'Doğu ve Güneydoğu’da un sektörü teşvik dışı bırakılsın'

Güneydoğulu uncular, yatırım teşvik paketinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri un sektörünün teşvik dışı bırakılmasını talep etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

HÜSNÜGÜL ŞURGUN

GAZİANTEP - Türkiye'nin un ihracatının yarısının ağırlıklı Gaziantep olmak üzere Güneydoğu Anadolu'dan gerçekleştirildiğini belirten Güneydoğu Un Sanayicileri Derneği Başkanı (GUSAD) Erhan Özmen, bu iki bölgedeki un sektörünün teşvik dışı bırakılması gerektiğini ifade etti. DÜNYA Gazetesi Gaziantep Bölge Temsilcisi Güneş Doğdu Soylu'nun sorularını yanıtlayan Özmen, 4 Eylül 2016 tarihinde Başbakan Binali Yıldırım tarafından yapılan açıklamaya göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yatırım teşvik paketi içerisinde 23 ilin olduğunu belirterek, "Bu illerde yeni fabrikalar kurulacak, bunlara ücretsiz araziler verilecek, yatırımcı sabit para harcamayacak, gerektiğinde devlet bunları destekleyecek. Burada teşvik kapsamının olduğu 23 il içerisinde un sanayisinin 7.5 milyon ton kurulu kapasitesi var. 80 tane firma aktif 30 tane firma zaten çalışmıyor bu bölgede. Bu bölgede teşvik paketinin içerisinde kesinlikle un sanayisi yer almamalıdır. Çünkü burada kurulacak olan bir un fabrikası ne istihdam sağlayacak ne de sektöre yeni bir bakış açısı getirecektir"diye konuştu.

Bölgede sektöre verilecek teşviğin boşuna verilmiş olacağını savunan Özmen, "Başarılı olacak sektörlere teşvik verilmesi gerekiyor. Bizim sektörde rakamlara ve istatistiklere baktığımızda da görüyoruz ki un sanayisinin kesinlikle teşvik kapsamına alınmaması gerekiyor" dedi.

Atıl buğday işleme kapasitesi 17 milyon ton

Türkiye'de 40 milyon ton buğday işleme kapasitesi olduğu bilgisini veren Özmen, "Ülkemizin buğday kullanma kapasitesi yaklaşık 23 milyon ton. Yani burada 17 milyon ton atıl bir kapasite ortaya çıkıyor. Tabi biz bunu böyle yorumlamıyoruz. Yüzde 55 aktif yüzde 45 pasif gibi görünse de öyle değil. Çünkü Türkiye' deki kurulu 710 un fabrikası var. 710 fabrikanın 476'sının aktif 234'ünün pasif olduğunu düşünürsek buradan tahminen 40 milyon tonun 10 milyon tonunun kapalı olduğunu görüyoruz. Ya sektörden çıkmaya çalışan ya sektörden vazgeçen ya da mevsimlik olarak çalışan veya kapatmış olanlar var. 10 milyon tonunun kapatmış olduğunu düşünürsek kalan 30 milyon tonun 23 milyon tonunu daha yüksek kapasite ile 476 firma paylaşıyor. 476 firma ile sektör yüzde 75-80 lere varan bir kapasite kullanım oranı ile hayatına devam ediyor" açıklamasını yaptı.

710 kurulu fabrika lisanslandırılmalı

Un sanayisi ile ilgili bir politika üretilmesine ihtiyaç olduğunu belirten Özmen, "Türkiye' de tekelleşmesi mümkün olmayan bir un sanayisi var. Dünya ticaretindeki başarısı ve yoğun rekabet bunu gösteriyor. Hem Türkiye içerisindeki yoğun rekabet ve kapasite kullanım oranlarındaki rakamlar artık Türkiye'de yeni un fabrikalarının, yeni değirmenlerin kurulmasına gerek olmadığını gösteriyor. Bir müddet için yeni un fabrikası kurulmasına izin verilmemesi gerekiyor. Veriliyorsa da mutlaka proje ve ölçek bazında verilmeli. Yani sen Türkiye için kuruyorsan yeni bir şeyler mi yapacaksın? Yeni bir konsept mi yapacaksın? İhracat mı yapacaksın? Projesini anlatacak ve ancak öyle müsade edilmesi lazım. Bunun adının konulması lazım. Diğer taraftan da mevcut firmaların yani 710 tane kurulu fabrikanın da lisanslandırılması gerek. Eğer yeni bir fabrika kurulacaksa önce projesi olacak daha sonra da aktif veya pasif firmaların lisanslarını satın alarak devam etmelerini istiyoruz. Bunu sektör olarak en yakın zamanda devlete götürmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.

Türkiye un sektöründe dünya birincisi konumunda

GUSAD Başkanı Erhan Özmen, Türkiye'nin un ticaretini çok iyi yaptığını ifade ederek, "Dünyadan un ihracatı karşılığında buğday ithalatı yaparak ülkemizde dönem dönem eksik olan kaliteli buğday eksikliğini tamamlıyoruz. Türkiye buğday üretiminde kendine yeterli bir ülke, yaklaşık 16 milyon ton ile 19 milyon ton arası buğday üretimi yapılıyor. Bu da Türkiye'nin ekmek ve toplamda unlu mamüller ihtiyacını karşılayabilecek rakamlar. Ancak bunun yanısıra Türkiye ‘de un sanayisi çok ciddi gelişti, özellikle Afrika, Ortadoğu pazarında, Irak başta olmak üzere Suriye gibi komşu ülkelerde avantajlarını ciddi fırsatlara çevirdi. Son 6-7 yıldan bu yana ülkemiz un sektöründe dünya birincisi konumunda. Un ihracatında dünyada birinci sıraya geldik" dedi.

İhracatta yıl sonu hedefi 3.5 milyon ton

Erhan Özmen, geçen yıl 2 milyon 800 bin tonluk ihracat ile dünya un ihracatının yüzde 25'lik kısmını Türk uncuların gerçekleştirdiğini belirterek, "Sektörümüz 2015 yılında 2 milyon 800 bin ton un ihracatı gerçekleştirdi. Yani bu dünya un ticaretinin yüzde 25'lik kısmı. Bu yıl sonuna yaklaşırken de 3.5 milyon tonluk bir hedefimiz var. Bu rakam ile önemli bir başarı elde edeceğiz ve dünya un piyasasındaki liderliğimizi koruyacağız. Tüm zamanlarda dünyada bu rakamı bir yılda gerçekleştirebilen ülke yok, bunun diğer güzel bir tarafı da bu 3.5 milyon tonluk un ihracatının yüzde 50'sinin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden yapılmasıdır. Gaziantep merkezli Güneydoğu Anadolu İhracatçılar Birliği tarafından çıkmasıdır. Gaziantep ve Mardin ağırlıklı olmak üzere 1 milyon 750 bin tonunu Güneydoğu Anadolu Bölgesi yapıyor. Bu ihracatı Türk un sanayicisi benimsedi. Uzakdoğu, Afrika, Asya, Ortadoğu ve komşu ülkelerimize ihracatın artarak devam edeceğini öngörüyoruz" diye konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir