Belge ve plan önemli uygulama daha önemli!
Sektör liderleri elektrik ve elektronik strateji belgesi ve eylem planını DÜNYA Mikro Politika'ya değerlendirdi
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Canan SAKARYA
Özüm ÖRS
ANKARA - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün tarafından 29 Ocak'ta açıklanan Elektrik ve Elektronik Sektöre Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nın temel çerçeve hedefi, Türkiye'nin bölgesinde Ar-Ge üretim üssü haline gelmesi, elektrik-elektronik sektöründe dünya pazarlarında söz sahibi ülke kimliğini kazanması olarak belirleniyor.
2012-2016 yılları arasında uygulanacak belge ve plan başta sektörü ilgilendiren yasal ve idari düzenlemeleri iyileştirme, sektörün Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma becerisi, pazarlama, dış ticaret ve finansman araçlarını geliştirme gibi her biri başlı başına iddialı hedefleri içeriyor. Ayrıca, yazılım sektörünün rekabet gücünü desteklemenin yanı sıra, elektrik üretim sektörünü doğrudan ilgilendiren teşviklere de yer veriliyor.
Belge ve eylem planı elektrik, elektronik ve alt sektörlerde birbiriyle bağlantılı görünmekle birlikte her biri başlı başına çalışma ve düzenleme konusu olan hedefler açısından iç tutarlılığa sahip mi? Özel sektör, hazırlık süreçlerinde katılım, rol, ağırlık ve etkinlik bakımından gerektiği kadar yer aldı mı? Alt sektörleriyle birlikte sektörün görüş ve talepleri belgeye ve eylem planına yeterince yansıdı mı?
Daha önemlisi planın uygulama, izleme ve değerlendirme mekanizmasında kamu kurum ve kuruluşlarının mutlak ağırlığı var. Özel sektör stratejinin ve uygulamanın yönetiminde sürekli katılımcı olarak görünmüyor. Mekanizmanın bürokratik yapısı ve özel sektörün yokluğu strateji ve eylem planını uygulamada nasıl etkiler? DÜNYA Mikro Politika, strateji ve planını sektör liderlerine sordu; açıklandığı için memnunlar, uygulama için şartları var.
Erdoğan Öktem (Elektromekanik Sanayicileri Derneği /EMSAD/ Genel Sekreteri):
Erdoğan Öktem (Elektromekanik Sanayicileri Derneği /EMSAD/ Genel Sekreteri):
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ilgili kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve kendi çalışmalarından bir "metin" çıkararak yayımladı. Bize göre başarının tek noktası bulunuyor: Tüm ilgili kuruluşların her konuda birbirlerine ulaşabilecekleri, elektronik ortamda mevzuat yenilemeli ve görev, sorumluluk yetki vb hususlar kuruluşların itiraz edemeyeceği şekilde alt yapıya oturmalı.
Burada sözü edilen yapıyı yalnız Bakanlık ve ortak çalıştığı kuruluşlara uygularsanız, sorunu çözemezsiniz. Çünkü tüm kamu kuruluşlarının verimli ve süratli çalışması için en geç 3 yıl içinde alt yapı dâhil yeniden yapılanmayı tamamlaması gerekmekte. Aksi takdirde hiçbir sorunu çözemez; çözse de ya geç ya da çok pahalı bir yol izlemiş olur.
Hemen konuyla bağlantılı olarak, Sanayi Stratejisi ve Eylem Planı'nı uygulamaya koyan Bakanlık görev alanı ile çok yakından ilgili olan Türkiye'nin ithalat ve ihracatını kontrol edemiyor. Bilinçsiz ve aşırı spekülâtif ithalat sonucunda yeterli sermayesi olmayan KOBİ ve biraz üstündeki firmalar batmakta veya düşük kapasite ile çalışmakta. Kurumlar arasındaki görev, hizmet ve sorumluluk tariflerinin tam yapılması ve otokontrole tabi tutulması halinde, Türkiye kısa zamanda yol alır.
