Elektrikli vinç ihracatı ilk 8 ayda yüzde 15.5 azaldı
Global pazarlarda yetkinliğimizi ispatladığımız ve giderek gücümüzü arttırdığımız sektörümüzde, ihracattaki kayıplar dikkatle izlenmeli ve incelenmeli. İlk 8 ayda ihracat 2024’ün aynı dönemine göre yüzde 15.5 azaldı. Yıl sonunda yaklaşık 127 milyon dolarlık bir ihracata erişebileceğiz.
TEVİD Yönetim Kurulu Başkanı Önder BÜLBÜLOĞLU
Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD) fabrika, atölye, liman, tersane, hava taşıtı hangarları, maden ocakları ve benzeri yerlerde, çok çeşitli sektörlere hizmet eden, elektrikli vinçlerin imalatında ve ihracatında önde gelen yerli firmalarımızın iş birliğiyle 2010 yılında kuruldu. O tarihten beri sektör için istikrarlı bir şekilde veri oluşturup, yol haritası belirleyen derneğimizin çalışmaları sonucunda sağlıklı politikalar meydana getirebiliyoruz.
Türkiye elektrikli vinç sektörünün 2025 yılı da dahil son altı yıldaki ihracatına, ilk 8 aylar itibarıyla baktığımızda; 2020 yılının ilk 8 ayında 52.3 milyon doları bulan ihracatın 2024 yılında ise 96.9 milyon dolara eriştiğini görüyoruz. Farklı bir ifadeyle 2024’teki ihracat 2020 ile karşılaştırıldığında yüzde 85.4 artış söz konusu. Bu yılın ilk 8 ayında ise ihracat 2024’ün aynı dönemine göre yüzde 15.5 azalmış durumda. Elbette ki bu durumun yaşanmasında küresel ölçekte yaşanan durgunluğun bariz etkisinden söz edebiliriz. Yine de yılın tamamı için umutsuz değiliz. 2024 yılında 144,6 milyon dolar ihracattan sonra 2025 yılı sonunda yaklaşık 127 milyon dolarlık bir ihracata erişebileceğimizi düşünüyorum.
Elektrikli vinç sektörünün 8 aylık ithalat verilerini incelediğimizde ise 2020 yılında 120.3 milyon dolarda seyreden ithalatın 2024'e gelindiğinde ise 371.7 milyon dolarla yüzde 209 artış kaydettiğini görüyoruz. 2025 yılının ilk 8 ayında ise ithalat 295.4 milyon dolarla, yüzde 20.5 azalma gerçekleştirdi. 2024 yılında 528 milyon ithalattan sonra 2025 yılının geneli alındığında ise yüzde 14 azalmayla, 450 milyon dolar ithalat gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz.
İmalatçının şikâyeti dikkatle incelenmeli
Öte yandan, TEVİD üyesi imalatçılarımızın imalatı olan vinç tipleri 2024 yılında toplam vinç ihracatımızın yüzde 73.5’ini oluştururken 2020-2024 arasında yıllık 45.8 milyon dolardan 106.3 milyon dolarla yüzde 132 artış gerçekleşti. Fakat 2024-2025 yılı arasında 8 aylık ihracatta yüzde 22 azalma yaşandı. 2025 yılında yüzde 18 azalma ile 87 milyon dolar ihracat tahmin ediliyor.
Bir vinç tipinde ihracatın ithalatı karşılama oranı 21 yıllık ortalamasının yüzde 20.4, 2016 yılında yüzde 670 ve 2021 yılında yüzde 550 ve son 5 yıllık ortalamasının yüzde 53 olduğu dikkate alınır ise bu sektörde başarılı sayılsak da 2025 yılı ihracatımızın gidişatı şimdilik olumlu bir seyir izlemiyor. İmalatçılarımızın, “İhracat yaparak zarar ediyoruz!” ve “Verdiğimiz fiyatlar ile uluslararası rekabet edemiyoruz!” şikâyetleri son derece önemli. Global pazarlarda yetkinliğimizi ispatladığımız ve giderek gücümüzü arttırdığımız sektörümüzde, ihracattaki kayıplar dikkatle izlenmeli ve incelenmeli.
Satış sonrası hizmetler için mevzuat yürürlüğe girmeli
Vinç imalat sektörünün de bir parçası olduğu makine imalat sektörüne özel, halen uygulamada olan garanti süresi ve satış sonrası hizmetler faaliyetlerini kapsayan mevzuat, halen sektörümüz için uygulamaya alınamadı. Bu hizmetlerin bilincinde olmayan, hedefleri vinç sektöründe sürdürülebilir bir firma olarak iş yapmak olmayan ithalatçılar veya imalatçılar için bu mevzuatın yokluğu; onlara ciddi avantajlar sağlamakta. Ancak işini doğru-düzgün yapan imalatçılara karşı ciddi boyutta haksız rekabete neden olmaktadır.
Çin ile maliyet rekabeti yapmak şimdilik güç
Çin, yerel imalatçıları bertaraf ederek, global vinç ticaretinde en çok söz sahibi olma amacını gerçekleştiriyor. Türkiye’nin Çin’den ithal ettiği vinçlerin birim değeri 21 yılda ton başına 6 bin 835 dolardan 3 bin 996 dolara düştü. Buna karşılık Türkiye’nin ihracat birim değeri ton başına bin 887 dolardan 6 bin 393 dolara yükseldi. Sonuç olarak enerji, hammadde maliyetlerimizi azaltmamız ve insan kaynağımızın katma değer üretme ve çalışma verimliliği ile kabiliyetini rekabet ettiğimiz ülkelere göre daha fazla artırmamız makine imalat sanayimizin sürdürülebilirliği için kaçınılmaz bir zorunluluk.