En az 10 yıl kalın, 56'dan önce çıkmayın

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan değişen Bireysel Emeklilik Sisteminden yeni dönem beklentilerini anlattı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gelecek süreçte Bireysel Emeklilik Sistemi'ne (BES) çok sayıda vatandaşın katılması, çok daha hızlı fon büyümesi ve iç tasarruflarda da nispi bir artış sağlanmasını beklediklerini kaydetti.
 
BES'teki yeni uygulamaların tanıtım toplantısında Babacan, temellerini 2003'te attıkları BES'te 3,1 milyon katılımcı olduğunu ve 20 milyar lira fon büyüklüğüne ulaşıldığını ancak diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türk ekonomisinin büyüklüğüne göre yeterli olmadığını, toplam özel emeklilik sistemlerinde biriken fonun GSMH'nın yüzde 2,2'sine denk geldiğini anlattı.
 
OECD ortalamasına bakıldığında yüzde 72,4 gibi bir rakam görüldüğünü, bu rakamların sistemin henüz başlangıç aşamasında olduğunu ve potansiyel de olduğunu gösterdiğini belirten babacan, "Doğruları yaptığımız sürece BES'nin büyümesi için çok geniş bir alan ve potansiyel var" dedi.
Bu potansiyeli uluslararası kuruluşların da gördüğünü ve yapılan değerlendirmelerde önümüzdeki 5-10 yıl boyunca BES'in Türkiye'de çok daha farklı bir noktaya varacağının görüldüğünü dile getiren Babacan, 2012'de yapılan yasal düzenlemelerle BES'in yepyeni bir çerçeveye kavuştuğunu kaydetti.
"Önümüzdeki süreçte BES'e çok sayıda vatandaşın katılaması ve çok daha hızlı fon büyümesi ve iç tasarruflarda da nispi bir artışın sağlanmasını bekliyoruz. Böylece Türkiye'nin makroekonomik yapısının, tasarruf açığının azaltılması yönünde de yeni sistemin bize önemli kazanımlar getirecek" diyen Ali Babacan, getirdikleri en önemli yeniliğin devlet katkısı uygulaması olduğuna dikkati çekti.
BES'e katılımcılar tarafından ödenen katkı paylarının yüzde 25'i tutarındaki bir meblağın katılımcıların hesaplarına devlet tarafından yatırılacağını, yani vatandaşın BES'e yatıracağı her 100 lira için devletin de 25 lira katkı payı yatıracağını, bunun, izleyen bir iki ay içinde hemen yapılacağını aktaran Ali babacan, "Yani 100 liranın yanına konan 25 lira da aynı 100 lira gibi yıl içinde nemalandırılacak" dedi.
Babacan, "Devlet katkısında bir üst sınır koyduk. Bu sebeple bir katılımcının alacağı devlet katkısı tutarı, brüt asgari ücret tutarının yüzde 25'ini aşmayacak. 2013 için devlet katkısı tutarının üst sınırının 3 bin lira olduğunu görüyoruz. Bu 3 bin lira 2013 için. 2014 için yeni asgari ücret tespit edildiğinde devlet katkısı da ona paralel olacak. Yani her yıl güncellenen bir sistemden bahsediyoruz. Devlet katkısı uygulamasının başlamasıyla beraber daha önce yürürlükte olan ve katılımcıların 3'te 1'i tarafından kullanılabilen katkı paylarının vergi matrahından indirme şeklindeki uygulama da artık sona ermiş bulunmakta..." diye konuştu.
Daha önce BES'e devletin katkısının, vergilerde indirim ve o indirim kadar sistem aylık gelirin daha yüksek şekilde alınması şeklinde olduğunu ifade eden Ali Babacan, "O sistem artık sona erdi. O sistemden sadece vergi mükellefleri yararlanabiliyordu. 3 milyon 100 bin kişinin yaklaşık 3'te 1'i ancak oradaki devlet teşviklerinden yararlanabiliyordu. Yeni sistem, vergi mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın eşit ödeyene eşit teşvikin verildiği bir sistem. Anlaşılması ve takip edilmesi çok daha kolay" şeklinde konuştu.
Babacan, çalışan, çalışmayan ve öğrenci ayırmaksızın 18 yaşından büyük herkesin faydalanabileceği, çok deha geniş kitlelerin ulaşabileceği bir teşvik mekanizmasına geçildiğini, sistemle, katılımcıların makbuz saklamaları ve ibraz etmeleri gibi işlemlere de gerek kalmayacağını belirterek, şöyle devam etti:
"Bireysel emeklilik şirketinin bildirim sonrasında devlet katkısı, katılımcının BES hesabına otomatik olarak yatırılacak. Vatandaşlarımızın kendi tasarruflarını bu hesaplara yatırdıktan sonra başka hiçbir işlem yapmasına gerek kalmayacak. İnternet üzerinden de kolay erişim çalışmalarının tamamlanmasını bekliyoruz. İster aylık, ister 3 aylık ödemeler şeklinde olsun katılımcının sisteme yatırdığı rakama ne kadar devlet katkısı karşılık geliyorsa bu ilgili katılımcının kendi bireysel emeklilik hesabına yatacak. Devlet katkısını katılımcı kendi hesabı içinde ama ayrıca görecek. Yeni 'ben ne kadar, devlet ne kadar yatırmış' görebilecek. Bunun için de gerekli altyapı kurumlar arasında kuruldu."
 
