Hangi öğütü dinlemeli?

Gerçekten size yararlı olacak öğütleri ayırmaya çalışın, böylece sadece 'benim bildiğim en doğrusu' dememiş olursunuz.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

degisim_yelpazesi.jpg

 


Küçük yaşlardan itibaren korumacı ailemiz bizi öğütlerle yetiştirir. Şunu şöyle yap, bunu böyle yapmazsan şöyle olur, aman bunu aksatma.. Büyükler küçükleri hata yapmadan hayata hazırlamak, kendi hatalarından edindikleri dersleri onlara aktarmak isterler. Bazı öğütler beynimize kazınıp davranışlarımızı şekillendirir, bazıları ise bir kulağımızdan girip diğerinden çıkar ve büyüklerimizin yaptığı aynı hataları yapmamıza neden olur. Atalarımızın dediği gibi, bir musibet bin nasihatten iyidir… Ancak öğütlere körü körüne uymak da içimizdeki potansiyeli kısıtlar, bazı riskleri almamızın önüne geçer. Gelenekselin dışına çıkan fikirlerin peşinden gitmek, yeni, kimi zaman uçuk kaçık duran iş fikirlerini hayata geçirmek bazen bu öğüt dinlemeyen kişilerden çıkar.
Geçtiğimiz Cuma "İzinli Pazarlama" kavramının yaratıcısı Seth Godin blog yazısında şöyle yazmıştı:

'Çoğu öğüt kötü öğüttür…'
"İnsanlar, özellikle aile ve arkadaşlarınız; size gerçekten iyi niyetlerle öğüt veriyor olabilirler. Ancak bu kaynaklardan gelenler genellikle "kötü öğütler" olacaktır. Çünkü bunlar yaratıcı işler çıkarmaya çalışırken sizi zorlayacaktır.
Seçim yapmak zorunda kalacaksınız:

1.  Verdikleri öğütleri tamamen yok sayın… statükoya uygun işler yapmanızın iyi olacağını söylediklerinde bile.

ve

2. Gerçekten size yararlı olacak öğütleri ayırmaya çalışın, böylece sadece 'benim bildiğim en doğrusu'  dememiş olursunuz. Genellikle bu opsiyon sizi, denenmişler üzerinden daha hızlı hareket etmeye ve olabileceklere karşı önlem almaya iter."

Mevlana'dan İş Hayatına Dair Öğütler

Bazı evrensel öğütlere kulak vermekte yarar vardır. 13. yüzyıl filozofu Mevlana'nın insan üzerine gözlemleri zaman ve mekan kısıtlaması tanımaz. Öğütleri o gün ne kadar doğruysa bugün de o kadar doğru. Mevlana der ki; 'İnsanlar duygusaldır. İnsanlar, kendilerinden daha zeki kişileri bastırmaya çalışırlar.'
Kıskançlık, farklı olanı çekememe birçok insanda mevcut olan özelliklerdir. Toplumda da gruplaşan topluluklarda da bir lider sivrilir, kendini kabul ettirir, diğerleri onu takip eder. Grup genelinde herkesin uyum içinde benzer özelliklere sahip olması tercih edilir. Çoğu zaman farklılıklar, üstün yetenekler ön plana çıkarılmaz.
Mevlana der ki; 'Hisleri ile yaşayan, duygularının esiri olan kişi, düşmanını kendi dışında arar durur. Halbuki onun en baş düşmanı, onun kendi içinde olan nefsidir.' Başarısızlıklarımıza, hayal kırıklıklarımıza hep dışarda cevap ararız. Bir işte başarısız mı olundu, suç takım arkadaşlarınındır, yönetimindir, ürünü anlamayan müşterilerindir, vs… Dışarda suçlu aradıktan sonra kabarık bir liste oluşturmak kolaydır. Oysa, önce suçu kendimizde aramalıyız. Kendi kendinize koyduğunuz engeller yüzünden mi başarılı olamadınız? Az mı çalıştınız? Kendinize güveniniz mi tam değildi? Nerelerde hatalar yaptınız? Neleri farklı yapabilirdiniz?
Mevlana der ki; 'Bu dünya dağa benzer, işlerimiz, yaptıklarımız da seslenmek gibidir. Seslerimiz güzel de olsa çirkin de olsa dağa çarpar, döner yine bize gelir.' Yaptıklarımızla yaşarız. Yaptıklarımız bizi yansıtır. Yaptığımız iyi işler profesyonel anlamda bize güven duyulmasını, yeni müşteriler kazanmamızı, iş çevresinde saygı duyulmasını sağlar. Özensiz, yarım bırakılmış kötü işler de bizi yansıtır. İyi işler çıkarmak, başarılarla anılmak için uğraşmalıyız.

