Sosyal medyanın nefesi mas medyanın ensesinde
Şirket ve kurumların da giderek daha fazla katıldıkları sosyal paylaşım ağları, marka ve itibar yönetiminde önemli bir mecra niteliği kazandı.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Talip Aktaş
Sosyal medya, tüketiciye ulaşmada mas medya olarak tanımlanan gazete ve televizyon gibi yerleşik mecraların önüne mi geçiyor? Araştırma kuruluşu Ipsos KMG'nin araştırmasına göre, en azından sosyal medya kullanıcıları için bu sorunun yanıtı önemli bir farkla "evet"...
15 yaş ve üzeri 22,9 milyon internet, 18,1 milyon sosyal medya kullanıcısının bulunduğu Türkiye'de, sosyal medya kullanıcılarının önemlice bir çoğunluğu, markaların kendilerine ulaşmada facebook ve web sitelerinden ulaşmasını tercih ediyor.
Ipsos KMG Dijital Bölümü tarafından Mayıs-Haziran aylarında 1200 sosyal medya kullanıcısı ile online olarak yapılan "Sosyal Medya ve Markalar" çalışmasına göre sosyal medya, ürün ve marka kullanımını belirgin bir şekilde etkiliyor.
Sosyal medyacı 18,1 milyon kişi, markaların kendilerine ulaşmaları için kullanmaları gereken en önemli üç mecranın sırasıyla Facebook, markaların kendi web siteleri ve TV olduğunu belirtiyorlar. Her dört kişiden biri ise markaların Twitter'ı da kullanmasını öneriyor. Twitter kullanıcıları için Facebook ve Twitter tercihi de ortalamanın üzerinde bulunuyor.
Tüm sosyal medya kullanıcılarından yüzde 67'si markaların kendilerine Facebook üzerinden ulaşmasını beklerken, yüzde 60'ı ise web sitelerinden ulaşmasını tercih ederken, bu oran televizyon için yüzde 58 ve gazeteler için yüzde 38'de kalıyor.
Sosyal medya uygulamalarının yaygınlaşması ve kullanıcı sayısının hızla artmasına paralel olarak, artık birçok marka Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım ağını giderek daha yoğun biçimde kullanıyor. Bu mecralarda etkinliklerini duyuyor ve takipçilerinin tercihlerini, eğilimlerini de dikkate alarak strateji belirliyor.
Tüketicilerin sosyal medya aktivitelerine nasıl yaklaştıklarını derinlemesine inceleyen Ipsos KMG araştırmasının bulgularına göre, sosyal medya kullanıcıları, markaların birçok pazarlama faaliyetinin sosyal medyada daha fazla yer almasını bekliyor. Bu durum, özellikle marka yönetiminde bu mecraların rolünü de güçlendiriyor. Tüketiciye ulaşmada etkinliğini hızla artıran sosyal paylaşım mecraları, aynı zamanda, paylaşımda bulundukları kişilere telkin ve önerilerde bulunuyor ve bu amaçla oluşturulan yargılar, herhangi bir ürün ya da marka için satın alma eğilimi doğurmanın yanı sıra, bu niyetinden de kolayca vazgeçirebiliyor.
Sosyal medya hesabını gün içinde birkaç kez kontrol etmezse rahatsızlık duyacağını belirten kullanıcıların oranının yüzde 49 gibi yüksek bir orana ulaşması, markaların da bu mecrayı çok etkin bir şekilde kullanmaları gerekliliğini açık biçimde ortaya koyuyor.
TV bağımlılığı yerini sosyal medyaya bırakıyor
TV bağımlılığı yerini sosyal medyaya bırakıyor
Sosyal medyada bireylerin yüzde 82'si çok çeşitli konularda tartışmalara katılıyorlar. Markalarla ilgili deneyimler de 50 ile sıklıkla tartışılan konular arasında yer alıyor.
Ipsos KMG Dijital Çözümler Bölümü Genel Müdürü Yaprak Aykan'a göre, "Toplumun büyük çoğunluğunun "Televizyon bağımlısı" olduğu düşünülen bir ülkede ilginç bir noktadayız. Her üç sosyal medyacıdan ikisi Facebook etkin diyor! Twitter'cıların yarısı için Twitter da markaların kullanması gereken mecralardan biri.
Sosyal medyacılar, başka her konu ile birlikte markalarla ilgili deneyimlerini de bu ortamda paylaşıyor ve tartışıyor. Sosyal medyada marka tartışmalarına katılmadığını belirten kullanıcıların dahi bu mecralarda markalar hakkında olumlu veya olumsuz yorumlara kayıtsız kalamayacakları da bir gerçek."
Sosyal Medya Kullanıcıları, yürütülen marka aktivitelerinin o marka ile ilgili görüşlerini olumlu etkileyeceğini belirtiyor. Araştırma sonuçlarına göre bu oran, Facebook için 60, ve Twitter için ise %58 düzeyinde. Her iki mecrada da beş kişiden ancak ikisi, marka aktivitelerinin düşüncelerini etkilemeyeceği görüşünü taşıyor.
Ürün tavsiyelerinde etkisi yüksek
Sosyal medya kullanıcılarının yüzde 65'i herhangi bir ürün veya markayı arkadaşlarına sosyal medya aracılığıyla tavsiye ettiğini belirtiyor. Yine bu kişilerin yüzde 69'u arkadaşlarından herhangi bir ürün veya marka ile ilgili tavsiye aldığı yanıtını veriyor.
Yaprak Aykan'a göre bu veriler, bir markanın neden sosyal medyada var olması gerektiğini özetliyor. Aykan, "Elbette ne şekilde var olduğu, yaratıcılığı sosyal medyadaki başarısını etkiler; ancak var olmamak bir marka için seçenek değildir, bunun marka algısını olumsuz etkileyeceği açıktır. Sosyal medyadaki tüm yorumlar da marka adına gözden geçirilmeli, sosyal medya takibi yapılmalıdır. Kontrolünüz dışı yaratılan algının yönetilebilmesi ancak bu yolla mümkün olabilir."
Yüzde 80, en az bir markayı takip ediyor
Ipsos KMG'nin Sosyal Medya ve Markalar Araştırması'nda Türkiye profiline ilişkin şu tespitlere yer veriliyor: "Pazarlama dünyası, hayatın her alanında olduğu gibi sanal parçasında da kaçınılmaz olarak algıları yönetmeye başladı. Özellikle Türkiye'de sosyal medya kullanımı dünya ortalamasının çok üzerinde. Dünyada online nüfusun yüzde 62'si sosyal medyaya bağlanıyorken, bu oran Türkiye'de yüzde 79. Cep telefonundan sosyal medyaya bağlanma oranı da oldukça yüksek. Neredeyse yarısı sosyal medya hesabını her gün kontrol etmezse rahatsız oluyor. Buluşmalarını sosyal ağlardan düzenleyenlerin oranı bile yüzde 15.
Sosyal medyada markalarla ilgili rakamlar da ilginç boyutlarda. Her beş sosyal medyacıdan dördü en az bir markanın takipçisi. Sosyal medyadan her konuda fikir alıyor, paylaşımda bulunuyorlar. Sosyal medya etkisi ile marka/ürün satın alabildikleri gibi, almaktan da vazgeçebiliyorlar. Markalar için sosyal medyada var olmamak bir seçenek değil artık ama olmak da yeterli değil."