Size 'mentor' diyebilir miyim?
Mentor nedir? sizi güçlüklere karşı hazırlayacak, mücadele gücünüzü artıracak yol gösterici...
Mentor nedir? Rehber, akıl hocası, öğretmen, yol gösterici. Sizin takip ettiğiniz yolda mesafe kaydetmiş, deneyimlerini ve bilgisini sizinle paylaşabilecek ve bu yolda karşınıza çıkacak güçlüklere karşı sizi hazırlayacak, mücadele gücünüzü arttıracak yol gösterici.
Alanlarında başarı sahibi olmuş, çok para kazanmış, prestij sahibi olmuş birçok profesyonel olmasına rağmen, insanın kendisine uygun mentoru bulması, ona ulaşması ve onunla beraber çalışması her zaman kolay değil. Gerek mesleki, gerek ilmi, gerekse ruhani anlamda birçokları kendilerine 'üstat' veya 'hoca' tayin ettikleri kişilerle zaman geçirebilmek, onların uygulamalarının içinde olmak için kimi zaman binlerce kilometre seyahat etmeye, aylarca evlerinden ve sevdiklerinde uzakta olmaya katlanırlar. Uzakdoğu'da birçok Zen öğrencisinin aylarca tapınaklarda çıraklık yaptığını, belli olgunluk seviyesine gelene dek mentorlarıyla biraraya gelmediklerini duyarız. Sordukları sorulara cevap alamaz, onlara verilen işleri sorgusuz sualsiz zamanında yerine getirmeleri istenir. Mentorun vereceği bilgiyi alabilmek için kişinin belli bir kafa yapısına, disipline ve bakış açısına sahip olması gerekir.
Ne istediğinizi bilin
Bir Zen ustası nehir kıyısında meditasyon yaparken yanına genç birisi gelir ve ona 'Senin öğrencin olmak istiyorum' der.
'Neden' diye sorar Usta.
'Çünkü Tanrı'yı bulmak istiyorum' diye cevap verir genç adam.
Usta aniden ayağa fırlar ve bu genç adamı ensesinden sertçe tutarak kafasını suyun içine sokar. Genç adam ne kadar çırpınsada suyun altından kafasını kurtaramaz, 2-3 dakika suyun altında çırpınır. Sonra, usta genç adamın kafasını sudan çıkarır.
Genç adam yutmuş olduğu suyu öksürerek çıkartır, bir süre sık sık nefes alır, ciğerlerine oksijen dolmasını bekler, birkaç dakikaya kendine gelir.
Usta sorar; 'Başın suyun altındayken en çok neyi istedin?'
'Tereddütsüz hava' diye yanıt verir genç adam.
Usta; 'Peki, öyleyse git evine ve Tanrı'yı da o kadar istediğin zaman gel bana' der.
Bugün belki mesafelerin eskisi kadar önemi yok, teknoloji dünyanın öbür ucundan biriyle görüntülü toplantı yapmamıza olanak veriyor ancak aradığınız cevaplar ne kadar spesifikleşirse işiniz o kadar zorlaşıyor. İş hayatınızın ilk yıllarında birçok kişiden genel tüyolar alabilir, farklı iş yapış biçimlerini gözlemleyebilir, kendinizi geliştirmek için farklı kişilerin deneyiminden yararlanabilirsiniz. Örneğin, kimi çok uluslu şirket oryantasyon programlarında yeni mezunlardan oluşan yeni şirket çalışanlarına benzer pozisyonlarda çalışmış birkaç sene kıdemli çalışanların destek olmasını ister. Özellikle ilaç, hızlı tüketim gibi dev satış ekiplerinin bulunduğu firmalarda oldukça yaygın bir pratiktir böyle koçluk sistemleri. Deneyimsiz yeni çalışan her sorusunda yöneticisine danışacağına kıdemli arkadaşına ulaşır, işle, müşterilerle ilgili sorularına daha informal bir ortamda cevap bulur. Bu tür kurumsal mentorluklar yeni çalışanların çalışma ortamına kısa sürede adaptasyonuna destek olur.
En tepedekilerin de mentorları var
Giriş seviyesinden sonra, orta ve üst düzey yöneticilik kademelerine gelince kişilerin mentorluk arayışı da değişir. Bir işin nasıl yapılması gerektiğiyle ilgili birden fazla yol, alınacak birçok karar, yönetilecek birden fazla kişi ve proje vardır. Elinizdeki verilerle en doğru kararları vermeye, projeleri en kısa zamanda ve az maliyetle bitirmeye çalışır, takımınızdaki kişilerin memnuniyetinden emin olmak istersiniz. Tüm bu çok yönlü düşünme mekanizmasında ve aldığınız kararlarda kendinizi sorguladığınız, acaba şöyle mi yapsaydım dediğiniz anlar olur. Bazen ikilemde kaldığınızda başvuracağınız sizin konumunuzda olmanın ne demek olduğunu bilen birinin görüşü size konulara daha farklı yönlerden yaklaşma şansı sağlayabilir.
