Yeni racon ve ulusal politikalar

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

FED Başkanı Yellen raconu kesti. Yeni raconun bizi de ilgilendiren iki önemli unsuru var. Birisi küresel likidite artışının önce azaltılıp sonra ters çevrilmesi. Dış kaynak kullanıp daha hızlı büyümeyi alışkanlık haline getirmiş bizim gibi ülkeleri rahatsız edecek bir durum bu. Yeni raconun ikinci unsuru da burada devreye giriyor. Yellen, likidite daraltılmasının sadece ABD ekonomisinin durumu gözetilerek yürütüleceğini, bundan olumsuz yönde etkilenecek ülkelerin durumunun dikkate alınmayacağını açıkladı. Yeni racon ABD dışındaki ülkelere kendi başınızın çaresine bakın diyor anlayacağınız. 

Yeni racon dünya ekonomisinin yeni bir döneme girdiğinin işaretini veriyor. Bol para -düşük faiz dönemi yerini görece yüksek- faiz sınırlı para dönemine bırakıyor. Bu dünya ekonomisinde dolaşan ulusalar arası likiditenin azaltılacağı, dış kaynak kullanma imkanlarının daralacağı, ulusal ekonomilere gelecek sermaye büyüklüğünün hacim kaybedeceği anlamına geliyor. Bu koşullarda dış kaynak bağımlısı gelişmekte olan ülkelerde ciddi bir kaynak kuruması olacağı açık. 

Söz konusu kaynak kuruması doğrudan iki etki yaratacaktır. Birincisi ulusal fon arzı üzerindeki etkidir. Küresel fon hacminin daralması sonucunda, uzun yıllar ulusal imkanların (tasarrufların) elverdiğinin ötesinde bir hacim kazanmış olan ulusal fon arzı da daralacaktır. Bu faizler üzerinde yukarı yönlü baskı yaratır. İkinci etki döviz arzı üzerindeki etkidir. Ekonomiye döviz büyüklükleri şeklinde gelen fon girişleri, ulusal fon piyasasında fon arzını genişletmenin yanı sıra, ulusal döviz piyasasında da döviz arzını arttırır. Küresel likiditenin daralacağı yeni ortamda yavaşlayacak olan fon girişi döviz arzını da azaltır. Bu da döviz kuru üzerinde yukarı yönlü baskı yaratır. 

Gelişmekte olan ülkeler kendi başlarının çaresine baksın dayatmasında bu sürecin yönetimini ve politika tasarımını bu ülkeler kendileri yapsınlar tavsiyesi var. 

Aslında söz konusu yeni tasarımın ana unsurlarını oluşturacak politika araçları bilinen araçlardır. Günümüzde geçerli olan iktisat öğretisi, ekonomiye sermaye girişinin azaldığı ya da ters döndüğü koşullarda faiz politikası, kur politikası, rezerv yönetimi ve sermaye hareketlerinin düzenlenmesi yoluyla sürece müdahale edilebileceğini öngörmektedir. 

Öte yandan, bu süreçte, ekonominin nasıl organize olduğuna bağlı olarak, iç içe geçmiş iki halka söz konusu olmaktadır. Bizim gibi fon ve döviz piyasaları bütünüyle serbestleştirilmiş ekonomilerde fon ve döviz arzını daraltan gelişmelere karşı ilk tepki piyasalardan gelir. İlk düzeltmeyi piyasalar yapar. Birinci halka budur. Piyasaların olağan dışı koşullarda yaptığı bu düzeltmeler daralan arz büyüklüklerinin yanı sıra, beklenti bozulması ve risk algısının yükselmesinin etkilerini de taşır. Dolayısıyla, bu süreçte faiz ve kur genellikle gereğinden fazla yükselir (over shooting). İlk düzeltmeleri piyasalar yaptıktan sonra kamu otoritesi her iki piyasaya da beklentileri düzeltmek, risk algısını yumuşatmak ve böylece aşırı tepki-düzeltme olasılığını (over shooting) ortadan kaldırmak amacıyla müdahale eder. İkinci halka da budur. 

İlk adımda bu müdahaleler yine piyasa kanalları üzerinden piyasa araçları kullanılarak yapılır. Örneğin, Merkez Bankalarının politika faizini değiştirerek fon piyasasına döviz rezervini kullanarak döviz piyasasına müdahale etmesi bu türden bir müdahaledir. Bu müdahalelerin zamanlaması ve dozu yeni politikaların en önemli yönüdür. Yanlış zamanlamayla yapılan müdahaleler etkisiz kalır. Dozu iyi ayarlanmamış müdahaleler de ekonominin istenmeyen kulvarlara yönlenmesine neden olur. 
Dikkat ederseniz bu iki tür müdahale olağan faiz ve kur politikaları kullanılarak yapılır. Daha radikal müdahale istekleri döviz rejimini ve/veya sermaye hareketleri rejimini değiştirmeyi gerektirir. Örneğin sermaye girişinin kuruması durumunda serbest döviz kuru politikasını terk edip, kurun doğrudan belirleneceği bir kur rejimine geçmek bir politika opsiyonudur. Aynı şekilde sermaye hareketlerinin istenmeyen sonuçlar üretecek bir karakter kazanması halinde serbest sermaye giriş çıkışından vazgeçip, sermaye hareketleri üzerine kısıt koymak da bu türden bir politika uygulamasıdır. Bu da bir politika opsiyonudur ama ötekilere kıyasla hem düzenlenmesi hem uygulanması hem de yaratacağı olası sonuçlar açısından en problemli politika seçeneği de budur. 

Küresel piyasalar için kesilen yeni raconun olası politika düzenlemeleri açısından önümüze serdiği tablo bu. Bu tablonun genelde büyüme karşıtı politikalardan oluştuğunu da gözden uzak tutmamak doğru olur. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018