En az 10 yıl kalın
[PAGE]
 
Babacan, devlet katkısı ödemeleri ve bunun getirisinin Takasbank'ta katılımcıların kendi adına açılmış bir hesapta kendi birikimleriyle birlikte saklanacağını belirterek, "Vatandaşların yatırdığı rakamlar, bireysel emeklilik şirketlerinin kendi sahibi olduğu hesaplara yatırılmıyor. Herkesin kendi şahsi hesabı ve bu hesaplar da Takasbank nezdinde tutuluyor" diye konuştu.
Bireysel emeklilik şirketlerinin vatandaşların adına bu rakamları yatırım alternatiflerine yönlendirdiğini ifade eden Babacan, şunları kaydetti:
"BES uzun vadede tasarrufta bulunmayı ve emeklilik dönemindeki refah düzeyini arttırmayı amaçlayan bir sistem. Devlet katkısı uygulamasını getirirken de bu önemli hususu göz önünde bulundurduk. Sistem tamamen gönüllülük esasına göre ve teşvik mekanizmalarıyla çalışıyor. 1990'lı yıllarda farklı methodlar gündeme gelmiş. Konut edindirme yardımı hesapları, çalışanların tasarruflara teşvik hesapları, zorunlu tasarruf dediğimiz gibi uygulamalar yapılmış. Bir bakıma cebren ve vatandaşlarımızın gelirlerinden zorla kesilen paralarla bu hesaplar yürütülmeye çalışılmış. Oysa biz bundan sonraki dönemde gönüllülük ve teşvik esasını baz alıyoruz. 1990'lı yıllarda denenen yöntemlerle bizim 2013 yılından itibaren başlattığımız yöntem arasındaki en önemli fark bu."
Sistemin asıl özelliğinin emeklilik olduğuna işaret eden Babacan, "Bu yüzde 25'lik devlet katkısı da yatırılan paraların emeklilik döneminde ihtiyaç olacak birikim ruhuna uygun olması gerekir. Devlet katkısı sisteminin, gerçekten emekliliğe yönelik uygulanması da sistemin en önemli unsurlarından biridir. Biz vatandaşlarımıza; çok zaruri olmadıkça kısa vadeli ihtiyaçları için sistemdeki birikimlerine dokunmamalarını ve sistemde en az 10 yıl kalıp 56 yaşını doldurduktan sonra emeklilik hakkını kazanarak, sistemden ayrılmalarını tavsiye ediyoruz. Zira bahsettiğimiz yüzde 25'lik devlet katkısından tam olarak yararlanabilmek için bu koşulların yerine getirilebilmesi gerekmektedir" diye konuştu.
 
Sistemden erken çıkan vatandaşın devlet katsından alacağı pay
 
Babacan, zaruri sebeplerle sistemden erken çıkmak durumunda olan katılımcılar için de bazı kurallar getirdiklerini ifade ederek, şunları anlattı:
"Sistemde 3 yıldan az kalıp ayrılan vatandaşlarımız, yüzde 25'lik devlet katkısı kısmını maalesef sistemde bırakmak zorunda kalacaklar. Vatandaşlarımızın kendi cebinden yatırdığı para nemasıyla beraber kuşkusuz her an çekilebilir. Sistemde 3 yıldan 6 yıla kadar kalıp daha sonra çıkmak zorundan kalan vatandaşlarımız da devlet katkısı kısmının yüzde 15'ini çekebilecekler. Sistemde 6 ile 10 yıl arasında kalan vatandaşlarımız devlet katkısının yüzde 35'ini alabilecek. 56 yaşını doldurmayıp sistemde 10 yıl kalıp ayrılanlar devlet katkısının yüzde 60'ını çekebilecek. Sistemde en az 10 yıl kalan ve 56 yaşını dolduran vatandaşlarımız da devlet katkısının tümünden yararlanabilecekler. Devlet katkısı vatandaşlarımızın hesabına yatıyor, onu görebiliyor ama yüzde 25'lik devlet katkısının ne zaman, nasıl kullanılabileceği bazı kurallara bağlı."
Babacan, yeni sistem için hem sektörle çalıştıklarını hem de dünya örneklerini incelediklerini aktararak, "Bu aynı zamanda Hazinemize önemli bir yük getirecek de uygulamadır. 2013 bütçesine 1 milyar 250 milyon liralık devlet katkısı ödeneği koyduk. Eğer tahminden daha da öte başvuru olursa, bu ödeneği daha yüksek seviyelere çıkarılması mümkün olabilecek. Ama bu rakamın ihtiyatlı bir rakam olduğunu belirtmek istiyorum" diye konuştu.
Sistemde emeklilik şirketlerinin devlet katkı paylarının hesaplanması ve katılımcıların hesaplarında yatırıma yönlendirilmesi konusunda daha önce Hazine Müsteşarlığınca kendilerine bildirilen hazırlıkları artık yapmış durumda olduğunu belirten Babacan, şunları kaydetti:
"Katılımcılar, sistemdeki diğer birikimiyle birlikte, hesaplarındaki devlet katkısı ve getirilerini yakından takip etme imkanına sahip olacaklar. Güvenlik ve şeffaflık bir sistemin vazgeçilmez özellikleridir. Gözetim ve denetimin, kamu tarafından titizlikle sürdürülmesi için biz gerekli bütün önlemleri aldık. Biz bu sistemi güven üzerine inşa edeceğiz. Vatandaşlarımızın ne yaptıklarını bilerek sisteme girmelerini sağlayacağız. Sonradan 'bunu yanlış anladım' tarzında tepkilerin oluşmasına izin vermememiz gerekiyor. Güveni birinci derecede ön plana koyacağız."
 
