Temeli olmayan hedefler bizi nereye götürür?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

YÜCEL UYGUN

“Dünyada görmek istediğiniz değişimin kendisi siz olun.”
Gandhi

Doğru bir şekilde belirlenmiş hedeflerimiz bizi hayata bağlar, içsel motivasyonumuzu artırır ve yaşama sevincimizi yükseltir. Yanlış bir çerçevede belirlenmiş hedeflerimizi ise, ne kadar gerçekleştirsekte istediğimiz tatmin duygusunu yeterince yaşayamayız. Salt hedefe ulaşmanın mutluluğu uzun süreli olmaz/olamaz. Günümüzde birçok kişi hedef belirleme konusunda maalesef hatalı bir yaklaşıma sahip olabiliyor. Bu sebepten de yolun sonunda aradığı huzuru/mutluluğu yakalayamıyor. Evet kapitalist bir dünyada yaşıyoruz, bunu kabul etmeliyiz ve bu düzen bize sürekli kısa/orta/uzun vadeli yeni hedefler belirlememiz gerektiğini söylüyor, fakat insanların birçoğu önemli bir şeyi atlıyor; temel değerler.

Hedef belirlenirken, SMART (kesin, ölçülebilir, ulaşılabilir, gerçekçi, zaman sınırlı) tanımına uygun olması gerektiğini günümüzde artık birçok kişi biliyor. Fakat bu formül temel değerler üzerine oturtulmadığı zaman, karar aşamasında zorlanabiliyoruz veya hedeflerimize ulaşsak dahi aradığımız tatmin duygusunu bulmakta güçlük çekiyoruz.

Uzun vadede kendimize olan saygımızı koruyabilmemiz için, insanlarla olan iletişimimizde biz bilincini oluşturabilmemiz için ve hedeflerimize ulaşırken veya ulaştıktan sonra içsel huzurumuz için, temel değerlerimizi belirlememiz gerekiyor. Ve bu süreçte kesinlikle yazarak çalışmalıyız, çünkü insanlar yazdıkları şeyleri yapmaya daha çok hevesli oluyor. Yazmanın gerçekten sihirli bir gücü vardır.

Özel yaşamımız veya iş yaşamımızla ilgili olarak örnek gösterebileceğim bazı temel değerler zinciri aşağıdaki gibi olabilir:

Özel yaşamımız ile ilgili

- Hayatı olduğu gibi kabul ediyorum
- Komşumu da kendim kadar seviyorum
- Alçak gönüllüyüm
- Çok iyi bir eş veya babayım
- Kişisel gelişime önem veriyorum
- Her konuda dürüstüm
- Engelleri fırsata çevirebiliyorum
- Barışçıl bir yapıya sahibim

İş yaşamımız ile ilgili

- Müşterilere ve çalışma arkadaşlarıma öncelikle birey olduğu için değer veriyorum
- Güvenilir biriyim
- Etrafımdakilere karşı saygılıyım
- İnsanlarla iletişim kurarken empati kurmaya özen gösteriyorum
- Her konuda adil davranıyorum
- Gözetim altında olmadan da en iyi performansı gösteriyorum
- Engelleri fırsata çevirebilmek için duygularımı yönetebiliyorum
- Dürtülerimi/öfkemi kontrol altında tutmak için çaba sarf ediyorum vb.

Çalışanlar/yöneticiler, hedeflerini belirlemeden önce yukarıdaki örnek değerler zincirine benzer bir şekilde kendi temel değerler zincirini oluşturduğunda, çalışmaktan ve hedeflere ulaşmaktan çok daha fazla keyif alıyorlar. Temel değerler zinciri, insanlarla olan ilişkilerimizi düzenlediği gibi aynı zamanda coşku dolu bir yaşamın da anahtarını bizlere sunuyor ve bu yaklaşım ayrıca gelecekte daha iyi bir toplum olabilmemiz için de büyük önem taşıyor.

Temel değerler sistemini benimsemiş olan bir birey, iş yaşamında veya özel hayatında herhangi bir konu hakkında karar verirken de zorlanmıyor, çünkü yeri geldiğinde yol haritası olan değerlerine bakıyor. Örnek vermek gerekirse, kazandığı yıllık prim ile, ailesini tatile götürmesi gereken bir ebeveynin, arabasını değiştirmesi veya farklı bir eşyaya para harcaması temel değerlere ters düşebilir veya bir yöneticinin karar aşamasında adaletten/etikten yoksun bir şekilde davranması... buna benzer tüm yaklaşımlar, gelecekte bireyin tercih etmiş olduğu bir davranış modeli zincirini oluşturuyor. Değerler zinciri ile hareket edenler, vicdan muhasebesi yaptıklarında kendilerini daha huzurlu hissederken, hedefe giden her yol mübahtır yaklaşımı ile hareket edenler yaşamının belirli bir döneminde veya yaşlandıklarında yaşamda bir anlam bulmakta zorlanıyorlar. Evet sadece hedeflere ulaşmak, salt para veya statü kazanmak insanı mutlu etmiyor. (Buradaki motto, “şefkatli kapitalizm” olabilir.)

Hedeflerimize ulaşmak üzere çabalarken, diğer bir önemli konu da, önceki yazılarımda da belirttiğim üzere, hedeflere bir anlam yüklemektir. İnsanın yaptığı işi değerli görmesi, çalışırken insanların yararına bir iş yaptığını hissetmesi de bireyin içsel huzuru için oldukça önemli bir konudur. Bu sebepten hedef belirleme formülünü temel değerler üzerine kurulu olan SMART+M (mana-meaning) şeklinde yeniden tanımlamak çok doğru bir yaklaşım olacaktır.

Hedeflerimiz geleceğimizi oluşturur. Bu gerçektir. Ve hedeflerimizi belirlerken yukarıdaki değerler zincirini düşündüğümüzde bazen aklımızda şu soru da canlanabilir: “insanların çoğu buna dikkat etmiyor, ben dikkat etsem ne değişir ki?” O kadar çok şey değişir ki, anlatamam. İyilik bulaşıcıdır. Hayatın ise zor görünen sırrı, insanlara faydalı olmaya çalışmaktır. Ve bu aşamada Gandhi’nin sözü geliyor aklıma; “Dünyada görmek istediğiniz değişimin kendisi siz olun.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar