Afganistan'a kozmetik ürünü ihraç ediyor

Türk girişimci Yasin Çörekçi, “kurtlar sofrası” olarak nitelendirdiği kozmetikte her yıl yüzde 100 büyüyor. Afganistan’a ihracat yapıyor, bu yıl İngiltere pazarına girmeye hazırlanıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem ERMİŞ BEYHAN

Türkiye’nin bazı KOBİ’leri var ki onları ne mağazasına almayan perakende zincirleri, ne dev reklam bütçeli rakipleri ne de terör korkusu durdurabiliyor. Sinoz Kozmetik ve kurucusu Yasin Çörekçi gibi. Çörekçi genç bir girişimci. 2008 krizine e-ticaret sitesini ayağa kaldırmaya çalışırken yakalanmış, o kriz günlerinde her kategoride satışlar düşerken kozmetiğin hiç etkilenmediğini görerek bu sektöre odaklanmaya karar vermiş. Çörekçi’nin kurduğu Sinoz Kozmetik her yıl cirosunu katlayarak büyüyor. Bu yıl için hedefl enen 10 milyon TL’lik ciroya ilk 6 ayda ulaştıklarını söyleyen Çörekçi, özellikle leke kremi gibi spesifik ürünlerde uzmanlaştıklarını, Afganistan’a ihracat yaptıklarını, Somali’ye bile ürün gönderdiklerini anlattı.

Sinoz markası, Çörekçi’nin memleketi Sinop’tan etkilenerek bulunmuş. Ankara ve İstanbul’da iki tesiste ürünlerini ürettiriyor. Bir Ar-Ge ekibi var. Şirket ürünlerini eczanelerde ve doğrudan satış yöntemiyle müşteriyle buluşturuyor. Neden kozmetik zincirlerinde yok? Bu Çörekçi’yi en çok hayal kırıklığına uğratan konu: “Kendi ülkemizde perakende zincirlerimiz bizi yerliyiz diye kabul etmiyor. Bu beni çok üzen bir durum. İngiltere’de el sıkıştık, onlarca mağazaya giriyoruz ama ülkemizde bizi sadece yerli olduğumuz için yüzde 120 kar marjı gibi teklifl erle geliyorlar. Oysa ki ülkemize büyük bir katmadeğer sağlıyoruz. Uluslararası tanınırlığı olan bir marka olma yolunda ilerliyoruz. Gel gör ki kozmetik perakende zincirlerine ulaşamıyoruz, bizi muhattap bile almıyorlar.”

Fas’tan aldığı yağı jel yapıp geri satacak

Sinoz 500 eczanede satılıyor bugün. Çörekçi diğer çıkış yolunu da ihracatta bulmuş. Dubai, Azerbaycan, İran gibi ülkelerin yanı sıra rakiplerinin terör korkusu ile gitmediği Afganistan’a bile ihracat yapıyor. Afganistan’a bir fuara katılmak için gittiklerini anlatan Çörekçi şöyle devam etti: “Fuarda burkalı kadınlar standımıza geldi, o burkaların altında ne kadar bakımlı olduklarını gördük. Çok zor bir ortam. Bombalar patlıyor, insanlar kaçırılıyor. Ama 35 milyon nüfus içinde 1-2 milyon zengin insan var. Kimse oraya gitmediği için tomarla paralarını harcayacak yer bulamıyorlar. TIR, TIR ürün yollamaya başladık.”

Sinoz’un yeni hedefi Avrupa’ya ihracat. Geçtiğimiz hafta Danimarka ile ilk imzaları attıklarını, İngiltere’de de bayilik anlaşması yapmak üzere olduklarını açıklayan Çörekçi, “İsviçre ve Almanya’da da bayilik anlaşmaları yapıyoruz. Fas ve Libya ile görüşüyoruz. Fas’a Argan yağlı duş jeli satacağız. Argan yağını oradan ithal ediyoruz, katma değerli ürünü onlara geri göndereceğiz” dedi. Çörekçi ihracat ürünlerined katma değerin yüzde 100’ün üzerinde olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Cari açığın azalmasında bizim gibi şirketlerin büyük önemi var. Ben bir dünya markası olmayı hedefl iyorum, o yolda ilerliyorum. İhracatta miktar bazında değil katma değer bazında bir liste yayınlansa 5 yıl içinde o listeye girebileceğimize inanıyorum.”

Devlet desteklerini yeni öğrendim

“28 Avrupa ülkesinde markamızı tescil ettirdik. Bugüne kadar katıldığımız fuarlarda hiç destek kullanmadık. Artık hem tescillerde hem fuar katılımlarında TİM, Ekonomi Bakanlığı, KOSGEB desteklerinden faydalanacağız. Bilmiyorduk açıkçası böyle destekler olduğunu, ama artık kullanacağız.”

İhracat pazarlarında da fenomenleri kullanacak

Sinoz Türkiye’de bilinirliğini internet fenomenlerine viral reklamlar vererek sağlamış. Bu konuda ciddi bir bilgi birikimleri olunca bünyelerinde bir ajans kurmaya karar verdiklerini açıklayan Yasin Çörekçi şimdi ihracat yaptıkları pazarlarda da fenomenleri bulup aynı şekilde yeni pazarlama yöntemleri ile ilerleyeceklerini anlattı. İngiltere pazarına bile bu sayede girdiklerini söyledi Çörekçi:

“Instagramda bir ünlü bizim ürünlerimizle ilgili bilgi verirken, İngiltere’deki çok büyük bir dağıtım şirketinin yetkilisinin Türk eşi bunu görmüş. Baksana böyle bir ürün var demiş. Bu sayede bize yeni bir kapı açıldı. İnsanlar artık reklam izlemek istemiyor, sevdiği bir ünlünün tavsiye ettiği ürünü kullanmayı tercih ediyor. Sinopluyum, köye gittiğimde dağdaki çoban ‘Abi Kerimcan’a reklam veriyorsun, onu görüyor musun, tanıyor musun’ diyor.”