Yaşadığımız afetler sadece bir başlangıç

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Bir Nuh yetmeyebilir

Eskiden yağmur yağarken “Bereket yağıyor” denirdi. Yağmur, romantizmi beslerdi; şairlere ilham kaynağı idi. Şimdi ise bir dert kaynağı oldu. Çünkü yağınca deliler gibi yağıyor. Şehirlerin sokaklarında yüzen otomobiller, çöken evler, perişan olan seralar, ürününü kaybeden çiftçi görüntüleri televizyon ekranlarını dolduruyor; can kayıpları yaşanıyor. Her geçen gün bu yağmur felaketi şiddetini artıyor; Nuh tufanı sık sık anılır oldu. Sadece yağmur mu artıyor? Hayır, büyük kuraklıklar, şu ana kadar ülkemizde rastlamadığımız fırtınalar, hortumlar da yaşanıyor. Adeta dünyanın çivisi çıkmış gibi. Çünkü dünya ısınıyor ve iklimler değişiyor.

Küresel ısınma

Nedir bu küresel ısınma olgusu? Yeryüzü, güneş ışınları ile ısınır. Bu ışınlar uzaydan geldiklerinde atmosferi kolayca geçerler; yeryüzünü ısıtırlar ve yansırlar. Yeryüzünden yansıyan ışınlar uzaya çıkmadan önce atmosferdeki bazı gazlar tarafından tutulur; bir ısı kalkanı oluşur. Bu olaya sera etkisi ve bu gazlara da sera gazları denir. Eskiden yeryüzünün “fabrika ayarları” yerinde idi. Belli bir denge vardı. Ancak atmosferdeki sera gazları her geçen gün artmaktadır. Bu gazların artması ile denge bozuldu. İşte bu yüzden şimdi küresel ısınma ve iklim değişikliği dediğimiz olgu ile karşı karşıyayız. Bu iklim değişikliği sonucu kuraklık, çölleşme, yağışlardaki dengesizlik ve sapmalar, su baskınları, tayfun, fırtına, hortum vb. meteorolojik olaylarla daha sık ve daha şiddetli olarak karşılaşacağız.

Sera gazları nelerdir?

Sera gazlarının en belirginleri: su buharı, karbondioksit, metan ve ozondur. Sera gazlarının bir kısmı doğal olarak oluşurken, bir kısmı da insanların eylemleri ile ortaya çıkmaktadır; giderek de artan bir seyir izlemektedir. Örneğin, su buharı kendi kendini besleyerek artan bir çevrim içindedir. Küresel ısınmanın etkisi ile su buharı oluşumu artmaktadır. Bu su buharı sera gazı görevini yaparken küresel ısınmaya yol açar. Küresel ısınma su buharı oluşumunu artırır. Bu çevrim böylece sürer. Öte yandan fosil yakıtların yanması ile de karbondioksit salınımı artmaktadır. Otomobiller, kömürle çalışan termik santralları karbondioksit üretim merkezleri olarak çalışır. Küresel ısınma için, genellikle karbondioksit gazı sebep gösterilir. Ancak ısının tutulması söz konusu olduğunda metan gazının karbondioksit gazından 85 kat daha güçlü olduğu ortaya çıkmıştır. Son araştırmalar göstermektedir ki. hayvanların gaz çıkarması ve dışkıları dolayısıyla ortaya çıkan metan gazı da küresel ısınmaya büyük oranda katkı sağlamaktadır.

Sera gazlarını ne azaltır?

Su buharı ve metanı doğal oluşumlarından dolayı bir kenara bırakırsak, küresel ısınma ile baş etmede geriye karbondioksit salınımımı denetim altında tutmak kalmaktadır, Atmosferdeki karbondioksit miktarını nasıl denetim altına alabiliriz? Birinci yol, atmosfere salınımını mümkün olduğunca azaltmaktır. Çözüm olarak çevre dostu otomobiller üretmek ve kömür yakan termik santrallarından kurtulmak vardır. İkinci yol da atmosfere çıkan karbondioksiti bir şekilde emmektir. Bunun için de anahtar kelime ağaçtır. Ağaç, havadaki karbondioksiti emip, oksijeni de havaya salar. Örneğin, bir çam ağacı, 40 insanın bir saat içinde havaya verdiği karbondioksiti alıp bir saat içinde oksijene çevirir.

Ormanlar ve toplumlar

Küresel ısınmanın panzehri ağaçtır. Ancak bazı toplumlar ağacın değerini bilmekte, bazıları bilmemektedir. Örneğin, Fransa’nın %31’i ormanlarla kaplıdır. İsveç, Finlandiya ve İspanya’dan sonra dördüncü sıradadır. Diğer Avrupa ülkeleri de orman konusunda geride değiller. Örneğin, Avrupa Birliği ülkeleri, ormanlarına 1990 ile 2015 arasında 90.000 kilometrekarelik, yani aşağı yukarı Portekiz yüzölçümü kadar, ağaçlık alan katmıştır. Öte yandan, dünyanın ciğerleri denen Amazon ormanları yok olma tehdidi altındadır. Bu yağmur ormanlarının %40’ını barındıran Brezilya’da orman kıyımı devam etmektedir. Orman, kendini yenileyememe eşiğini aşma noktasına gelmiştir. Brezilya’da ormanların dört düşmanı var denmektedir: Kerestecilik, çiftçilik, madencilik ve Başkan Jair Bolsonaro. Başkan Bolsonaro’nun başa geçtiği yılbaşından beri Brezilya’da 3 bin 345 kilometrekarelik ormanlık alan kaybolmuştur.
Türkiye’de de durum içler acısıdır. Rant oburluğu ve beton seviciliği şehirleri ağaçtan arıtmıştır. Gelinen feci noktayı anlamak için İstanbul Taksim Meydanı’nın şimdiki resmine bakmak yeterlidir. Ormanlar da hoyratça madenciliğe teslim edilmiştir. Ağacı kesmek barbarlığının ötesinde bir de altın madenciliği ile toprak ebediyen zehirlenmekte, insan yaşamı doğrudan tehlikeye sokulmaktadır.

Sonuç

Çevrenin değerini bilmezsen, ekolojik dengeyi bozarsan, doğanın intikamı acımasız olur. Yaşadığımız bu afetler sadece bir başlangıç. Bu kafayla gidilirse daha şiddetlilerini yaşamak kaçınılmaz.

Küresel ısınmanın nedeni olarak hayvanların çıkardığı metan gazları da ciddi demiştik. Bir de tabi ağaçların, ormanların yok olmasına göz yuman, yetki sahibi, Bolsonaro tipi politikacıların konuşmalarının yarattığı metan gazlarını da unutmamak gerekir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019
İşi sevmek meselesi 22 Ağustos 2019