Nişasta sektörü biyoteknoloji ile potansiyelini artıracak
Nişastanın mısıra göre 10 kata yakın katma değer sağladığını anımsatan NİSAD Başkanı İsmail Başaran, biyoteknolojinin gelişmesiyle glikoz üretimi gerçekleştiren nişasta sektörünün öneminin artacağını söyledi.
Ziya İPEK
Nişasta sektörünün 100’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştirdiğini aktaran Nişasta Sanayicileri Derneği Başkanı (NİSAD) İsmail Başaran, biyoteknolojinin gelişmesiyle glikoz üretimi gerçekleştiren nişasta sektörünün öneminin de artacağını belirtti.
Biyoteknolojinin, fosil yakıtlarla üretilen ürünleri sürdürülebilir yöntemlerle nasıl üretebileceğimizi araştıran ve bu konuda çözümler sunan bir alan olduğuna dikkat çeken Başaran, söz konusu sektörün ana hammaddesini glikozun oluşturduğunu ve bunu üretenin de nişasta sektörü olduğunu vurguladı.
Ulusal Hububat Konseyi 2024 Mısır ve Buğday Kongresi’nde “Mısır; Nişastadan Daha Fazlası” başlıklı oturumda konuşan Başaran, nişasta sektörünün mısırı yem sektöründen sonra en fazla kullanan ve üretimin yüzde 25’ini işleyen bir sektör olduğunu hatırlattı.
Türkiye’nin birçok bitkisel üründe ciddi üretim rakamlarına sahip olduğunu ve bu ürünlerden bazılarının paketlenip yurt dışına ihraç edildiğini kaydeden Başaran, mısırın, sadece lezzetli bir gıda maddesi olmanın ötesinde, ciddi bir sanayi ürününün yanı sıra Türkiye’nin mısır ihracatının 2 milyon tona yakın olduğunu aktardı.
Nişasta sanayisinin mısıra 10 kat değer kattığını ifade eden Başaran, “Nişasta sektöründe 9 firma faaliyet gösteriyor. Bu firmalardan dördü Adana’da biri Gaziantep’te bulunuyor ve kurulu kapasitesinin yarısını oluşturuyor. En çok hammadde bu bölgeden alınıyor ve en çok mısır da burada yetiştiriliyor.
Adana, Şanlıurfa, Mardin ve Konya’yı da eklerseniz, Türkiye’nin üretiminin yarısını bu bölgeler sağlıyor. Adana’nın toplam ihracatının yaklaşık yüzde 9’unu nişasta sektörü oluşturuyor. Toplamda 500 bin tona yakın ürün ihraç ediyoruz ve buradan 400 milyon doların üzerinde gelir elde ediyoruz. Nişasta dışındaki hammaddeleri de burada satıyor ve ek katma değer katıyoruz” dedi.
Mısır üretimi 2023’te 8.4 milyon tona çıktı
Dünyada 1,3 milyar ton, Türkiye’de yaklaşık 8 milyon ton mısır üretildiğini ve bu miktarın ülkenin ihtiyacını karşılamaya yeterli olduğunu anlatan Başaran, 2000’li yıllarda 2-3 milyon ton civarında olan mısır üretiminin bugün 8 milyon tona ulaştığını aktardı.
Dünya ticaretinde mısır ihracatı yapan ülkeler arasında Türkiye’nin; ABD, Arjantin ve Brezilya gibi büyük üreticilerin yanında önemli oyunculardan biri olmasına da dikkat çeken Başaran, "Önümüzdeki yıl dünya mısır üretiminde bir miktar artış beklenirken, Türkiye’de küçük bir düşüş öngörülüyor. Geçen yıl 8.4 milyon ton üretim yapılırken, bu sene tahminen 7 milyon ton civarında bir üretim yapılması bekleniyor” diye konuştu.
Türkiye’de nişasta sektörünün üretilen mısırın en az yüzde 25’ini talep ettiğini ve bu durumun önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini dile getiren Başaran, Adana’da ‘sarı altın’ olarak anılan mısırın neredeyse pamuk kadar değerli olduğunu belirtti. Başaran, son dönemlerde Konya bölgesinin üretimde öne çıktığını bildirdi.
Sporculara özel ve sağlık amaçlı ürünler üretiliyor
Mısırın en büyük kullanım alanının yem sektörü olduğunu anımsatan Başaran, yemden sonra kağıt, gıda ve şeker üretiminde de mısır nişastasının kullanıldığını bildirdi. Başaran sözlerine şöyle devam etti: “Fabrikalarımızda nişastanın fazlası olarak glikozu üretiyoruz. Sonra fruktoza çevriliyor ve glikoz ile fruktozun birleşimi ile sofra şekeri üretiliyor. Bu şekilde içeceklerde ve diğer ürünlerde kullanılabilir hale geliyor. Biz, belirli bir zincirle ilerleyerek sporculara özel ve sağlık amaçlı tüketim ürünleri üretiyoruz.
Bu ürünleri 100’den fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Sonra sodyum glutamat, sitrik asit ve nişasta bazlı polimer gibi plastik maddeleri de üretim yelpazemize dahil ediyoruz. Türkiye’deki 9 firmamız bu ürünlerin tamamını bugün itibarıyla üretiyor. Böylece nişasta bazlı ürünlerimizin değerini oldukça yükseltiyoruz. Sektörümüzün özelliği, potansiyelinin sadece küçük bir kısmını kullanıyor. Dünya genelinde sürdürülebilirlik ile birlikte özellikle fosil yakıtlardan elde edilen ürünlerin alternatif yöntemlerle üretilmesi önemli bir konu haline geldi. Biyoteknoloji ile nişasta sektörünün potansiyeli daha da artıracak.”
Sektör 12 bin kişiye dolaylı istihdam sağlıyor
Türkiye’de 300 bin mısır üreticisinden 75 binine sektörün direkt olarak ulaştığını bildiren Başaran, ‘’Çiftçilerin bu ürünü üretmelerini sağlıyoruz. 3 bin dolayında çalışanımız var, diğer şirketlerle iş birliği içinde 12 bin kişiye dolaylı olarak istihdam sağlıyoruz. 1985’li yıllardan bu yana bu ülkenin mısırını kullanarak katma değer yaratıyoruz. Bu süreci devam ettireceğiz. Tek sorunumuz, ihracatımızı iç pazarımızla dengeleyebilmek istiyoruz. Bu sorunu çözebilirsek, gelecekte daha büyük katkılarda bulunmayı umuyoruz” dedi.