"Arıcılığının en büyük düşmanı tarım ilacı"

Türkiye Arı Yetiştircileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, Avrupa'da yasaklı bazı tarım ilaçlarının Türkiye'ye girdiğini, bunun da arılar tarafından çok tercih edilen pamuk, ayçiçeği gibi bitkilerde kullanıldığını belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANTALYA - Asya Arıcılar Birliği Konferansı için geldiği Antalya'da gazetecilere açıklamalarda bulunan Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, Türkiye'nin 6,5 milyon arı kovanı bulunduğunu, yılda yaklaşık 94 bin ton bal üretildiğini söyledi. 

Türkiye'nin bal üretiminde kendi kendine yeten bir ülke olduğunu, yasal yollardan Türkiye'ye bir gram dahi bal gelmediğini bildiren Yılmaz, İran üzerinden ise zaman zaman kaçak şekilde bal girişinin yapılabildiğini ifade etti. 

Yılmaz, "Balda en büyük üretici Çin'den bile ithalat yapılmıyor ama İran üzerinden yasal olmayan yollarla geliyor olabilir, bu bizi rahatsız ediyor. Ülkemize kontrolsüz hiçbir ürünün girişinin olmaması gerekiyor diye düşünüyoruz" dedi. 

Arı ölümleri 

Tarımda yanlış ilaçlamanın arı ölümlerine neden olduğunu vurgulayan Yılmaz, Avrupa'nın yasakladığı bazı tarım ilaçlarının Türkiye'ye girdiğini, bunun da arılar tarafından çok tercih edilen pamuk, ayçiçeği gibi bitkilerde kullanıldığını belirtti. 

Avrupa'nın kullanmadığı bir ilacın Türkiye'de de kullanılmaması gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti: 

"Biz ülkemizde yasaklansın istiyoruz fakat hala bazı üniversite hocaları 'Avrupa'nın stokları ne olacak' diye bize soruyor. Böyle bir bilim dünyası ile çalışmak zorunda kalıyoruz. Avrupalı'nın kendi ülkesinde kullanmadığı ilacı biz de kullandırtmayacağız, bu konuda mücadeleye devam edeceğiz. O ilacı attığınız toprak kirleniyor. Üç yıl sonra bile o toprakta çıkan ottan arı toz alsa ölüyor. Onun için bu işi çok ciddi tutmamız lazım. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu konuda çok hassas ancak bilim adamları bazen yanlış yönlendiriyor. Türkiye arıcılığının en büyük düşmanı tarım ilacıdır." 

Sahte bal konusu 

Yılmaz, balı arıların yavruları için yaptığını, sahtesinin olamayacağını vurgulayarak, "Balın sahtesi olmaz. İnsanlar glikoz şurubunu (mısır şurubu) bal diye satıyor" diye konuştu. 

Yılmaz, Avrupa'da mısır şurubunun şeker üretimine oranının yüzde 2, Türkiye'de ise kotanın yüzde 10 olduğunu, Bakanlar Kurulunun da yüzde 5 artırma yetkisi bulunduğuna dikkati çekti. Türkiye'nin yılda 2,5 milyon ton şeker ürettiğini, bunun 375 bin ton glikoz şurubu anlamına geldiğini kaydeden Yılmaz, "Ürettiğimiz yıllık bal 94 bin ton, bununla nasıl rekabet edeceğiz" dedi. 

Mahkemelik durumda bulundukları bir firmanın askeriyeye bile bal diye mısır şurubu sattığını söyleyen Yılmaz, "İhbar ettik, analizlerini yaptırdık ve bir seferde 40 tenekeye eşdeğer balı iade edildi. Askeriyeye bile glikozu bal diye satıyor" diye konuştu. 

Bu konularda ilginizi çekebilir