Özellikle, eylem planının hedefler bölümündeki 4 husus "olmazsa olmaz" konuların başında geliyor. Öngörülerin samimi, tutarlı ve tüm ilgili kurumlarla eş zamanlı uygulanması halinde başarı gelebilir. Çalışmalarda, temsil ettiğimiz sivil toplum kuruluşu olarak ilettiğimiz konuların bazıları yer aldı. Ancak, bunların eyleme konması, takibi sonlandırılması uzman kadro işidir. Kamuda bu kadrolar her kademede bulunmuyor.
Dış ticaret konusunda Türkiye ihtisaslaşmış üretim grupları arasında, kamunun teknik ve finansal desteğiyle kümelenme modelini seçmeli. Buradan elde edilecek edilecek güçle rekabet gücümüzü artırma imkânı bulabileceğiz.
Ülkemizde yeterli derecede piyasa gözetim ve denetim hizmetleri yapılamıyor. Sonuçta, özellikle enerji sektöründe bazı teçhizat ve iletkenler standart dışı üretilip ve satılmakta. Daha kötüsü, bu ürünler ihraç ediliyor. Ülkeler bilmeden bu tür ürünleri alıyor; durumun tespiti halinde, teknik şartname veya başka yöntemlerle engeller koyuyor. Türkiye büyük ölçüde prestij kaybetti. Bu kaybı geri kazanmanın yollarını aramalıyız.
Aynı şekilde "CE" işareti taşıyan standart dışı ürünler ülkemize çok kolay giriyor; bu durum engellenebilir. Ama, eylem planında herhangi bir bilgi bulunmuyor. Yetkili kurumlar bu konuyu vakit kaybetmeden ele almalı.
Uluslar arası standartlarda üretim ve bu ürünlerin ihraç edilebilmesi için, müşavir mühendislik hizmetlerinin mutlaka, yeniden ve kümelenme modeliylee yapılandırılması gerekmektedir. Böylece dünya markası ürünler elde edilecek, ihracat ve enerji verimliliği artacak; Türkiye marka ülke haline gelebilecek.
Mustafa Yanartaş (Bilişim Sektörü Dernekleri Federasyonu /TÜBİFED/ Başkanı):
Mustafa Yanartaş (Bilişim Sektörü Dernekleri Federasyonu /TÜBİFED/ Başkanı):
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün tarafından 29 Ocak'ta açıklanan Elektrik, Elektronik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı doyurucu içeriğe sahip. Ancak, planın hayata geçirilmesi bizleri çok daha fazla memnun edecek. Planın başarısındaki en önemli unsur, devletin mutlaka tüm aşamalarda sektör temsilcileri, önemli firmalar ve sivil toplum kuruluşları (STK) ile işbirliği ve bilgi alış verişinde bulunması.
Planın yeni açıklanmış olması, bizleri eleştiriden çok desteklemeye yönlendiriyor. Bu noktada üzerimize düşeni en iyi şekilde yapma, üyelerimizi bilgilendirme gayreti içinde olacağız. Ancak, iyileştirmeye yönelik bazı noktaları kamuoyuna anlatmaya da çalışacağız.
Planda yer alan sektöre nitelikli eleman kazandırma ile ilgili olarak üyemiz TÜBİDER ile birlikte Avrupa Birliği hibe projesi gerçekleştiriyoruz. Projede 2 meslek olmasına rağmen biz bilgi teknolojileri sektöründeki 19 mesleğin standart, yeterlilik ve sertifikasyonu yolunda diğer derneklerin katkılarıyla önemli adımlar attık.
Yine, bilgi teknolojileri envanterinin çıkarılmasıyla ilgili çeşitli projeler geliştirdik. Ancak uygulama imkânı bulamadık. Belki kamu desteği veya kamuda yapılacak bir çalışmaya verebileceğimiz destekle, eylem planı süresinde bu eksiklik giderilmiş olur. Sektör envanterinin çıkarılması ve düzenli yenilenmesi çok önemli. Kümelenme, firmaların sektördeki dağılımlarının belirlenmesi, devlet teşviklerinin verimli kullanılabilmesi hatta firmalar için elzem olan işbirliği veya birleşmelerin gerçekleşebilmesi için sektör envanteri gerçekten çok önem arz ediyor.
Üniversite- sanayi işbirliğinde, bilgi alış verişi yanında, sektör uzmanları üniversitelerde akademisyen gibi akademisyenler de sektörde danışman olarak çalışmadıkları sürece başarı elde etmek zor. Tarafların birbirlerini daha iyi anlaması, kendilerine ve sektöre katkı sunabilmeleri için iş süreçlerinde bilfiil bulunmaları çok faydalı olacak. Bana göre bu eylem, üniversite- sanayi işbirliğinin olmazsa olmazıdır.
Eylem planının hedeflerinin çoğuna hatta tamamına, iyi bir planlama, takip, işbirliği ve teşvikle süresi içinde ulaşılabilir. Bakanlık eylem planını hazırlarken özellikle STK'lerle ne kadar bilgi alış verişinde bulundu, bilemiyorum. Eğer böyle bir yol izlenmediyse, planın, kamuya ve sektöre anlatılması, hayata geçirme süreçlerinde sivil toplum kuruluşlarından destek alınması, çok önemlidir.
Uygulama, izleme ve değerlendirme mekanizmasına bakıldığında kamu kurumlarının ağırlığı hemen hissediliyor. Hatta mekanizma kamu kurumlarınca yönetiliyor. Bu durum plana kaynak sağlama açısında olumlu; ama hayata geçirmede sıkıntı oluşturacak. Kamu kurumları mutlaka alanlarıyla ilgili sivil toplum kuruluşları ve özel şirketlerle fikir alışverişinde bulunmalı; uygulamada işbirliği ve iş bölümü yapmalı. Aksi takdirde, planın hayata geçmesi zor olacaktır.
Özellikle, bilgi teknolojileri stratejik sektör olarak tüm sektörlerin lokomotifidir. Örneğin, bugün herhangi bir sektörde herhangi bir firmadan yazılımı, network altyapısını çıkarın, o firma, güç kaybetmesi veya işlerinin gecikmesi bir yana, çalışamaz hâle gelir. Kamu böyle önemli bir sektörü cirosu veya istihdam gücü düşük diye bir kenara bırakmamalı. Bedelini herkes çok ağır öder.
Eylem planında, bilişim KOBİ'lerine Ar-Ge çalışmalarında teknopark destekleri sağlanması önemli. Bilişim firmalarının genelde küçük ve hayatlarını inovasyon ile devam ettirdikleri düşünüldüğünde, bunun önemi çok daha iyi anlaşılır.
Özellikle, Türkiye'nin coğrafi ve siyasi konumu son yıllarda bizlere çok önemli fırsatlar doğuruyor. Bir İtalyan firması üyelerimizle tanışarak, kendilerine çözüm ortağı bulmamızı istedi. Firma yetkilileri, Türkiye büyük bir pazar olduğu ve bölgedeki önemi dolayısıyla Kafkaslar, Ortadoğu ve Afrika'ya Türk firmalarıyla ortak girmek istediklerini dile getirdiler.
Sonuç olarak strateji ve eylem planının açıklanması önemli. Ama, tüm tarafların planı hayata geçirme noktasında gayretli olması, çok daha önemli. Başta Bakanlığa ve diğer kamu kurumlarına planı yönetmede büyük sorumluluk düşüyor. Sektör kuruluşları ve sektördeki en önemli unsur olan firmalar ve basın da üzerine düşen görevleri mümkün olduğunca pozitif düşünerek yerine getirmeli.
