Endüstri 4.0’ın temelinde verimliliği artırmak var
“Endüstri 4.0’ın temel hedefi verimliliği artırmak, bunun için de otomasyon sistemlerine geçmek. Almanya ile Çin'in üretimi arasında %20 – 25 civarında fark var. Endüstri 4.0 ile hedef bu farkı %5’e indirmek; teknoloji ve otomasyon ile fark yaratmak.”
DİDEM ERYAR ÜNLÜ
Her yeni teknoloji gibi bulut bilişim de iş yapış biçimlerini ciddi şekilde değiştiriyor. Şirketler dijitalleşmek zorunda olduklarını biliyorlar, fakat bilgi ve iletişim teknolojilerinin dönüşümünü nasıl gerçekleştirecekleri konusunda endişeleri var. Bu noktada ihtiyaçları olan, farklı düşünebilen bir hizmet sağlayıcı.
Deutsche Telekom’n kurumsal müşteri kolu T-Systems, bilgi ve iletişim teknolojileri çözümleri ile geleceğin dijital dünyasını şekillendiren önemli oyunculardan birisi. Hedefi, değişen piyasa koşullarında ve artan rekabet baskısı altında, şirketlerin büyümesi ve gelişmesine yardımcı olmak.
T-Systems Telekomünikasyon Türkiye Genel Müdürü Sinan Kılıçoğlu ile bu dönüşümü konuştuk. Yorumları şöyle:
İş yapış tarzları değişecek
“İş hayatı ciddi bir dönüşüm yaşandığının farkında. Şirketler, dijital ortama geçmedikleri sürece, geleneksel iş yapış tarzlarıyla hayatlarını devam ettiremeyeceklerini biliyorlar. Sadece şirketlerin belli oranda IT veya teknolojiyi kullanmalarından bahsetmiyoruz. İş yapış şekillerini buna göre değiştirmeleri gereken bir dünyadan bahsediyoruz. Bulunduğumuz dönem müşteri dönemi. Her şeye çok kolay ulaşabiliyorlar. Şirketlerin de kendilerini buna göre organize edip büyün satış araçlarını organize etmeleri gerekiyor. Eğer firmalar, global rekabette yer almak istiyorlarsa, dönüşüm içinde olmaları gerekiyor.
Birçok şirket ne yapması gerektiğini düşünüp konuşma aşamasında. Şirketlerin marketing ve satış bölümleri, IT ile iç içe geçiyor. Endüstri 4.0 açısından baktığımız zaman, bunun temelinde verimliliği artırmak olduğunu görüyoruz. Dünyaya baktığımızda Çin üretimi ciddi anlamda Batılı üretimi zorluyor. Maliyet farklarından bahsediliyor. Dolayısıyla bunu kapatmanın yöntemi verimliliği artırmak, otomasyon sistemlerine geçmek. Örneğin Almanya ile Çinli üreticiler arasında yüzde 20 – 25 civarında fark var. Endüstri 4.0 ile hedef bu farkı yüzde 5’e indirmek; teknoloji ve otomasyon ile fark yaratmak. 15 sene sonra mevcut işlerin büyük bir bölümü olmayacak. Bizim T – Galeri adı altında bir çalışmamız var. Burada geleceğe yönelik teknolojilerin hayata uyarlanmış halini görüyoruz.”
Tüm sektörler birbirine yakınlaşıyor
“Bu süreçte tüm sektörlerin hızla birbirine yakınlaşmaya başladığını görüyoruz. Bugün en çok konuşulan konulardan biri cloud, yani bulut bilişim. Bulutu Microsoft da konuşuyor, Amazon da konuşuyor, telekom operatörleri de konuşuyor. Burada fark, katma değer yaratmaktan geçiyor. Müşteri tecrübesi dediğimiz kısmı iyi yakalayanlar, müşteri algısını doğru yönetenler farkı yaratıyor olacak. Global seviyede de bir konsolidasyon olacağını düşünüyorum.”
En hızlı adapte olan sektör finans
“Bugün dijitalleşme sürecine en iyi adapte olan sektör, finans sektörü. Türkiye bu alanda birçok Avrupa ülkesinden ileride. Dijitalleşmenin uygulanması gereken alan ise kamu. Diğer sektörlere baktığımız zaman telekom zaten bu süreci yaşamak zorunda. Daha sonra sırada üretimdeki büyük ağırlıklı holdingler var. Enerji ve sağlık sektörlerinde ise daha yapılacak çok şey var.”
ODAKLANINCA BAŞARI DA GELİYOR
“Türkiye çok dinamik bir ülke. Çok fazla kontrol edemediğiniz parametre var. Türkiye’de hem alt yapı hem de rekabet edilebilirlik açısından global pazara iyi entegre olmuş bir sistem var. Sektör olarak baktığımızda çok güzel adımlar atıldı. Fakat bizim sektörde hala Türkiye’den çıkıp bölgesel bir oyuncu olan yok. Bunun başlıca nedeni içeriğe odaklanmamızdan kaynaklanıyor. T-Systems’in en büyük farkı ürün odaklı olmayıp, uçtan uca hizmet sağlaması. Müşteri açısından da gerçek katma değerin bu olduğunu düşünüyoruz. Bir diğer özelliğimiz, kurulduğumuz günden bu yana müşteri memnuniyetine öncelik vermemiz oldu. Her zaman şunu söyledik: ‘Yapabileceğiniz bir şeye söz verin, söz veriyorsanız da onu gerçekleştirin’. Önümüzdeki 3 sene ülke ekonomisi açısından her ne kadar zor görünse de, hem sektörün hem bizim büyüyerek ilerleyeceğimiz konusunda şüphemiz yok. Hayatta kalmak ve ayakta durmak zorundasınız. Son 3 senede 2 buçuk kat büyüdük. Gelecek 3 sene, 3 kat büyüme hedefindeyiz. Odaklanınca, başarı da geliyor.”