Gelecek programda hangi filmler var? (3)

Hakan SONOK

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

“New York Çeteleri-Gangs of New York”, ”Göklerin Hakimi-The Aviator”,”Köstebek-The Departed”,”Zindan Adası-Shutter Island” ve “The Wolf of Wall Street” filmlerinde birlikte çalışan yönetmen Martin Scorsese ile oyuncu-yapımcı Leonardo DiCaprio iki yeni film üzerinde çalışıyor…Bu iki film projesi de (“Beyaz Şehirdeki İblis” ve “Sinatra”)  gerçek yaşam öykülerini kaynak olarak alıyor…

Scorsese, “Raging Bull”, “Günaha Son Çağrı-The Last Temptation of Christ”, “Sıkı Dostlar-Goodfellas”, “New York Çeteleri-Gangs of New York”, “Göklerin Hakimi-The Aviator”, “Köstebek-The Departed”, “Hugo” ve “The Wolf of Wall Street”le yönetmen dalında Oscar adaylığı elde etmiş ve “Köstebek”le Oscar’ı kucaklamıştı…

“The Devil in the White City-Beyaz Şehirdeki İblis”

Uzay boşluğunda bilinen en tehlikeli, en acımasız, en gaddar, en vahşi, en zararlı canlının (Kartaca, Katyn, Oradour sur Glane, Halepçe, Hiroşima, Nagasaki gibi binlerce katliama imza atan) insan olduğunu anlatan “The Devil in the White City-Beyaz Şehirdeki İblis” Kuzey Amerika’nın çeşitli şehirlerinde, özellikle bir çeşit insan mezbahası kurduğu / inşa ettiği, labirent biçiminde tünellere, binbir türlü ölüm tuzağına sahip Chicago’daki gizemli otelinde, 200’den fazla insanı öldüren, yakalanınca idam edilen seri katil Henry Howard Holmes’un (1861-1896) tüyler ürpertici gerçek serüvenlerini konu alıyor…Scorsese, “The Silence of the Lambs-Kuzuların Sessizliği”nden çok daha korkunç ve çok daha ürkütücü bir film vaad ediyor…Holmes, Anders Behring Breivik (77 kişinin katili) , Jim Jones (917 kişinin katili), Andreas Lubitz (149 kişinin katili), Jeffrey Dahmer (17 kişinin katili) gibi canilerin öncülerinden…

“Sinatra"

“Şu rock’n roll’unla müziği sen katlettin. Müzik piyasasının başına gelenler hep senin suçun. Bu ülkede (Amerika Birleşik Devletleri) müziğin içine sen ettin… - You ruined music with your rock and roll. It’s your fault what’s happened to the music business. You’ve destroyed music in this country…”
Efsaneleşmiş şarkıcı, Oscar ödüllü oyuncu Frank Sinatra, Türk asıllı Amerikalı işadamı, Atlantic Records (Atlantic Plak ve Müzik Şirketi) sahibi Ahmet Ertegün’le (doğumu: 31 Temmuz 1923, İstanbul – ölümü: 14 Aralık 2006, New York) bir davette yüz yüze gelince, Ertegün’e işte bu sözlerle hakaret etmişti. 

“Suffragette”

1837-1901 arasında 63 yıl yedi ay İngiltere’ye bir kadın (Kraliçe Victoria) hükmeder; ancak  19. yüzyılda ve 20. yüzyılın önemli bir bölümünde İngiltere’de kadın, insan hakları, seçme, seçilme, talepleri için bir araya gelen işçi sınıfından kadınlar İngiliz devleti için birer azılı devlet düşmanı, rejim muhalifi, terörist ve cadı ilan edilir; acımasız bir sürek avı başlatılır; bu kadınlar her fırsatta cezaevlerine atılır…Baş rollerde üç Oscarlı Meryl Streep, iki kez Oscar adayı Helena Bonham Carter ile Oscar adayı Carey Mulligan var…