Steve Jobs'ın Öğütlerine Kulak Vermeli

Öğüt deyince Steve Jobs'ın Stanford Üniversitesi'nin mezuniyet töreninde yaptığı efsanevi konuşma gelir akla. Üniversite mezuniyetlerine davet edilen ünlüler kendi yaşamlarından yola çıkarak yeni mezunlara okul sonrası yaşamla ilgili öğütler verir, ben bunları yaptım, size de tavsiyem şunları yapmanız derler. Jobs'ın konuşması kendi marjinal kişiliğini ve farklı seçimlerini yansıtmıştı. Didaktik bir şekilde şunu yapın bunu yapın demedi. Kendi yaşamından örnek vererek nasıl 'noktaları birleştirdiğini' anlattı.

Noktaları birleştirin

Jobs, Pahalı bir üniversite eğitiminin ailesinin tüm birikimlerini tüketmek dışında ona ne sağlayacağından emin olamaz. Üniversiteye başladıktan 6 ay sonra buna değmeyeceğini anlar, okulu bırakmaya karar verir. Korkutucu bir karar ancak geri dönüp baktığında verdiği en iyi karar olarak görür okulu bırakmayı Jobs. Birden özgürdür… zorunluluktan hiçbir dersi almaz, gerçekten öğrenmek istediği için derslere girer. O dönemde aldığı kaligrafi dersi Mac'in ve hemen akabinde kişisel bilgisayarların geleceğini değiştirir. Çok yönlü yazı karakterleri, boşlukları doğru orantılı fontların temeli hep Jobs'ın üniversitede aldığı kaligrafi dersine dayanır. Keyifle ve ilgiyle edindiği bilgileri yıllar sonra Mac'in tasarımında kullanarak noktaları birleştirir.

Tutkuyla yaptığınız bir iş seçin

Jobs 20 yaşında evinin garajında Apple'ı kurdu, 10 sene içinde şirketi 4000 çalışanı olan 2 milyar dolarlık bir şirkete dönüştürdü. Macintosh'u geliştirdiğinde yeni 30 yaşına girmişti. Daha sonra kendi kurduğu şirketten kendi işe aldığı yönetim kurulu tarafından kovuldu. Yaşamında en önem verdiği, tüm enerjisini, zamanını ayırdığı, kendinden var ettiği şirket bir anda kontrolünden çıkmıştı! Dünyanın sonunun geldiği noktada Jobs sıfırdan başlamayı seçti. Gene tutkuyla yapacağı bir işi tercih etti: Next ve Pixar şirketlerini kurdu ve dünyanın ilk bilgisayar animasyon filmi Toy Story'yi yarattı. Daha sonra Next'i Apple satın aldı ve Steve Jobs CEO olarak Apple'a geri döndü.  Jobs kovulmayla başlayan bu inişli çıkışlı yolculuğu şöyle özetliyordu: "(Kovulma) tadı kötü bir ilaçtı, ama sanırım hastanın da buna ihtiyacı vardı, işiniz hayatınızın büyük bir kısmını kaplamalı ve gerçek anlamda tatmin olmanın tek yolu harika bir iş olduğuna inandığınız şeyi yapmanızdır ve harika bir iş yapmanın tek yolu ise yaptığınız işi sevmeniz. Henüz o işi bulamadıysanız, aramaya devam edin. Durmayın. Bulana kadar devam edin! Yılmayın."

Bunlar da Fast Company'den Öğütler

1. Güne bir büyük bardak su içerek başlayın. Uyurken vücudunuz su kaybeder, sabah doğal olarak suya ihtiyaç duyarsınız. Kalkar kalkmaz bir bardak su içip güne zinde başlayın.

2. Yapmanız gereken en önemli 3 şeyi belirleyin. Kendinize her sabah 'bugün tamamlamam gereken 3 görev nedir?' diye sorun. Bu üç arasında öncelik sırasını belirleyin ve bu görevleri yerine getirmeden uyumayın.

3. 50/10 Kuralı. Her iş için 50 dakikalık süreler verin. İşi 50 dakika yaptıktan sonra 10 dakika ara verin. Böylece her saatinizi bir işe konsantre olarak geçirir, hangi işe koşacağım diye zaman kaybetmezsiniz. 10 dakika aralarda masanızdan uzaklaşabilir, arkadaşlarınıza telefon edebilir, bir bardak su alabilir veya meditasyon yaparak kafanızı boşaltabilirsiniz. Araların sonunda yepyeni bir işe taze bir kafayla başlayabilirsiniz.

4. Hergün hareket edin ve terleyin. Düzenli hareket bizleri sağlıklı ve zinde kılar. Enerjimizi ve ruh halimizi yukarı çeker, stresle mücadele etmemizi kolaylaştırır. En sevdiğiniz sporu hayatınızın bir parçası haline getirin. Hiçbirşey yapmaya vaktiniz yoksa işte ve evde merdivenleri kullanın, belli bir mesafeyi yürüyün.

5. Minnet duyun. Şükrettiğiniz, sizi mutlu eden şeylerin günlüğünü tutun. Düşündüğünüzde hergün farklı birşeylerden dolayı mutlu olduğunuzu göreceksiniz.

6. Kafanızda günün özetini yapın. Bugün neleri iyi yaptınız? Neler daha iyi olabilirdi? Yarın nasıl daha iyi sonuçlar alabilirsiniz?
 

 

 

yapay-yasam-ile-dunya-degisiyor-4.jpg