Anadolu’daki kadınların yüzde 50’si bankacılık sistemi dışında

Şekerbank çalışanlarının yüzde 51’i kadınlardan oluşuyor. Ayrıca müdürlük de dahil tüm yönetici pozisyonlarının yüzde 30’unda kadın çalışanlar bulunuyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

didem-eryar-unlu-005.png

Şekerbank çalışanlarının yüzde 51’i kadınlardan oluşuyor. Ayrıca müdürlük de dahil tüm yönetici pozisyonlarının yüzde 30’unda kadın çalışanlar bulunuyor. Bu isimlerden birisi de Şekerbank Kurumsal İletişim ve Strateji Grup Başkanı Aybala Şimşek. 

Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden; yüksek lisans derecesini Bilgi Üniversitesi İşletme Fakültesi MBA bölümünden alan Aybala Şimşek, Harvard Business School General Management Program mezunu. Kariyerine televizyon haberciliği ve program editörlüğü ile başlayan Şimşek, 2007’de Şekerbank Kurumsal İletişim Birim Müdürü olarak atanmış. 2013 yılında ise Kurumsal İletişim ve Strateji Grup Başkanlığı görevini üstlenmiş. Şimşek, bugün Strateji, Sürdürülebilir Kalkınma Bankacılığı, Reklam ve Medya Planlama, Dijital İletişim ve Kurumsal İletişim birimlerini yönetiyor. 

“2000 yılında bankacılık sektöründe kadın çalışan oranı yüzde 41 idi. Bu oran 2009’da yüzde 49 oldu; şu anda yüzde 52 seviyesinde bulunuyor” diyen Aybala Şimşek, “Sektörümüzde toplam kadın çalışan sayısının yanı sıra, orta ve üst kademedeki kadın yönetici oranı da her geçen yıl artış gösteriyor. Araştırmalar, kadın adayların en çok iş başvurusu yaptığı sektörlerin başında yine bankacılığın geldiğini gösteriyor” diyor. 

“Anadolu’daki kadınların yüzde 50’si bankacılık sistemi dışında. Bu tablo, kadının üretime dahil olamamasının, sosyal hayatın içinde çalışan ya da girişimci olarak yer alamamasının bir sonucu” diyen Şimşek’e kulak verelim: 

Finans sektörü kadın istihdamına örnek oluşturuyor
“Türkiye’de kurumsallaşmanın birçok başlığında diğer sektörlere öncülük eden finans sektörü, geçmişten bu yana kadın istihdamı konusunda örnek oluşturuyor. Finans sektörü, hizmet sektörü içinde entelektüel birikimin ve konu bazlı mesleki uzmanlığın en çok önem taşıdığı sektörlerden biri niteliği taşıyor. Dolayısıyla hizmet sektörünün olmazsa olmazı olan insan kaynağı konusu, finans sektöründe çok daha öne çıkıyor. Bu doğrultuda, ülkemizde uluslararası standartlarda performans yönetimi sistemlerinin ilk uygulandığı sektörlerden biri finans sektörü oldu.” 

Kurumsal yönetim kadının yükselmesi için önemli 
“Şeffaf ve hesap verebilir yönetimi ifade eden ve aslında sürdürülebilir bankacılığın temelini oluşturan kurumsal yönetim kavramı, yine ilk finans sektörünce sahiplenildi. Türkiye’de kurumsal yönetim notu alıp, Borsa İstanbul Kurumsal Yönetim Endeksi’ne ilk giren Şekerbank’ın ardından birçok finans sektörü oyuncusu da kurumsal yönetim derecelendirmesine tabi olarak endekste yerini aldı. Bu yöneliş, müşterilerimiz olan reel sektör firmalarını da kurumsal yönetim alanında adım atmaya teşvik etti. Kurumsal yönetim; iş dünyasında kadınların daha üst düzey pozisyonlarda ve yönetim kurullarında yeterli düzeyde temsilini ve tabii elbette karar mekanizmalarında yer almalarını sağlayacak çalışma kültürünü geliştirmek açısından önem taşıyor.” 

Ortak payda “kadın” 
“Şekerbank, bundan 62 yıl önce Anadolu’da sayıları yüzbinleri bulan kooperatif üyesi pancar çiftçisinin birikimleriyle üretimi ve kırsal kalkınmayı desteklemek için kuruldu. Bugün de aynı misyonu yerine getirerek kuruluşumuzdaki kırsal kalkınmayı temel alan iktisadi kalkınma hedefini, sürdürülebilir kalkınma perspektifinde geliştiriyoruz. Bankacılık hizmetleriyle tanışmamış kesimlere ulaşıyor, enerji verimliliği yatırımlarını uygun koşullarda finanse ediyoruz. 

Araştırmalar, Anadolu’daki kadınların yüzde 50’sinin bankacılık sistemi dışında olduğunu ortaya koyuyor. Bu tablo, kadının üretime dahil olamamasının, sosyal hayatın içinde çalışan ya da girişimci olarak yer alamamasının bir sonucu. Daha evvel bir bankacılık geçmişi olmayan ve belli sosyo-kültürel nedenlerle sisteme dahil olamamış kadınlarımıza özel kredilendirme süreçleri geliştirilmesi hayati önem taşıyor. Şekerbank olarak, bu misyonu yerine getirmek için Türkiye’nin ilk mikro finansman kredilendirme modelini uyguluyoruz. Evde üretim yapan ya da girişimci kadınlarımıza, onlara özel terzi usulü hizmet sunuyoruz. Balkan ülkelerinde ve Çin’de uygulanan bu mikro finansman yöntemi, gelişen ekonomilerde sürdürülebilir kalkınma bankacılığının çok özel bir örneğini oluşturuyor.”

'Tüketimden ziyade üretimi destekliyoruz'
Yüzde 62’si Anadolu’da bulunan ve çoğu yarım asırdır aynı yörede hizmet veren şube ağımızla sürdürülebilir kalkınmayı sosyal, çevresel ve kültürel boyutlarıyla bütünsel bir yaklaşımla ele alıyoruz; bu alanda paydaşlarımız nezdinde farkındalık oluşturmak için çalışıyoruz. Kuruluş misyonumuz doğrultusunda tüketimden ziyade üretimi destekliyoruz. Toplam kredi portföyümüzün yüzde 89’unu ticari krediler; yani çiftçiye, esnafa, işletmelere ve kurumsal firmalara verdiğimiz destek oluşturuyor. Enerji verimliliği yatırımlarını bireylerden işletmelere tabana yaygın bir yapıda destekliyor; enerji tasarrufu konusunda toplum genelinde farkındalık oluşturmak için çalışıyoruz. Tarımı ve kırsal kalkınmayı desteklerken, yerel kültürün yaşaması için de çalışıyoruz. Ayrıca, Türkiye’de kredilendirme süreçlerinde çevresel ve sosyal etkileri ölçen öncü bankalardan biri olarak, bu alanda birçok uluslararası işbirliği yürütüyoruz. Şube kredi komitelerinden en üst düzeye kadar her kademedeki çalışanımız kullandırdığımız kredilerin çevresel ve sosyal etkilerini göz önünde bulunduruyor

Kadın girişimcilere uluslararası finans desteği
“Sürdürülebilir kalkınma bankacılığımızın temel başlıklarından biri olan kadının üretime daha çok dahil olması amacıyla gerçekleştirdiğimiz çalışmalar uluslararası finans kuruluşlarının da ilgisini çekiyor. Son 2 yılda, özellikle kadın girişimcilere destek olmak üzere, Dünya Bankası grubu üyesi olan Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) gibi kuruluşlardan 65 milyon dolar civarında yabancı kaynak elde ettik.”

Aile çiftliği kapsamında kadınlara yönelik projeler
“Türkiye’de köyden kente göçün ve kırsalda nüfusun azalmasının temel nedenini aile çiftçiliğinin giderek yok olması oluşturuyor. Türkiye’deki tarımsal işletmelerin yüzde 95’i aile çiftçilerinden oluşuyor. Tarımsal üretimde verimliliğin artması ve sürdürülebilirliğin sağlanması için çözüm ‘Aile Çiftçiliği’ olarak belirlenmiş durumda. Bu bağlamda, geçtiğimiz yıl “Aile Çiftçiliği Bankacılığı”nı başlattık. Dünyada bir ilk olan “Aile Çiftçiliği Bankacılığı” kapsamında, tarım arazilerinin miras yoluyla bölünerek küçülmesi, sulama olanaklarının kısıtlı olması, modern tarım tekniklerinin uygulanmaması gibi nedenlerle geliri azalan ve köyünü terk eden çiftçiye 5-10 yıla varan vadelerle sektörde ilk olan imkanlar tanıyoruz. Aile Çiftçiliği kapsamında kırsalda yaşayan kadınlarımızın ekonomiye dahil olabilmeleri ve yerel üretimin artması için, kadınlarımızın kendi yörelerinde yaptıkları girişimleri teşvik etmeyi amaçlayan projeler geliştiriyoruz. Çünkü biliyoruz ki, Türkiye’de, kadın istihdamında kayıt dışılığın yaygın olduğu alanların başında tarım geliyor ve kırsaldaki kadınların istihdam olanakları oldukça kısıtlı."

Gelecek üreten banka
“Sürdürülebilir kalkınma bankacılığındaki 60. yılımızda ‘Gelecek Üreten Banka’ başlığıyla GRI A seviyesinde sürdürülebilirlik raporumuzu yayınladık. Bankamız, her yıl kendi karbon emisyon ölçümünü yaparak iyileştirme alanları belirliyor. 2011’den bu yana her yıl karbon ayak izi ölçümlerimizi yaparak, dünyanın önde gelen iklim değişikliği ile mücadele platformlarından biri olan Karbon Saydamlık Projesi’nde yer almaya devam ediyoruz. Enerjinin yüzde 73’ünün ithal edildiği ülkemizde, enerji tasarrufunu yaygınlaştırmak ve doğal kaynakların sürdürülebilirliğine destek olmak için 2009 yılında Türkiye’de bir ilk olan EKOkredi ürününü geliştirdik. EKOkredi ile enerji verimliliği alanında bugüne dek 572 milyon TL’yi aşkın fi nansman desteği sağladık. Bu sayede 62 bine yakın kişi enerji tasarrufu ile tanıştı. EKOkredi ile yapılan enerji verimliliği yatırımlarıyla bugüne kadar 17.6 milyar kilowatt saat enerji tasarrufu elde edildi, toplamda 3,9 milyon ton karbondioksit salımı engellendi. Ayrıca, 83 bini aşkın konutun yalıtıldığı EKOkredi kapsamında 155 milyon metreküp doğal gaz tasarrufu gerçekleşti.”