Meryl Streep kendisine 20. Oscar adaylığını getirmesi beklenen bu filmde 1999’da TIME Dergisi tarafından 20. yüzyılın en önemli, en değerli, en saygın 100 kişisinden biri ilan edilen feminist Emmeline Pankhurst (1858-1928) rolünde…Pankhurst ile yoldaşlarının verdiği büyük mücadele İngiliz kadınına 1928’de seçme ve seçilme hakkını kazandırmıştı… Emmeline Pankhurst, Gloria Steinem (1934 doğumlu) gibi günümüzün önde gelen feministlerinin öncüsü kabul ediliyor…

“Carol”

“The Girl with the Dragon Tattoo-Ejderhalı Dövmeli Kız”la Oscar adayı Rooney Mara (1985) ile iki Oscarlı Cate Blanchett’in (1969) baş rollerinde olduğu film, 1952’lerin ABD’nde eşcinsel bir ilişki yaşayan iki kadın, karşılaştıkları engeller, mahalle baskıları ve toplumsal tabuların gücü çerçevesinde gelişiyor…

“Black Mass”

Yapımına 65 milyon dolar harcanan “Black Mass”de üç kez Oscar adayı Johnny Depp gangster Whitey Bulger (1929 doğumlu) rolünde…

“Youth”

“La grande bellezza-Muhteşem Güzellik” adlı filmi İtalya’ya yabancı film Oscar’ını kazandıran  Paolo Sorrentino’nun yeni filminde ikişer Oscar ödüllü Michael Caine ile Jane Fonda, Oscar ödüllü Rachel Weisz ve Oscar adayı Harvey Keitel var…

“Everest”

Oscar adayı Jake Gyllenhaal ile iki kez Oscar adayı Keira Knightley 1996’da Everest’e tırmanmaya çalışırken ölen sekiz dağcının öyküsünde baş rolde…Everest tırmanışında hayatını kaybeden dağcılar arasında George Herbert Leigh Mallory de (1886-1924) bulunuyor…

“Demolition”

Trajik bir otomobil kazasında karısı ölen başarılı bir yatırım bankacısının bu travmayla başa çıkma mücadelesi… Üç Oscar kazanan “Dallas Buyers Club” filminin yönetmeninden…Baş rollerde Jake Gyllenhaal (Oscar adayı), Naomi Watts (iki kez Oscar adayı), Chris Cooper (Oscar ödüllü) var…

“The Danish Girl”

“The King's Speech” (2010) ile “Les Misérables” (2012) adlı filmleri toplam yedi Oscar kazanan yönetmen Tom Hooper’ın yeni filmi “The Danish Girl”de, “The Theory of Everything-Her Şeyin Teorisi”nde  Stephen Hawking’i canlandırarak Oscar kazanan Eddie Redmayne cinsiyet değiştirme ameliyatı olan Einar Magnus Andreas Wegener (1882-1931) adındaki transseksüeli canlandırıyor…

“Truth”

Amerikalı televizyoncu Dan Rather (1931 doğumlu) Amerikan Başkanı George W. Bush’un ailesinin gücünü, ilişkilerini kullanarak Vietnam Savaşı’na gönderilmekten kaçtığı haberini dünyaya duyurmuştu…Bu filmde Dan Rather rolünde olan Robert Redford, “Ordinary People”la yönetmen dalında Oscar kazandı; “The Sting-Belalılar”daki oyunculuğuyla, “Quiz Show”daki yönetmenliğiyle ve yapımcılığıyla Oscar adaylığı elde etti.

