Tek yol kırsal kalkınma

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, "Kırsalda genç nüfusun azalması tarımı olumsuz etkiliyor. Tarım ve kırsalda genç nüfusu tutmanın tek yolu kırsal kalkınma" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

  
ANKARA - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kırsalda genç nüfus azalmasının tarımı olumsuz etkilediğini belirterek, "Tarım ve kırsalda genç nüfusu tutmanın tek yolu kırsal kalkınma" dedi.
  
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, yaş grupları içinde kırsaldaki en fazla nüfus azalmasının çocuklarda ve gençlerde yaşandığını, en fazla nüfus artışının ise 55-64 yaş grubunda görüldüğünü bildirdi.
  
Cumhuriyet sonrası yaşanan ekonomik kalkınmanın kentlerin cazibesini artırdığını ifade eden Bayraktar, "Ülkemizde, kentlerde yaşanan ekonomik, sosyal gelişme, kırsala çok geç yansımıştır. Hala kırsalda gelir seviyesi ülke ortalamasının üçte biri dolaylarındadır. Türkiye'de belde ve köylerde yaşayan nüfus, 1935 yılında yüzde 76,5 iken, 1960 yılında yüzde 68,1, 1980 yılında yüzde 56,1, 2012 yılında ise yüzde 22,7'ye düştü" bilgisini verdi.
  
Kırsalda genç nüfusun azalmasının tarımı olumsuz etkilediğinin altını çizen Bayraktar, kırsalda ve tarımda genç nüfusu tutmanın tek yolunun kırsal kalkınma olduğunu ifade etti. Bayraktar, bu konuda yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
  
"Tarım sektöründe iş kurmak isteyen genç girişimcilere özendirici destekler verilmeli, 40 yaşın altındaki genç çiftçilere, Avrupa Birliği'ndeki gibi köyden kente göçün önlenmesi, üretimin teşvik edilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için faizsiz yatırım desteği gibi özel destekler verilmeli, tarımda ülke ortalamasının üçte biri olan yurt içi gelirin, ülke ortalamasına hızla yaklaştırılması için önlemler alınmalı, kırsal kalkınma yatırımlarına hız verilmeli. Topyekun kalkınma sağlanmalı, kırsalda sosyal kalkınma sağlanmalı, GAP, KOP, DAP, DOKAP gibi büyük bölgesel projelerinin özellikle tarım ve kırsal kalkınmayla ilgili yatırımları hızla tamamlanmalı, Türk tarımına uluslararası piyasada rekabet koşulları kazandıracak önlemler alınmalı, pazara yönelik, sözleşmeli üretim yapılmalı, üretim planlamasına gidilmeli, Türkiye'nin mukayeseli üstünlüğü olduğu ürünlerin üzerinde odaklanılmalı, bu ürünlere tanıtım ve ihracat destekleri verilerek dünya pazarlarında hakimiyetleri sürdürülmeli ve artırılmalı."