Siyaset ve zekâ

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Ülkemiz seçim ortamından çıkamadı. Onun için havada bir gerilim var.
Siyasetçiler birbirlerine laf yetiştirme yarışında. Ancak tartışmaların seviyesi çok düşük. Bazılarının sözlerinde az da olsa zekâ kırıntısı, biraz mizah bulmak mümkün değil. Bu nedenle, dünya siyaset tarihinden iki örnek karakter vermek istedim.

Ronald Reagan

ABD başkanlarından Ronald Reagan 1984 yılında ikinci kez seçilmek için yola çıktığında 70 yaşını geçmişti. Kampanya sırasında yaşı ve sağlığı rakiplerinin dilindeydi. İkinci televizyon tartışma programında Baltimore Sun gazetesinden bir gazeteci, Henry Trewhitt, şöyle bir soru sormuştu: “Siz şu anda Amerikan tarihindeki en yaşlı başkansınız. Sizin adamlarınızın ifadesine göre, rakibiniz Demokrat Parti adayı Walter Mondale ile yaptığınız ilk televizyon tartışmasından sonra yorgun düşmüşsünüz. Başkan Kennedy’nin Küba Krizi sırasında günlerce çok az uyku uyuduğunu da biliriz. Böyle durumlarla baş edebileceğiniz konusunda kafanızda herhangi bir şüphe var mı?” Başkan Reagan, hemen şöyle cevaplar: “Asla böyle bir şüphem yok, Bay Trewhitt. Ayrıca bilmenizi isterim ki, kampanyam sırasında yaş konusunu mesele etmeyeceğim. Siyasal amaçlar doğrultusunda rakibimin yaşını ve deneyimsizliğini suiistimal etmeyeceğim”
Başkan Reagan, kendisi ile dalga geçmesini bilen birisi idi. Çünkü kendisi ile barışık bir insandı. Örneğin, şöyle bir konuşmasını TV’den seyretmiştim: “Thomas Jefferson, “Bir başkanı asla yaşı ile değerlendirmemeliyiz; sadece yaptığı işlerle değerlendirmeliyiz” demişti. Bunu bana bizzat söylediği andan itibaren yaşımı dert edinmeyi bıraktım”. (Bildiğiniz gibi Thomas Jefferson, Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucu atalarındandır, 1743 ile 1826 yılları arasında yaşamıştır.)
Ronald Reagan, Los Angeles’teki bir iş konferansında da bir politikacı olarak siyaset kurumu ile de dalga geçmişti. “Politika, dünyanın en eski ikinci mesleği olarak bilinir. Ama şunu gördüm ki, en eski birinci meslekle çok yakın benzerliği var”. (Sanırım dünyanın en eski mesleğinin ne olduğunu herkes bilir)

Başkan Reagan’ın derin bir ekonomi bilgisi yoktu. Ancak liyakate çok önem verir ve görevlere işinin ehli kişileri atardı. Her şeye maydanoz olmazdı. Ama bir iletişim dehası idi. Dönemin Başkanı Jimmy Carter’a karşı yarışıyordu. Bir soruyu ekonomik terimleri şöyle tanımlayarak cevaplamıştı : “Komşunuz işini kaybettiğinde buna “Resesyon” (Recession), siz işinizi kaybettiğinizde buna “Depresyon” (Depression) , Başkan Jimmy Carter işini kaybettiğinde de buna “Ekonomik canlanma” (recovery)” denir.

Winston Churchill

Siyaset tarihindeki iletişim ustalarından birisi de şüphesiz Winston Churchill’dir. Amerikan Cumhurbaşkanı Harry S. Truman, Churchill’in yerine gelen Clement Attlee’i savunurken şöyle demiş: “Mütevazi bir insana benziyor.” Churchill’in cevabı gecikmemiş “ Mütevazi olmak için bütün özelliklere sahip”

Yazar George Bernard Shaw, yeni oyununun açılış gecesi için Winston Churchill’e iki davetiye yollamış. Ama davetiyeye eklediği notla da onu iğnelemekten çekinmemiş: “Size oyunumun açılış gecesi için iki davetiye yolluyorum. Bir arkadaşınızı da getirebilirsiniz; tabi ki, bir arkadaşınız varsa”.

Churchill buna yine ince zekâ ürünü bir cevap vermiş. “Açılış gecesine katılamayacağım. İkinci geceye geleceğim; tabi ki, ikinci gece olursa…”

Çok tartıştığı Leydi Nancy Astor, bir gün ona şöyle çıkışmış “Winston, eğer sen benim kocam olsaydın, kahvene zehir koyardım.” Churchill soğukkanlılıkla cevap vermiş “Nancy, eğer sen benim karım olsaydın, o kahveyi içerdim”

İngiliz Başbakanlarından Ramsay MacDonald’ın ruhsuzluğunu şöyle tanımlamış: Çocukken annemler beni Barnum’s Sirki’ne götürmüşlerdi. Orada acayip canlılar gösteriliyordu. En çok da “Kemiksiz Yaratık” denen canlıyı görmek istiyordum. Ancak moralim bozulur diye göstermediler. Demek “Kemiksiz Yaratığı” hazinenin başında görmek için elli yıl beklemem gerekmiş”

Sonuç;

Rakiplere takılmak, onlarla çekişmek, onları iğnelemek politikanın fıtratında var. Dünya siyasetinden iki örnek verdim. Ama gördüğünüz gibi, hakaret derecesine varan hicivlerde bile keskin zekanın kıvrımlarını rastlıyorsunuz. Bizim siyasilerin bazılarında ise vasat-altı bir orta okul öğrencisinin buluğ çağındaki entelektüel seviyesinin üstünde bir seviye görmüyorsunuz. Halbuki gerektiğinde şaka da yaparak yaptıkları işin zevkine varmalılar. Ama bazıları zaten şaka gibiler.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019