“Freeheld”   

“Still Alice” filmindeki Alzheimer hastalığı nedeniyle tüm belleği silinen profesör rolüyle Oscar kazanan Julianne Moore ve “Juno”yla Oscar adaylığı elde eden Ellen Page’in baş rollerini paylaştığı “Freeheld” yaşanmış bir hikayeden uyarlandı. Ellen Page'in yapımcılığını da üstlendiği film, New Jersey Polis Teşkilatı’nda detektif olan Laurel Hester ve kadın sevgilisi Stacie Andree’nin mücadelesini konu alıyor. Tedavi edilemez bir akciğer hastalığına yakalanan Laurel, öldükten sonra kendine ait emeklilik fonunun sevgilisine verilmesini istiyor ve önüne çıkan yasal engellerle savaşıyor. 

“Miles Ahead”

Müzisyen Miles Davis'in (1926-1991) hayatını konu alan “Miles Ahead” Oscar adayı Don Cheadle’ın ilk uzun metrajlı yönetmenliği…Başrolde Cheadle ve  Ewan McGregor bulunuyor.

“The Program”

"Dangerous Liaisons" ve “The Queen” adlı filmleri toplam dört Oscar kazanan yönetmen Stephen Frears’ın filmi olan “The Program”  bisiklet yarışçısı Lance Armstrong’un şampiyonluklarının doping ilaçları kullanılarak elde edildiğinin ortaya çıktığı dönemi beyazperdeye getiriyor.

“I Saw the Light”

Modern country müziğin yıldızlarından Hank Williams’ın (1923-1953) kısa hayatını beyazperdeye taşıyan biyografik yapımın senaristi ve yönetmeni Marc Abraham… 

“Mathilde”

“The Last Temptation of Christ”, “Taxi Driver”, “Raging Bull”, “American Gigolo” gibi filmlerin senaryo yazarı Paul Schraeder’in yeni senaryosu “Mathilde” ise sonuncu Rus İmparatoru 2. Nikola’nın gençlik dönemindeki büyük aşkı balerin Mathilde Kschessinska’yı konu alıyor…

Macbeth

Konusu: 11. yüzyıl İskoçya’sında Kral Duncan’ın ordusunda general olarak görev yapan Macbeth, çok hırslı eşinin de yönlendirmesiyle Duncan’ı öldürür ve yeni Kral olur…Bundan sonra da kendisine tehdit olarak gördüğü herkesi ölüme göndermeye başlar…Döktüğü kan içinde boğulması kaçınılmazdır…
Akira Kurosawa’nın Shakespeare’in “Kral Lear”ını orta çağ Japonyasına uyarladığı “Ran”dan, televizyon fenomeni “Game of Thrones”a kadar iktidar savaşları her dönemde büyük sanatçıların ilgisini çekmişti…

Her geçen gün yeni yapıtları (tek başına yazdıkları ya da başka yazarlarla ortak çalışmaları) keşfedilen William Shakespeare’in dünyaca ünlü yönetmenler tarafından  daha önce defalarca beyazperdeye uyarlanan, en az 400 yaşındaki ölümsüz tiyatro oyunu “Macbeth”i de  daha önce pek çok kez beyazperdeye getirilmişti…

“Macbeth”in Kuzey Amerika Dağıtımını Hollywood’un en etkili kişilerinden Harvey Weinstein’a (Efsaneleşmiş Miramax Film Şirketini kuran kardeşlerden biri) ait The Weinstein Company (TWC) üstleniyor. The Weinstein Company en iyi tanıtım kampanyalarını düzenleyerek, en seçkin ödülleri temsil ettiği filmlere kazandırmasıyla ün kazanmış bulunuyor.

Yeni “Macbeth”in yapımcılığını üstlenen Iain Canning ile Emile Sherman, yılın en iyi filmi, yönetmeni, erkek oyuncusu, özgün senaryosu dallarında Oscar kazanan “The King’s Speech-Zoraki Kral”la Oscar sahibi olmuşlardı.

