetiminden sorumlu olanlar da süregelen bir sürece çomak sokmaktan kaçınıyor. Yani,  iradi kararla dengelenme de yapılmıyor.  Kısacası sermayenin serbestçe dolaştığı ortamda ulusal ve küresel dengesizliklerin ne piyasa yoluyla ne de iradi kararla düzelmesi mümkün olmuyor. Bu durumda ekonomiler sert bir düzeltme dinamiği, yani kriz oluşanakadar dengesizliklerini düzeltmeyip, biriktiriyorlar. Başlangıçta dengesizlik sorununun hissedilmesini (sorun yaratmasını !) engelleyen sermaye akışı sonuçta daha maliyetli, daha acılı bir düzeltmenin zeminini hazırlıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018