Konuta talep var beklenen krediler çıkarsa rekor kırılır

Konuta yatırımın, enflasyona karşı da dolara karşı da koruma sağladığını söyleyen Aşçıoğlu Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Aşçıoğlu, “Doğru alanda proje geliştiren markalara, arz sıkıntısından dolayı ciddi talep var. Kredi 1,20’den olursa, en büyük satışlara şahit oluruz. Rekor kırılır” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hamide HANGÜL

Merkez Bankası’nın, 3.35 trilyon TL büyüklüğe ulaşan Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) kademeli çıkış planında ilk adım atılırken, düzenlemenin gayrimenkul yatırımlarına etkisini değerlendiren Aşçıoğlu Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Üyesi olan İrfan Aşçıoğlu, Türk halkının konuta yatırımı sevdiğini belirterek, “İnsanlarda konuta da borsaya da arsaya da eğilim olacak.

Çünkü şu anda mevduat faizi ile enflasyon arasında negatif faiz var. İnsanlar yatırımlarını enflasyona ezdirmemek için konuta yatırım yapacaktır. Konuta yatırım, enflasyona karşı da dolara karşı da koruyor” değerlendirmesinde bulundu.

Enflasyonist ortamda herkes 1.20'den krediyi alır

İlk evini alacaklara eylül, ekim aylarında beklenen yüzde 1,20 kampanya sinyalinin gerçekleşmesi halinde ise satışlarda rekor beklediğini ifade eden Aşçıoğlu, konuttaki talebe işaret ederek, “Doğru alanda doğru projeleri geliştiren markalara, arz sorunundan dolayı ciddi talep var. Beklenen krediler çıkarsa, son yılların en büyük satışlarına şahit olabiliriz.

Şu anda 1,20 konuşuluyor ve 1,20 olursa da rekor kırılacağını düşünüyorum. Bunlar kredilerin verilmesi şartıyla. Çünkü herkes, enflasyonist ortamda yüzde 1,20’den krediyi alır” diye konuştu. Gayrimenkul sektöründeki gelişmeleri, kentsel dönüşümü ve yatırım hedeflerini konuştuğumuz İrfan Aşçıoğlu, deprem gerçeğine işaret ederek, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından İstanbul için bir yasa tasarı hazırlandığını hatırlattı.

Aşçıoğlu, hazırlanan yasa tasarısına İNDER olarak görüşlerini sunduklarını da bildirdi. Kuzey’e şu anda rezerv alanın konuşulduğunu, merkezdeki yaklaşık 120 bin riskli binanın yıkılması ve oradaki kişilerin kuzeye yerleştirilmesi projesine işaret eden Aşçıoğlu, “Çok doğru bir adım, ancak bunun için de ciddi bir zaman ve bütçe gerekiyor” dedi.

Dönüşüm, zenginleşme aracı olarak görülmemeli

 Riskli binaların dönüşümünde istenilen mesafenin kat edilemediğine işaret eden Aşçıoğlu, bunun nedenlerini şu sözlerle özetledi: “Burada hükümet elinden geleni yaptı, çok yasalar çıktı, ancak hak sahiplerinin metrekare alma düşüncesinden dolayı kentsel dönüşümde ilerleyemedik. 5-6 milyon riskli bina var. Hak sahipleri bunu zenginleşme aracı olarak görüyor. Bütün belediyeler de çok hassas. Dönüştürmek istiyorlar.

Burada kamu gücünün devreye girmesi önemli. Hak sahipleriyle anlaşma noktasında. Kamu ve vatandaş el ele vermeli. Ada bazında dönüşüm olmadan biz bunu hızlı bitiremeyiz. Bir mahallede 50 bina varsa, ne yapacak belediye ada bazında anlaşacak. Teklif usulü ya da ihale yapacak. Oran ve teknik şartlar belli olacak, bu şekilde çözüm sağlanabilir.”

Bahçeşehir ve Ispartakule’ye konut için 5 milyarlık yatırım

Toplam değeri 5 milyar TL olan Bahçeşehir ve Ispartatule yatırımlarından da bahseden Aşçıoğlu, söz konusu yatırımların 3 bin kişilik yeni istihdam sağlayacağını söyledi. Aşçıoğlu, “Ispartakule’de ön satış dönemindeyiz, 575 dairemiz var. Orada Temmuz 2026 olarak hedefliyoruz.

Zeytinburnu’ndaki 195 dairelik projemizi yıl sonunda teslim ediyoruz. Bahçeşehir’de bir projemi var, şu anda ruhsat aşamasında, oranın mimarisine uygun 120 dairelik bir proje hedefimiz var. Kentsel dönüşüm projesi. Az katlı ve oranın sembolü olarak bir proje, geliştirme aşamasındayız. Ispartakule ve Bahçeşehir ile 700 daire üretmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

Fiyatların azalması için arsa payı düşmeli

Barınma sorununun da kentsel dönüşümdeki engellerden biri olduğuna dikkati çeken Aşçıoğlu, “İnsanlar maalesef, barınma sorunundan dolayı binalarında oturmak zorunda kalıyor” dedi.

Diğer taraftan konut projelerinde arz eksikliği olduğunu, 2018’den beri düşüş yaşandığını belirten Aşçıoğlu, “Yatırım hevesi, hem inşaat maliyetleri, enflasyon ve kredi maliyetlerinden dolayı sekteye uğradı. Her yıl 600-700 bin konut ihtiyacı olmasına rağmen, üretim her yıl 300-400 bin civarında kalınca fiyat artıyor.

Maliyetleri artıyor, arsa maliyetleri var. Maliyeti yansıtmamaya çalışıyorsunuz, bu defa fiyatlar artıyor. Fiyat artışından biz de memnun değiliz. Bundan kimse de memnun değil ancak çözümsüz bir noktaya geldik” diye konuştu. Konut fiyatlarının düşmesinde arsa payının düşmesinin önemli olduğuna işaret eden Aşçıoğlu, ancak arsa maliyetinde de yüzde 50’den kapı açıldığını vurguladı.