Çekimleri İngiltere ve İskoçya’da gerçekleştirilen bu “Macbeth” uyarlamasının yönetmenliğini Avustralyalı Justin Kurzel (“Snowtown” adlı filmi Türkiye’de gösterilmedi) yaptı…

Yeni “Macbeth”in makyaj ve saç tasarımlarından Jenny Shircore sorumlu…Shircore “Elizabeth”le (1998; yönetmen: Shekhar Kapur) Oscar kazandı; “The Young Victoria-Genç Victoria”yla da(2009; yönetmen: Jean-Marc Vallee) Oscar ödülüne adaylık elde etti.

Yeni “Macbeth”in kostümlerinde “Anna Karenina”yla (2012; yönetmen: Joe Wright) Oscar kazanan, “Atonement-Kefaret”(2007; yönetmen: Joe Wright) ve “Pride & Prejudice-Aşk ve Gurur”la (2005; yönetmen: Joe Wright) Oscar adaylığı elde eden Jacqueline Durran imzası var.

Natalie Portman’la anlaşma sağlanamadı

Yeni “Macbeth” uyarlamasında, “Closer-Daha Yaklaş”la Oscar adaylığı elde eden, “Black Swan-Siyah Kuğu”yla Oscar ödülü kazanan Natalie Portman ile anlaşma sağlanamayınca,  “La vie en rose-Kaldırım Serçesi”nde şarkıcı Edith Piaf’ı (1915-63) canlandırarak en iyi kadın oyuncu Oscar’ını kazanan Marion Cotillard ve “12 Years a Slave-12 Yıllık Esaret”le Oscar adaylığı elde eden, “Shame-Utanç”, “300-300 Spartalı”, “Inglourious Basterds-Soysuzlar Çetesi”nin de oyuncusu olan Michael Fassbender baş rolleri paylaştı…

En ünlü “Macbeth” uyarlamaları: 

 *Amerikalı yönetmen Orson Welles’in “Macbeth” (1948) adlı filmi.Welles filmini Los Angeles’taki CBS Stüdyoları’nda çekti.
 *İngiliz yönetmen Ken Hughes’un “Joe MacBeth”(1955) adlı filmi.Bu filmde İngiltere’deki Shepperton Stüdyoları ve diğer İngiltere mekanları kullanıldı.
 *Japon Yönetmen Akira Kurosawa’nın “Throne of Blood-Kanlı Taht” (1957) filmi…Venedik Film Festivali’nde büyük ödül Altın Aslan için yarıştı. Kurosawa’nın bu filmde kullandığı mekanlar arasında Tamagawa Nehri, Tokyo Eigan Stüdyoları, Izu Yarımadası, Fuji Dağı ve Tokyo Toho Stüdyoları vardı. “Kanlı Taht”, aynı zamanda yönetmen Akira Kurosawa ile oyuncu Toshiro Mifune ortaklığının 16 ürününden biriydi…  
 *Polonyalı yönetmen Andrzej Wajda’nın “Sibiryalı Lady Macbeth” (1962) adlı filmi.
 *Polonyalı yönetmen Roman Polanski’nin “The Tragedy of Macbeth-Kanlı Saltanat” (1971) adlı filmi…Polanski çekim mekanlarını İngiltere ve Galler’den seçmişti.
 *İtalyan yönetmen Bernardo Bertolucci’de, Bertolucci’nin “Savaş ve Barış”ı olarak tanımlanan Robert De Niro ve Gerard Depardieu’lu  “Novecento-1900”üne (1976)  bir miktar  William Shakespeare sosu katarak filmindeki her türlü kötülüğün kaynağı çifti (onları Donald Sutherland ile Laura Betti canlandırmıştı) “Macbeth Çifti” gibi karakterize etmeyi tercih etmişti…
 *Sekiz kez Oscar adayı olan Peter O’Toole’un 1980’de sahnedeki “Macbeth” yorumuysa yerden yere vurulmuştu.
 *”Macbeth” (2006) Avustralya’da çekilen filmi Geoffrey Wright yönetti…Uyarlama senaryoda Victoria Hill ve Geoffrey Wright imzası vardı.

Bu konularda ilginizi çekebilir