Türkiye'de her üç erişkinden birinde hipertansiyon var
İç Hastalıkları ve Nefroloji Profesörü Dr. Şehmus Özmen, hipertansiyon hastalığının, inme, beyin kanaması, kalp, böbrek ve diğer organlarda kalıcı hasarlara neden olduğunu ve bu yüzden risk barındıran kişilerin yaşam tarzında değişikliklere gitmesi gerektiğini kaydetti. Özmen, Türkiye’de her 3 erişkinden birinde hipertansiyon olduğunu ve yalnızca yüzde 40’nın bu durumun farkında olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Şehmus Özmen, "Hipertansiyon (yüksek tansiyon) kan basıncının normal değerler üzerinde olması durumudur. Her yaştaki birey için kan basıncı 120/80 mm Hg altında ise normal kabul edilir ve 130/80 üzerindeki değerler hipertansiyon hastalığı olarak tanımlanır." ifadelerini kullandı.
Hastalığın sebebi yüzde 90 oranında belirsiz
Hipertansiyon hastalığının sebebinin yüzde 90 oranında belirsiz olduğunu belirten Özmen, "Hipertansiyon oluşumunda birçok genetik ve çevresel faktör rol oynar. Nedeni belirlenebilen hipertansiyonda altta yatan en sık neden ise vasküler veya parankimal böbrek hastalıklarıdır. Diğer durumlar ise hormonal bozukluklara bağlıdır. Hipertansiyon, muayenede kan basıncı ölçülerek teşhis edilir. Ayrıca 24 saat boyunca kan basıncı kaydeden tansiyon holter ile daha detaylı inceleme yapılabilir. Belirti vermeyebilir, baş ağrısı veya baskı hissi olmadan KB yüksek seyredebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Bazı organlarda kalıcı hasara neden olabilir
Özmen, kontrolsüz hipertansiyonun, kalp, böbrek hastalığı, inme, beyin kanaması ve diğer organlarda kalıcı hasarlara neden olabileceğini belirterek, hastalığın tedavisinde en önemli faktörün kan basıncını hastaya göre belirlenen hedefe getirmek olduğunu aktardı. Hasara neden olabilecek sigara, yüksek kan şekeri, hareketsizlik, yüksek kolesterol, obezite gibi diğer KV risk faktörlerinde yaşam tarzı değişikliklerine gidilmesi gerektiğini vurgulayan Özmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hipertansiyon tedavisinde tuz kısıtlaması, kilo kontrolü, sigaranın bırakılması, düzenli spor gerekli. Yaşam tarzı değişikliklerinin yanı sıra ilaç tedavisine de çoğu hastada gerek duyulmaktadır. İlaç başlanırken ve değiştirilirken kan basıncı yakın takip edilmeli, hedef kan basıncına ulaşıldıktan sonra da şikayet olmasa bile aralıklı takip sürdürülmelidir. İlaçlar hekim tarafından önerildiği şekilde uygulanmalı, yan etki, doz fazlalığı veya yetersizliği gibi olası tüm sorunlarda hekime danışılmalı. İyi bir kan basıncı kontrolü ile inme(felç), kalp hastalığı ve böbrek yetmezliği gibi öldürücü sonuçlar engellenebilir."