"Artık sürümden kazanılacak"
 
Gelecek dönemde BES'e getirdikleri yeniliklerin sadece devlet katkısı ile sınırlı olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öncelikle sistemdeki maliyetlerin ve kesinti seviyelerinin düşürülmesi noktasında önemli adımlar attık. Artık sürüm artacağı için, sigorta şirketlerimizin, bireysel emeklilik kuruluşlarımızın da sürümden kazanması bundan sonraki dönemde önemli olacak. Bu kapsamda, emeklilik şirketlerimizin maruz kaldığı, başta satış ve operasyon giderleri olma üzere çeşitli maliyetlerin düşürülmesini teminen düzenlemeler yaptık. Bunlardan şirketlere mesafeli satış imkanı getirilmesi, bağımsız denetim maliyetinin düşürülmesi gibi örnekler var. Bu düzenlemelere paralel olarak da şirketlerce katılımcılardan yapılan kesintilere uygulanan tavanlarda da önemli indirimler söz konusu oldu. Bir diğer düzenleme de emeklilik yatırım fonlarının değerlendirildiği yatırım araçları ve fon performansıyla ilgili konu da; önümüzdeki dönemde yeni fon türlerinin kurulmasına, altın ve kıymetli madenlere doğrudan yatırım yapılabilmesine de olanak sağlamış durumdayız. Dünyada düşen faiz oranlarına paralel olarak yüksek reel getiri sağlamak zorlaşmış durumdadır, yeni yatırım araçları da bu bakımdan önemlidir."
Babacan, 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren fonlarda performansa dayalı kesinti uygulamasının başlatılması için ilk adımların atıldığını ifade ederek, "Fonlardan yapılan kesintilerin performansa dayalı olarak değişmesi fon getirilerinin arttırılmasını da teşvik edecek. Yeni dönemde emeklilik yatırım fonlarıyla katılımcılara sağlanan katma değerin de giderek yükseleceğini beklemekteyiz" diye konuştu.
Babacan, Türkiye'de bireysel emeklilik sistemindeki büyümenin dünya örneklerinin aksine bireysel katılımla sağlandığını dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:
"Dünyada işverenler çalışanlar için bu sisteme toplu kayıtlar yaptırıyor. Bu da yine özellikle şirketler, reel sektör açısından önem arz ediyor. Buna da bir yenilik getirdik. İş verenlerin çalışanları adına ödedikleri katkı payıyla ilgili ticari kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabilecek tutarın üst limitini yüzde 15 olarak belirledik. Yani; bir çalışana, bir iş verenimiz çalışanın maaşının yüzde 15'i kadar çalışan adına BES'e yatırırsa yüzde 15'i kendi vergi matrahından düşürebilecek.
BES'e getirilen devlet katkısı başta olmak üzere bu yeni teşvik ve avantajlar her yönüyle vatandaşlarımızın uzun vadeli birikimine ve ülkemizin tasarruf düzeyinin arttırılmasına ciddi bir seviyede destek niteliği taşımaktadır. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi uzun vadeli fonların ülkemiz ekonomisine kazandırılması ve böylece refah seviyemizin yükselmesi yönünde de önemli bir adım teşkil edeceğini düşünüyoruz. Bu rakamlar tekrar ülkemizin topyekün refahının artmasına yardımcı olacak. Bu fonların yönlendirileceği uzun vadeli yatırım ve kaynaklar ülkemizin büyüme potansiyeline önemli katkı sağlayacak."