Cevher Jant 70’inci yılını kutladı: Türkiye’yi küresel üs yapmayı hedefliyor
Cevher Grubu, 70’inci yılını kutlarken, sürdürülebilir üretim, küresel büyüme ve ileri teknoloji yatırımlarına odaklandı. Kapasitesini ve ürün çeşitliliğini artırmayı planlayan Cevher, yeni pazarlara açılarak Türkiye’yi alüminyum alaşımlı parça üretiminde küresel üs konumuna taşımayı hedefliyor.
Özlem SARSIN
Cevher Grubu, 70’inci yılını bir törenle kutladı. Törende konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Özyavuz, Cevher’in 1984 yılında Türkiye’nin ilk alüminyum döküm jantını üreterek sektörde bir dönüm noktası yarattığını söyledi.
Özyavuz, “Bugün, Türkiye’nin jant ihracatındaki yaklaşık yüzde 25’lik pazar payımızla global otomotiv sektörünün önemli oyuncularından biri olarak ülkemizin net ihracatçı kimliğine katkı sağlamaktan ve sosyal sorumluluğunun bilincinde bir şirket olarak toplumla birlikte değer üretmekten büyük gurur duyuyoruz” dedi.
“Büyüme hedeflerimize kararlılıkla ilerliyoruz”
Cevher Jant İcra Kurulu Üyesi Cevher Özyavuz, şirketin küresel ölçekte stratejik bir oyuncuya dönüştüğünü belirterek, “Bugün bilinen tüm otomotiv markalarına jant ve döküm parçaları tedarik eden büyük bir grubuz. Bin kişiyi aşkın istihdamımızla her yıl büyümeye devam ediyoruz. İzmir’deki modern tesislerimizde yıllık yaklaşık 3 milyon jant üretim kapasitesine sahibiz. Almanya ve İspanya’daki ofislerimiz, yüzde 99 ihracat oranımız ve Volkswagen, Audi, Mercedes-Benz gibi global markalarla geliştirdiğimiz mühendislik ortaklıkları sayesinde sektörde stratejik bir konumdayız” diye konuştu.
“Halka arz başvurumuzu gerçekleştirdik”
Geleceğe ilişkin stratejilerini de paylaşan Özyavuz, “Ürün portföyümüzü yalnızca otomobil ve ticari araç jantlarıyla sınırlamıyor; alüminyum döküm parçalarıyla birlikte yeni nesil teknolojilere de odaklanıyoruz. Batı kadar Doğu pazarlarını da stratejimize dahil ederek Çinli üreticilerin Avrupa’daki büyüme planlarında güçlü bir tedarikçi ve know-how partneri olmayı hedefliyoruz. Ayrıca halka arz başvurumuzu gerçekleştirdik. Sürecin başarıyla sonuçlanması için çalışmalarımıza titizlikle ve kararlılıkla devam ediyoruz” dedi.
Avrupa’ya ihraç edilen her dört janttan birinde ‘Cevher’ imzası
Cevher Grubu CEO’su Oğuz Özmen, otomotiv sektöründeki dönüşüme dikkat çekerek alüminyumun stratejik öneminin giderek arttığını söyledi. Özmen, “Bugün Avrupa’ya ihraç edilen her dört alüminyum janttan birinde Cevher imzası bulunuyor. Hedefimiz, bu oranı artırarak yüksek katma değerli ürünlerle Türkiye’yi alüminyum döküm Ar-Ge’si ve üretiminde küresel bir merkez haline getirmek” ifadelerini kullandı.
“2025 yılında 8 milyar TL ciro hedefliyoruz”
Finansal gelişmeler hakkında bilgi veren Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ozan Batu, Cevher Jant’ın sağlam finansal yönetim anlayışına sahip olduğunu belirterek şunları söyledi: “2022 yılını 2 milyar TL ciroyla kapatmışken, 2023’te 3,4 milyar TL’ye yükseldik. Geçen yıl sonu itibarıyla 5 milyar TL’nin üzerinde ciroya ulaştık.
Bu yılki hedefimiz ise 8 milyar TL’yi aşmak. Yurt dışı pazarlarda markalı ve sürdürülebilir büyüme stratejimizle ihracat gelirlerimizi daha yukarılara taşımayı planlıyoruz. Satış gelirlerindeki istikrarlı artış, kârlılık oranlarımıza da olumlu yansıdı. 2022 yılında 348 milyon TL olan brüt kârımız, 2023’te 675 milyon TL’ye yükseldi. Geçen yıl 1 milyar TL eşiğini aşan brüt kârlılığa ulaştık. 2023’te 103 milyon TL net kâr elde etmiştik. Bu yıl ise sadece ilk 6 ayda aynı seviyede net kâr rakamına ulaştık. Yıl sonunda bu rakamı önemli ölçüde artırmayı hedefliyoruz.”
Aktif varlıklarının da büyüdüğünü belirten Batu, geçtiğimiz dönemde 50 milyon euro’luk yatırım sürecini tamamladıklarını, bu sayede varlıkların defter değerinin yükseldiğini ifade etti. Batu, Borçluluk oranlarını kontrollü seviyede tuttuklarını ve güçlü bir bilanço yapısına ulaştıklarını da belirtti.
“Rekabetçiliğimizi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız”
Türkiye’nin global arenada rekabetçiliğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Cevher Jant İcra Kurulu Üyesi Cevher Özyavuz, şunları söyledi: “Araştırmalara göre önümüzdeki yıllarda verilecek tekliflerin siparişe dönüşme oranı yaklaşık yüzde 25. Bu da Türkiye’nin global arenada rekabetçiliğini kısmen yitirdiğini gösteriyor. Kurların artış oranlarının çok üzerinde seyreden işçilik maliyetleriyle ne kadar rekabetçi kalabiliriz? Türkiye’nin yeni maliyet yapısıyla küresel rekabette nerede ve nasıl konumlanacağı büyük önem taşıyor.
Tabi olumlu gelişmeler de var. Eskiden Avrupa Türkiye’nin dinamosuyken, artık Türkiye Avrupa’nın zihinsel sermayesi yüksek ülkelerinden biri olarak konumlanabilir. BYD’nin Türkiye’ye 150 bin araçlık kapasiteyle gelmesi, diğer Çinli üreticiler için de ülkemizi cazibe merkezi haline getirdi. Avrupa Jantçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi olarak oradaki düzenlemeleri yakından takip ediyorum. AB’de, Türkiye’nin ihracat şampiyonu olduğu otomotiv sektörü için mutlaka bir strateji geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum.”