Burada önemli olan Zen ustasının öğrencisinden ne aradığını gerçekten bilmeden gelmemesi gerektiğini söylemesi gibi, yöneticinin mentorundan ne konuda yardım almak istediğini net olarak bilmesidir. Kariyerinde hızla yükselen kişiler işleriyle ilgili doğru durum tespiti yapar ve doğru sorularla mentorlarının kapısını çalarlar. O zaman akıl hocalarının etkili çözümler üretmesi de kolaylaşır.
21. yüzyılın en başarılı teknoloji firmaları olmalarının yanı sıra, Google ve Apple'ın bir diğer ortak yönü: CEO'larının mentoru Bill Campbell. Campbell, Silikon Vadisi'nin en çok dinlenen ve değer verilen mentoru. Campbell'in kariyer hayatı Columbia Üniversitesi futbol takımı koçluğundan Silikon Vadisi'nde çeşitli şirketlerde üst düzey yönetici ve yatırımcılığa kadar farklı dönemeçlerden geçmiş. Halen Intuit ve Apple'ın yönetim kurulunda olan Campbell, teknoloji dehalarının hayranlıkla bahsettikleri bir danışman. Google'ın CEO'su Eric Schmidt Campbell'ın Google'a katkısının abartılamayacağını, tüm organizasyonun yapısını Campbell'ın inşa ettiğini söylüyor. Apple'ın Steve Jobs'ı Campbell'ın insani yönlerinin her zaman ön planda olduğunu vurguluyor. Campbell özellikle şirketlerin start-up yapısından tam performans üreten ve iyi yönetilen firmalara dönüşmesi için etkin bir strateji ve yönetim desteği veriyor. Bunca kaydadeğer başarıya rağmen, Campbell'ın ününden Silikon Vadisi dışında haberdar olan kişi sayısı yok denecek kadar az. Mütevazi ve ketum kişiliğiyle kesinlikle basında ön plana çıkmıyor, başarıyı sahiplenmiyor. Şirketlerin başarılı uygulamalarındaki etkileriyle ilgili hikayeleri basınla paylaşmıyor.
Mentor Campbell'ın Kuralları
Silikon Vadisi'nin gurusu kabul edilen Campbell'ın efsaneleşen kuralları şöyle:
1. Yetenekle ilgili büyük düşünün
Start-up olarak faaliyete başlayan şirketlerin çoğu kısa vadeli düşünür. Şirket büyüdükten sonra nasıl başarılı olacaklarını düşünmezler, yüksek maliyetler yüzünden ilk etapta yetenekli yöneticileri bordrolarına almak istemezler. Oysa, küçük şirketten büyük şirkete geçmek için gereken aşamalara vakıf, doğru kişilerin işe alınmasını, süreçlerin takibini yapabilecek yeteneklerin işin başına getirilmesi şirketin daha hızlı ve etkili bir şekilde büyümesini sağlayacaktır. Bu yeteneklerin başarılarını ölçümlemek için Campbell 4 ayrı kategorinin ele alındığı bir sistemden yararlanmakta: iş üstünde performans yani tipik kantitatif hedefler; takım çalışmasında kurulan ilişkilerde başarı; yönetim-liderlik ve inovasyon.
2. Dürüst ve sorumlu olun
Bugün Jasper Wireless'ın CEO'su olan Danny Shader zamanında Go Corp'da CEO görevinde olan Campbell ile beraber çalışmış. CEO olarak Campbell'ın oldukça doğrudan bir tarzı varmış: Shader'a 'bunlar, bunlar ve bunları yapmalısın ki kendini geliştirebil, şunlar da benim yapmam gerekenler' diye açık bir yapılacaklar listesi ortaya çıkarırmış. Campbell'ın bu açık diyalogu çalışanlarıyla arasındaki mesafeyi yakınlaştırırken iki tarafın da başarıya odaklanmasına yardımcı olmakta. Bu sayede, takımı da Campbell'ın koyduğu hedeflere sıkı sıkıya bağlanıyor.
3. Geleceğe yatırım yapın
Campbell teknoloji şirketlerinin hiçbir zaman inovasyondan geri kalmaması gerektiğine inanıyor. Bütçeleme yaparken ağırlığı Ar-Ge çalışmalarına ayırmasıyla tanınıyor. Teknolojinin bugünkü hızını dikkate aldığımızda hiçbir şirketin yeni teknolojileri araştırmadan ve geliştirmeden yarınına yatırım yapabilmesi mümkün değil.
4. Mühendislere yetki verin
Campbell teknoloji firmalarında çalışan mühendislerin inovasyonun kaynağı olduğunu düşünüyor. Yönetimin mühendislere yaratma özgürlüğü tanıması çok önemli. Mühendisler pazarlama departmanının dikte ettiği uygulamaları hayata geçirmek yerine kendi özgün fikirlerini hayata geçirmek için teşvik edilmeliler. Campbell'ın önerisi üzerine, Intuit'ın CEO'su Brad Smith mühendislerine haftada 4 saat 'yaratma zamanı' veriyor. Bu süreyi istedikleri gibi kullanmakta özgürler. Sonuç: 1 senede 6 yeni ürün.