Erkin Fındık (Bilişim Sektörü Derneği/ TÜBİDER/ Başkanı)
Erkin Fındık (Bilişim Sektörü Derneği/ TÜBİDER/ Başkanı)
Belge ve eylem planı genelde iç tutarlılığa sahip; ancak tanımlanan sorunlar ve atılacak adımlar için bunu söylemek mümkün değil. Donanım ve yazılımda yerli "Yerli donanım ve yazılım (gömülü yazılım, CAD/CAM vb.) üretiminin özendirilmesi" nden bahsediliyor. Burada neden gömülü yazılım ve CAD/CAM örnekleri verilmiş, çok açık değil.
Ayrıca özendirilecek ürünler içerisinde PARDUS ve AKİS den de bahsediliyor. Yazılım ihracatını bu ürünlerle artırmak mümkün değil; kaldı ki PARDUS ticari ürün bile değil. Donanım ihracatında belirgin rol oynamaları mümkün değil; TÜBİTAK tarafından geliştirilmiş ama sektörel üretilmemiş markalar.
Sektöre ilişkin ulusal meslek standartları ve yeterlilikler 4 yılda gerçekleştirilebilir. TÜBİDER diğer sivil toplum kuruluşlarının da katkısıyla bilişim sektörüne ait ulusal meslek standartlarını hazırladı. Ulusal yeterliliklerin de yarısı hazırlandı, yıl sonuna kadar tamamlanacak. Bu çalışma, diğer alt sektörlerde işbirliği edilen meslek kuruluşlarına bağlı yürüyecek.
Eğitim müfredatının ulusal meslek standartları çerçevesinde yenilenmesini ise 4 yılda gerçekleşebilir bulmuyorum. Bu konudaki mevzuat Milli Eğitim Bakanlığı'nın müfredat yenilemesi için yeterli; ancak süreç MEB'de tıkanıyor.
Planda sorunların çözümü için atılacak adımlar genel olarak tanımlanmış, ayrıntılar belirtilmemiş. Örneğin, yazılım sektörünün rekabet gücünün artırılması gelişimin hızlandırılması dışında bir şey geçmiyor. Bu somut adımların belirlenmediği algısı yaratıyor.
Özel sektörün büyük markalar aracılığıyla rapora katkı sağladığına ilişkin izler mevcut; ancak hazırlık sürecine özel sektörün, ilgili sivil toplum kuruluşlarının yaygın katıldığını söyleyemeyiz. "Donanım ve yazılımda yerli ürünlerin teşvik edilmesine yönelik faaliyetler yürütülecektir", " Ar-Ge merkezleri uygulamasından KOBİ'lerin de faydalanmasına yönelik mekanizmalar geliştirilecektir", "Orta kademe nitelikli eleman eksikliğinin giderilmesi için ulusal meslek standartları ve ulusal yeterliliklere uyumlu olarak hazırlanan eğitim programları devreye alınacaktır." şeklindeki eylemler derneğimizin beklentileri ve görüşleriyle büyük oranda örtüşüyor; planda yer almasından memnunuz.
Uygulanma mekanizmasının bürokratik yapısı ve özel sektörün yokluğu elbette planın etkinliğini azaltacak. Kanımca, atılacak adımlar konusunda en azından temsilciler aracılığıyla hedef kitlenin görüş ve önerilerinin alınması gerekir. Mekanizmada STK'ların mutlak temsili ve söz hakkı olmalı. Bunun zaman içinde işlerlik kazanacağını umuyorum.
Maral Öztekin (Elektronik Cihazlar İmalatçıları Derneği/ ECİD/ Başkanı):
Maral Öztekin (Elektronik Cihazlar İmalatçıları Derneği/ ECİD/ Başkanı):
Elektrik ve Elektronik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı şu ana kadar hazırlanan en kapsamlı ve başarılı belge ve planı. Belge izlenebilir, ölçülebilir hedefleri olan ve sektörün yol haritasını ortaya koyan bir rehber niteliğinde. Stratejik planda sektörün erişmek istediği amaç ve hedefler belirlenmiş, gereken eylem planları tespit edilmiş. Bu bakımdan belge ve planı bir iç tutarlılığa sahip.
Ayrıca, planı statik görmemek gerekiyor. Elektrik ve elektronik, teknolojinin en hızlı değiştiği sektör. Bakanımızın plana bizzat verdiği önem belge hedeflerinin önemli oranda gerçekleştirilebileceğine inancımızı güçlendiriyor. Tüm kesimlerce paylaşılan vizyon ortaya konması, görev ve sorumlulukların belirlenmesi bakımından önemli bir kilometre taşı.
Elektrik ve Elektronik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nın hazırlanmasında, kamu, özel sektör ve üniversiteler birlikte çalıştı. Geniş katılımlı çalıştay düzenlendi. Ayrıca hazırlık süreci boyunca özel sektörün görüşüne başvuruldu. Uygulama, izleme ve değerlendirme süreci Yönlendirme Kurulu tarafından yürütülecek.Kurula sektör temsilcilerinin sürekli katılımı çok önemli. Sanayi Genel Müdürlüğümüzün strateji ve planın hayata geçirilmesinde sektörle yakın işbirliği içinde çalışacağına inanıyoruz.
Hayrettin Özaydın Uydu Elektronik İletişim İş İnsanları Derneği (TUYAD) Genel Başkanı
Hayrettin Özaydın Uydu Elektronik İletişim İş İnsanları Derneği (TUYAD) Genel Başkanı
Elektrik ve elektronik sektörü alanındaki eylem planında yer alan konular yazım ve yol haritası açısında geçmiş senelerin kopyası. Hukuki düzenlemelerin yapılmasında izlenecek yol, öncelikle sektörün zaten başlıca sorunu olan yanlış uygulamanın hangi yetkili organ tarafından düzeltileceğidir. Eylem planında en önemli konuların başında gelen hukuki düzenleme uygulanabilir ve tek merkezden çözülebilir olmalıydı.
Sektörün kendi markalarını oluşturması ve geliştirmesi TPE'nin Madrid protokolünde uygulanan şartlarını dış ülke markalarına uygulaması ile mümkün olacaktır. Türkiye yabancı marka kullanımı açısından çekim noktası olmuştur. Gümrük Birliği avantajlarını iyi kullanan sektörümüz, örneğin Çin'de uygulanan nakliye avantajlarından mahrum kaldığından satışta lojistik farkları firmaların bütçesinden karşılamakta.
Tüketici elektroniğinde akredite olmuş laboratuar eksikliklerimiz var. Hala birçok ürünümüzü test aşamasına getirdiğimizde, akredite olmuş kurumlar ülkemizde olmadığından dışa bağımlılığımız sürmekte.
Araştırma birimlerimiz eksik ve mühendislerimizin başına getirmemiz gereken Kore ve Çinli AR-GE çalışanlarına ve yazılımcılara ihtiyacımız var. Bu ihtiyaç, alanında lider ve yabancı kişileri ortalama 3 veya 5 yıl çalıştırma ile giderilecektir.
2023 yılında hedeflenen 500 milyar dolar ihracat için elektronik sektörünün katkı oranı, bizim günümüzdeki katkı oranının 3-4 katıdır. 2023'e kadar ülke ihracatı 4 kat artarken, elektronik sektörü ihracatı 7 kat artmalıdır.
Sektörümüz, yetenek ve teknoloji açısından tasarlayıp üretmeye muktedir olduğu birçok ürünü, sırf bunu rekabetçi kılacak satış miktarlarına çıkamadığı için yapamamakta. Yine, küreselliği kabul görmüş ürünlerin taşıdığı sertifikaları almanın maliyeti, o boyutlarda pazar payı olmadıkça tasarımcı şirketlerimiz tarafından karşılanabilir olamamakta.
Amacımız AB standartlarına uygun bir çerçeve içerisinde sektörel başarının yakalanması.