Hazır giyimciler etiketi sabitleyip stok eritecek

Zincir marketlerde dalga dalga yayılan etiketlerde fiyat sabitlemenin ardından hazır giyim ve konfeksiyonda da benzer bir kampanya hazırlanıyor. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ramazan Kaya, “Marketlerdeki etiket sabitlemeyi önümüzdeki süreçte bizim sektörümüzde de göreceğiz” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN

Enflasyon, kur baskısı, işçilik ve enerji gibi maliyetlerin yarattığı olumsuz tabloyla mücadele eden hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün de fiyat sabitleme kervanına katılacağı açıklandı. Enflasyona bağlı olarak düşen alım gücü ve artan maliyetler, temel ihtiyaçları zaruri olmaktan çıkarıp lükse dönüştürürken, fiyat etiketlerinin yüzde 100-120 oranında arttığı hazır giyimde talep daralması yaşanıyor. Açıklama, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Kaya’dan geldi.

Kaya, “Son zamanlarda zincir marketlerde yaşanan etiket sabitlemeyi önümüzdeki süreçte bizim sektörümüzde de göreceğiz. Özellikle de perakende tarafında” dedi. 2023’te adet bazında yurtdışı pazarda yüzde 20, iç piyasada da yüzde 30’larda daralma yaşanacağını öngören Kaya, talep olmayınca üretim yapılmayacağını, etiket sabitleme ile stokların eritileceğini belirtti.

“Krizden yenilenerek çıkacağız”

Küresel ölçekte yaşanan ekonomik durgunluktan en fazla etkilenen sektörler arasında hazır giyim ve konfeksiyon yer alıyor. İhracatının yüzde 65’ten fazlasını Avrupa Birliği’ne yapan Türk hazır giyimcisi 2022’yi ihracat hedefinin yüzde 8.5 altında kapattı. Her ne kadar sektör, bir önceki yılın ihracat rakamına göre yüzde 4.8 artışla 21.2 milyar dolar elde etse de konulan hedef 23 milyar doların üzerindeydi.

2023 yılında ihracatta adet bazında yüzde 20 bir daralma öngören TGSD Başkanı Ramazan Kaya, birim fiyatlara bağlı olarak yüzde 5 gibi bir kayıpla 20 milyar dolar civarında bir ihracat değeri öngördü. “Bunu bir kayıp olarak görmeyip fırsata dönüştürürsek durgunluktan yenilenerek çıkabiliriz” diyen Kaya, eğitim, dijitalleşme, yeşil fabrika ve iş modeli gibi alanlarda dönüşümle sıçrama olabileceğine işaret etti. Kaya, “21 milyar doları 25-30 milyar dolara çıkarabiliriz. Bunun için tekstil altyapımız var. Hazır giyim ve konfeksiyon alanına yatırım yapıp 2030’a daha dinamik girebiliriz” diye konuştu. Kaya, özellikle dijital dönüşümün önemine dikkat çekerek, dijital showroom, pazarlama, tasarım, metaverse gibi alanların sektörde yeni modelleme yaratacağını belirtti.

Yeni dönemde daha çok ABD

Türk hazır giyim sektörü, ihracatının yüzde 65-70’ini Avrupa Birliği’ne yapıyor. Yüzde 5’ini de ABD’ye satan sektör, Ortadoğu, Doğu Avrupa, Kuzey Afrika ve Türk cumhuriyetlerine de ürün veriyor. “Akşamdan sabaha yeni pazarlar bulmak kolay değil. Savaşın etkisiyle son zamanlarda Rusya’da perakende ve ihracat anlamında yapılan bir takım çalışmalar var” diye konuşan TGSD Başkanı Ramazan Kaya, orda da lojistik ve finansmanla ilgili sıkıntılar çıkabildiğini belirtti. Kaya, “Önümüzdeki dönem ABD pazarına odaklanacağız. ABD bugün 100 milyar dolar ithalat yapıyor, bizim ülkeye ihracatımız 1 milyar dolar. Bunu 3 milyar yaparsak önemli bir adım olacak. Bunu yapmak için de ölçek üretim tesislerini mutlaka hazır hale getirmemiz gerekiyor” dedi.

Türk hazır giyim sektörünün üretimde Bangladeş, Hindistan, Srilanka, Kamboçya, Vietnam gibi ülkelerle rekabet ettiğini ifade eden Kaya, “Rakiplerimiz de dönüşüm sağlıyor. Bugün Bangladeş’in 40 milyar dolar hazır giyim ihracatı var, 2030 hedefleri 100 milyar dolar. İşçilik maliyetleri brüt 150 dolar bizde 600 dolar. Bu maliyetlerle onlarla rekabet edemeyeceğimize göre mutlaka iş modelini değiştirmemiz lazım. Marka algısı yaratmamız gerekiyor. Özellikle 2025- 26 yıllarında sonra karbon salınımı vergisiyle beraber büyük avantaj sağlayacağız ama o zamana kadar bu dönüşümü yapmamız lazım” diye konuştu.

Kuş kondurup katma değer yaratma

Katma değer için marka altyapısı gerektiğine işaret eden Kaya, şunları söyledi: “Bu altyapı eğitimle başlıyor teknoloji ve dijital yatırımla devam ediyor. İşi istenen standartlarda bir kerede yapmak değerdir. Katma değer ise teknoloji marifetiyle aldığımız verileri daha doğru yapmak. Yani üzerine konduracağımız kuşlarla değeri katma değer yapmamız gerekiyor.”

100 binden fazla kişi işinden olacak

Tekstil ve hazır giyim sektöründe toplam kayıtlı çalışan sayısı 1.3 milyon kişi. Bunun 700 bini hazır giyim, 600 bini tekstil alanında istihdam ediliyor. Perakende ve diğer hizmetler de dahil edildiğinde çalışan sayısı 2 milyon kişi. Ancak TGSD Başkanı Ramazan Kaya, maliyetler yüzünden sektörde işten çıkarmalara dikkat çekerek, “Hem işçilik maliyetlerinin çok artması, hem de önümüzdeki dönem daralma beklentisi istihdamda kayıplara yol açacak. Kasım ayına kadar 18 bin, kasımdan yılbaşına kadar 12 bin, toplamda 30 bin kişi işten çıkarıldı. 2023 yılında da daralmayla yüzde 5-6 istihdam kaybı olacak. Perakendeyle birlikte 100-130 bin kişinin işten çıkarılacağını tahmin ediyorum. İlk 6 ayda bu rakamları göreceğiz” dedi. Kaya, toplamda çalışanlarının yüzde 15’inin de EYT kapsamına girdiğini söyledi.

Full entegre dönüşüm yaşanıyor

Türkiye tekstilinin yıllarca partner entegre sistemine göre çalıştığını ancak full entegre dönüşümün başladığını ifade eden Kaya, “Firmalar gerek satın alma gerekse stratejik ortaklık yaparak full entegre sistemine geçiyor. Bu da sektöre hem güç katıyor hem de ölçek ekonomisi yaratıyor” dedi. Sektörün teknoloji, yeşil dönüşüm, ölçek gibi konularda yol aldığını ancak bunun yeterli olmadığını söyleyen Kaya, planların orta ve uzun vadeli yapılması gerektiğine işaret etti.

“Özel kur talep ediyoruz”

Hazır giyim sektörünün bugün karsızlıkla çalıştığını ve bunun sürdürülebilir olmadığını söyleyen TGSD Başkanı Kaya, şöyle devam etti: “Bunun önüne geçebilmenin bir yolu işletme sermayesi ve işletmelere can suyu vermek. Kısa vadeli değil uzun vadeli finansman ihtiyacımız var. Bugün dövizin geldiği nokta da tatmin edici değil. Eğer döviz yüzde 15 daha yukarılarda olsaydı bir nebze rahatlamış olurduk. İhracatçı olarak özel kur talebimiz var.”

Sektörün önünde neler var?

  • İş modeli değişikliği
  • Markalaşma
  • Dijital pazar yerleri oluşturma.
  • Eğitim/nitelikli işgücü
  • Kur baskısı
  • Enerji maliyetleri
  • Finansmana erişim
  • Yeşil dönüşüm teşvikleri ve bölgesel eşitlik