‘Vurup kaçtı’ diyenler 2016’yı önde kapattı

Sigorta sektöründeki suiistimallerde oto hasarları öne çıkıyor. Geçen yıl bildirime konu suiistimal yöntemlerinin ilk sırasında yüzde 17 ile ‘vurup kaçtı’ diyenler yer aldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Serhat ALİGİL

Sigorta alanında yapılan suiistimaller, her ülkede önemli bir sorun. Örneğin İngiliz Sigortacılar Birliği, İngiltere’de her yıl tespit edilemeyen 2,1 milyar euroluk sigorta suiistimali olduğuna dikkat çekerken, Alman Sigortacılar Birliği de suiistimallerin ülkeye yıllık maliyetinin 4 milyar eurodan fazla olduğunu raporluyor. Türkiye’de ise toplam hasarın yüzde 10-25’lik kısmında suiistimal olduğu tahmin ediliyor. Sigorta suiistimalleri birçok ülkede vergi kaçakçılığından sonra en yaygın ekonomik suç olarak kabul ediliyor. Hem özellikle sigorta şirketleri hem mağdur olan tüketiciler için önemli bir sorun olan suiistimallerle ilgili ihbara konu olmuş ya da saptanmış olaylarla ilgili istatistiklerse ilginç yolları ortaya koyması açısından çarpıcı. Türkiye’de bu tür verileri Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi bünyesindeki Hasar Takip Merkezi yayınlıyor. Son güncel verilerin detayları şöyle:

'Planlanmış azalıyor’

● 2016 yılında, sigorta şirketleri tarafından bildirimi yapılan suiistimal sayısı bin 827 adet oldu. Bu sayı 2015’te 2 bin 313 adetti. Geçen yıl en yüksek bildirim 270 ile ekim ayında oldu.

● Yine geçen yıl, tüketici, acente gibi ‘diğer kaynaklar’ üzerinden yapılan bildirimlerin sayısı ise 813 adet oldu. Bu sayı 2015’te 432 adetti. Bu yolla yapılan bildirimlerdeki artış dikkat çekici.

● Sigorta şirketlerinin bildirimlerine göre 2016 yılında, suiistimal yöntemi olarak ilk sırayı yüzde 17’lik payla ‘vurup kaçtı’ beyanları alıyor. Bu oran 2015’te yüzde 16,8’di.

● İkinci sırada yüzde 16,7 ile ‘hasar sonrası sigortalama’ suiistimali yer alıyor. 2015’te bu yüzde 16,6 idi.

● Suiistimal bildirimine konu üçüncü sıradaki yöntem ise ‘planlanmış hasar’ olarak verilere yansıyor. ‘Organize hasar’ olarak da nitelenen bu suiistimal payı geçen yıl yüzde 15 oldu. Ancak bu yöntemin payındaki gerileme dikkat çekici. Çünkü bu yöntemin payı 2015’te yüzde 19,8, 2014 yılında yüzde 21,7 idi. Bu alanda yapılan, çok yönlü ve teknolojiye de dayalı incelemeler sonuç vermiş görünüyor.

● Geçen yılla ilgili olarak öne çıkan bir diğer suiistimal yöntemi de, bildirimlerde yüzde 12,4 payı olan ‘sahte kaza tespit tutanağı.’ 2015’te ise bunun payı yüzde 16,9’du. Tutanaklarla ilgili özellikle mobil çözümler bu yöntemin kullanım alanını daraltıyor.

● Bildirime konu, özellikle geçen yıl öne çıkan yöntem ise ‘alkol.’ Payı yüzde 8,2 oldu. Bu yöntem 2015’te ancak ‘diğer’ kapsamına giriyordu. Ancak bu yöntem ‘haksız menfaat sağlanmasının ispatı halinde’ suiistimale konu oluyor.

En çok ‘oto’ branşında

Suiistimal bildirimlerine sigorta alt branşları açısından bakınca, motorlu kara taşıtlarıyla ilgili sigortaların (kasko, zorunlu trafik gibi) açık ara önde olduğu görülüyor. Geçen yıl yapılan bildirimlerin neredeyse yüzde 95’i bu tür alt branşlarda. Buna karşın sayıları az da olsa; ferdi kaza, sağlık, yangın, hayat, işsizlik, nakliyat, bireysel emeklilik ve mühendislik gibi alt branşlar da suiistimal bildirimlerine konu olabiliyor.

'YETİŞMİŞ PERSONEL SAYISI YETERSİZ'

Türkiye’deki suiistimal olaylarını yorumlayan Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü Dr. Baturalp Pamukçu, özellikle trafik sigortasına vurgu yaparak, prim artışı ve yetişmiş personel eksikliğinin etkilerine dikkat çekti: “Sektörümüzde özellikle suiistimalleri araştırma konusunda tecrübeli ve yetişmiş personel sayısının yetersizliği, yapılan işin etkinlik ve kalitesini düşürmüş, önceleri önem verilen birçok iş yapış şekli yüzeysel olmaya başlamıştır. Gelinen nokta uzun süreler alan araştırma işlemlerinin araştırmaların daha kısa yapılmasına ve tamamlanmasına, bu da alt bağlantılarla ortaya çıkarılabilen suiistimal durumlarının açığa çıkmadan kapanmasına neden olmaktadır. Suiistimal tespit edilen hasarlarda yapılan kayıtlar her ne kadar şirketlerin kara listelerinde yer alsa da, yükselmiş olan prime ek tutar ödenerek sigortalar yapılmaya devam edilmekte, hukuki boyutta yargılama ve cezalandırma sistemi, suiistimale yönelik kişileri etkilemeyerek, yeni yöntemlerle yollarına devam etmeleri için engel teşkil etmediği görülmektedir.”

Bu konularda ilginizi çekebilir