Ukrayna ile yollarımız kesişmeli…

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA nevzatsaygilioglu@atilim.edu.tr

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Ukrayna ziyareti, bugünlerde yapılan üst düzey yurt dışı gezilerinin önemlilerinden birisi. 

Türkiye için Ukrayna, Ukrayna için Türkiye çok önemli. Türkiye ve Ukrayna dost ve komşu iki ülke. Her iki ülke arasında çok eski tarihsel dostluk söz konusu. Bu dostluk kavramı beylik bir kavram olmanın ötesinde, içi dolu, somut çıkarımlara dayanıyor.

Ukrayna; Doğu Avrupa’nın ortasında, kuzeyden güneye 900 kilometre ve doğudan batıya da bin 300 kilometre uzunluğa sahip Türkiye’nin yüzde 80’i büyüklüğünde bir ülke. 

Ukrayna  mineraller bakımından çok zengin. Kömür, demir cevheri, petrol, doğalgaz, taş ve tuz bunların bir kısmını oluşturuyor. Ukrayna’da, işlenmemiş metal sanayisi, kimyasal sanayi, porselen sanayisi, fayans endüstrisi, seramik endüstrisi ve yapı malzemeleri endüstrisi gelişmiş durumda. 

Ukrayna’nın 2/3'ü verimli arazidir ve dünyanın en verimli toprağı olan siyah toprak çoğunlukta. Siyah topraklar, dünyanın en verimli toprağı olarak biliniyor. Uzmanlara göre dünyadaki siyah toprağın 1/4'ü Ukrayna’da bulunuyor.

Bitkisel florasında 30 bin çeşit bitki mevcuttur. Bu bitkisel çeşitlilik, yaygın bir biçimde hayvancılık, arıcılık, avcılık ve medikal sektörünü iyi yönde etkiliyor. Bu özelliğiyle Ukrayna Türkiye ile büyük benzerlik gösteriyor. 

Ukrayna, Avrupa’da nüfus açısından beşinci sırada olup kentli oranı üçte iki ile hala çok düşük oranda. Bu arada etnik yapıda da çeşitlilik var. Ukraynalı dışında başka ülke ve milletlerden de insanlar var. Bu yönüyle de Türkiye ile benzeşiyor. Malum, Türkiye’de de Anadolu coğrafyası çok sayıda etnik yapıyı barındırıyor. 

Gelelim Ukrayna’nın ekonomik profiline…

Ekonomi tarım ve sanayiye dayalı. Tarımda makine yaygın şekilde kullanılıyor. Ülke çapında yaklaşık sekiz bin kolektif çiftlik ile 1700 civarında devlet çiftliği var. Bu çiftliklerde et ve süt için büyükbaş hayvan besleniyor. Ayrıca tahıl, sebze, patates ve şeker pancarı yetiştiriliyor.

Ukrayna ekonomisi bir yönüyle de bilimsel ve endüstriyel gelişme temelli. Ülkenin ekonomik yapısında ağır sanayi, metalürji ve gemi yapımı en önemli sektörler arasında yer alıyor. Ayrıca makine, araç, elektrik ve kimya sektörü gibi alanlar da Ukrayna ekonomisinin temelini oluşturuyor.

Ukrayna'da çelik sanayisi de gelişmiş durumda. Ülkede ayrıca metalürji araçları, dizel lokomotifler, televizyon ve traktör üreten fabrikalar var. Gübre, sülfürik asit ve şeker fabrikaları ekonomide önemli yer tutuyor. Sanayi tesislerinde kullanılan enerjinin hemen tamamı fosil yakıtlarından elde ediliyor. 

Bu tespitler Ukrayna ekonomisinin önemli bir zenginlik içerdiğini ortaya koyuyor. Günümüzde Ukrayna’nın içinde bulunduğu siyasi ve dış politik durum, bu zenginliğini ortadan kaldırmıyor. Çok ciddi bir potansiyel zenginlik var. Şimdi soruyorum bu yönüyle de Ukrayna ile Türkiye benzeşmiyor mu? Yani her iki ülke de potansiyel zenginliğe sahip değil mi? 

Bu potansiyele iki ülke açısından bakıldığında; Türkiye-Ukrayna Serbest Ticaret Antlaşması, ikili ticaret hacmindeki artışı ivmelendirecek, büyüyen ticaret hacmi ise Türkiye ve Ukrayna vatandaşlarına artan refah olarak geri dönecektir. 

Türkiye ile 20 civarında ülke arasında, bazıları adeta ortak bakanlar kurulu gibi çalışan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyleri var, bunlar arasında somut sonuçlar alma noktasında en iyi çalışanlarından biri Ukrayna ile tesis edileni. 

Bugüne kadar Ukrayna’ya 3 milyar dolar civarında yatırım yapan ve sayıları 700’ü bulan Türk sermayeli şirketlerin büyük oranda yatırımlarını koruduğuna hatta bazı Türk firmaların yeni yatırımlar yaptığına tanıklık ediyoruz. 

Ukrayna’da 4.5 milyar dolarlık taahhüt gerçekleştiren Türk inşaat firmaları, ülkenin en büyük havalimanını, en büyük stadyumunu, birçok 5 yıldızlı oteli, otoyolları, köprüleri, büyük konut projelerini gerçekleştirmenin verdiği güvenle, inşaat sektörünün keskin bir biçimde daraldığı bu dönemde bile ülkedeki mevcudiyetlerini korumaya devam ediyorlar.

Son bir benzerlik tespitini şöyle yapalım.

Her iki ülke de AB yolcusu. Tabii Türkiye’nin bu yolculukta yarım yüzyılı aşan bir geçmişi var. Ancak; Ukrayna henüz yolun başında. Her iki ülkenin halkı AB üyeliğine olumlu bakıyor olsa da siyasi ve ekonomik koşullar itibariyle AB üyeliği yakın bir gelecekte ufukta görülmüyor. O zaman bu kadar benzeşen ve yolları kesişen iki ülkenin kader birliği yapması bir fırsat olarak duruyor ve çok önem taşıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar