Doğu Anadolu'nun en büyük yatırımına imza atan iş kadını

Memleketi Elazığ'a 250 milyon dolara çimento fabrikası kuran Prof. Yasemin Açık, "İşlerim iyi, ihracat artıyor, yeni yatırım planlıyorum" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ÖZLEM ERMİŞ BEYHAN

Doğu Anadolu bölgesindeki en büyük yatırımı yapan, bir iş kadını: Prof. Dr. Yasemin Açık. Fırat Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yaparken katıldığı sivil toplum örgütlerinde, kadınların iş hayatında daha aktif olması için çalışmış yıllarca. Sonra bir gün gelmiş, "Ben de sanayici olmalıyım" diyerek, aldığı kredi ile bir fabrika kurmuş. Tam 250 milyon dolarlık bir çimento fabrikası... Kendi fikri olan bu yatırımı yine tüm ısrarlara direnip memleketi Elazığ'a yapmış. Bir pişmanlığı var mı diye soruyoruz, "Sadece bugün olsa yatırımı daha ucuza mal ederdim, onun dışında işlerim iyi, para kazanıyor, yeni yatırım planlıyorum" diyor.

 -Pek çok iş insanının çekinerek gitmediği bir bölgede önemli bir yatırıma imza attınız. Sizi biraz tanısak, nasıl bir aileden geliyorsunuz?

Elazığ'da 5 çocuklu bir ailenin tek kızıyım. Benim en büyük abimle yaş farkımız çoktur ama evden asla o önce çıkmamıştır, önce kadınlar gelir bizim evimizde. Böyle bir kültür... Benim çocukluk yıllarımda kız çocukları okula gönderilmezdi. Ben ise okudum. Babam Elazığ'ın merkezinde şekercilik yapardı. Ben hem erkek gibi yetiştirildim hem de abilerimin işlerini yapardım. Evimiz hep kalabalık olurdu, babam dükkandan 5 kiloluk bisküvi getirir, bölgenin tek televizyonu bizde olduğu için gelen misafirleri ağırlardık. Ev, okul ve bu işler derken bu hayat bana işleri sıraya koyup planlama ve birçok işi bir arada yapabilme becerisi kattı.

 -Üniversiteyi bitirdiniz peki sonra eğitimci olmaya nasıl karar verdiniz?

Evet, Hacettepe'yi bitirip Fırat Üniversitesi'nde doktoramı yaptım. Öğretim üyesi olma idealim vardı. 2005 yılında profesör oldum. Hep sivil toplum örgütlerinin içinde oldum; halk sağlığı alanında özellikle sigara yasağının çıkmasında benim de büyük emeğim vardır. Çocuklarım büyüdü. Kariyerime ve çocuklarıma yoğun emek harcadığım yıllar geride kalınca Elazığ'da sivil toplum örgütlerinde daha da aktif olarak çalışmaya başladım. Elazığ İş kadınları Derneği gibi çok sayıda derneğin kuruluşunda aktif görev aldım, kadının güçlendirilmesi ile ilgili pek çok projede çalıştım. Şimdi TÜRKONFED'de başkan yardımcılığı ve kadın kolları başkanlığı yapıyorum.

"Kendimi gerçekleştireceğim bir başarım olsun istedim"

 -Peki iş hayatına girişiniz nasıl oldu?

Ben hem üniversitede hem sivil toplum örgütlerinde çalışırken bir yandan da eşimin kurduğu müteahhitlik, savunma, turizm gibi alanlarda faaliyet gösteren şirketlerde eşime yardım ediyordum. Bir gün geldi ki ben kendimi gerçekleştirmeliyim dedim. Kızlarıma anlatacağım bir başarım olsun istedim.

 -Ne yaptınız bu kararı verdikten sonra?

Araştırmalara başladım. Ne yapabilirim diye sektörlere baktım. MDF fabrikası mı kursam ne yapsam derken çimento fabrikası kurmaya karar verdim. Fark yaratmayı severim. Herkesin gittiği yoldan giderseniz olmuyor, ayak izleriniz belli olsun istiyorsanız farklı bir yol açacaksınız. Çimento böyle bir alandı. Erkek egemen bir sektör. Tekelleşmiş bir sektör. Bir halk sağlıkçı olarak bu alana girmek için yola çıktım.

 -Eşiniz nasıl tepki gösterdi?

Hep bana destek olmuştur eşim. Asistanlığım zamanında çocuklarım çok küçükken İngiltere'ye gidip dil eğitimi almamı teşvik etmiştir örneğin. Tüm kararlarıma saygı duyar.

 -Nasıl ilerledi yatırım süreci?

2012'de fikri geliştirdim. Fizibilite yaptırdım en iyi firmalara, pazar araştırması yaptım, nereye satacağımı planladım. Bir miktar özkaynağım vardı, üzerine kredi aldım. İzinleri bizzat takip ettim. 2014'te ilk kazmayı vurduk. 3 yıl üniversiteden ücretsiz izin aldım. Fabrikada gece gündüz çalıştım. Günde 7.500 ton çimento üreten bir fabrika kurdum sonunda.

3 hat tren yolu ile ihracatı direkt limana gönderiyorum

 -Fabrikayı illa memleketinize yapmak istediniz...

Evet. Öyle çok talep geldi ki Mersin'den, Bilecik'ten, Malatya'dan... Gel bize yatırım yap dediler ama ben Elazığ'da yatırım yapmak istedim. Cumhuriyet tarihi boyunca Doğu Anadolu'ya yapılmış en büyük yatırım bu. 250 milyon dolarlık bir yatırım... O dönem eşim Adapazarı'nda liman bağlantısını yapıyordu, 'Gel burada liman içinde kur' dedi. Düşündüm, benim tek hedefim para kazanmak değildi. Doğup büyüdüğüm topraklarda istihdamı artırmak, bölgesel farklılıkları azaltma bilinci ile Elazığ'da yapma konusunda ısrarcı oldum. 500 kişi çalışıyor fabrikada. Aileler ve tedarikçilerle yaklaşık 10 bin kişiye olumlu katkı sağlıyor. Fabrikayı kurduğumuz yeri çok güzel seçtik. Arkamızda 500 yıllık görünür rezerv var. Önüne 3 hat tren yolu koydum. Yurtdışına ihracatımı İskenderun'a direkt trenle gönderiyorum.

 -Nasıl gidiyor işleriniz, satışlarınız nasıl?

Çok iyi satıyorum üretimimi. Hammaddem çok iyi, sürdürülebilir çok iyi bir kalitem var. Yörede, Suriye'de, Irak'ta tercih edilir bir marka haline geldi Seza Çimento. Bu yıl üretimin yüzde 20'sini ihraç edeceğiz. Gelecek yıl için hedefimiz ihracatı yüzde 40'a çıkartmak. Lojistik avantajımız etkili oluyor, bölge ülkelerden güçlü bir talep var. 

 -Suriye'nin yeniden yapılanması sürecinde yeni fırsatlar da çıkacak değil mi?

Evet, şu an satıyoruz zaten Suriye'ye ama o savaş ortamı bittiğinde daha çok satabileceğiz. Sonuç olarak fabrika para kazanıyor. Hem yöreye bir şey kattı, hem kendimi gerçekleştirmemi sağladı. Çok şükür de iyi gidiyor.

 -Yeni yatırım planı var mı?

Var, hem fabrikanın satış dağıtım ağlarını genişletecek, hem maliyetleri düşürecek bir yatırım planım var.

 -Bir pişmanlığınız var mı?

Var, şimdi yapsam daha ucuza yapardım. Acemi olduğum için maliyet biraz yüksek oldu. İnsanların arazi, konut aldığı dönemde özkaynağımı bankaya koyup hayatımı yaşayabilirdim. Ama risk aldım, üretim yapmaya çalışıyorum. Bu açıdan çok mutluyum. Ekonomimiz üretime dayalı olmalı.

Gerçekleşme ihtimali yüzde 10 bile olsa emeğimi koyarım

Bunca iş bir arada nasıl yürüyor?

Açık şöyle yanıtlıyor: "Ailemi aksatmıyorum. Her haftasonu eşim ve çocuklarımla özel bir zaman geçiririm. Çok uyumuyorum, 5 saat yetiyor. Bir amacım olduğunda, ki genelde güçlü amaçlar oluştururum kendime, kimseyi duymam emek veririm. Gerçekleşme oranı yüzde 10 bile olsa emek veririm. Kafama koyduğumu yapmayı severim. Kızlarım da benim gibi. Biri ABD'de hem bizim savunma sanayi şirketimizi yönetiyor hem de kurduğu şirketi ile çimento şirketime ihracat fırsatları buluyor. Diğeri de babasının yanında inşaat şirketimizde çalışıyor."

"Her çivisinde emeğim var"

"Fabrikanın kurulması sürecinde inşaatta gece gündüz çalıştım. Her çivisinde emeğim vardır. Ben o bölgenin insanı olduğum için benim için yatırım açısından bir güven sorunu oluşmadı. 1991'den beri halk sağlıkçı olmam ve sivil toplumda çalışmam sebebiyle yöreyi iyi tanıyorum, yöre insanı da beni iyi tanır. Benim işim zora düşse herkes koşar yardıma. Bu yatırım sürecinde de herkes seferber oldu."

Halk sağlıkçının fabrikasından bir miligram bile toz çıkmıyor

"Fabrikayı şu an kurduğum yatırımın yarısına da kurabilirdim. Ancak bir halk sağlıkçı olarak çevre dostu olmak için torba filtre sistemi kurdurdum. Bacadan çıkacak tozu aynen toz torbası süpürge gibi hapsedip tekrar hammadde olarak kullanıyor. Ülkemizde müsaade edilen ton başına partikül miktarı 50 miligram. AB'de bu 30 miligram. Bizden 1 miligram bile çıkmıyor."

Çimentoda Ar-Ge birimi kurdu

"Çimento fabrikamın içinde Ar-Ge birimi oluşturdum. Yeni ürün geliştirme konusunda çalışmalar yapıyoruz şu an. Farklı hammaddelerin kullanımı ile daha hafif ürün üzerine çalışıyoruz."

Afrika'ya dört gemi gönderdim

"Afrika'ya kilinker satıyorum. Yıl başından beri 4 gemi gönderdim. Daha da göndereceğim. Her gemi 40 bin ton civarında ürün taşıyor. Her yere gönderiyorum Afrika'da. Kolombiya'ya da ihracat yapacağız. Demiryolu hattını fabrikaya çektim, konteyner'ı orada eş zamanlı olarak yükleyip limana gönderiyorum. Oradan ihraç ediyoruz. Şimdi görüyorum rakip firmalar da demiryolu kurmaya başladılar. "

Bu konularda ilginizi çekebilir