Helvacızade Z kuşağı ile çalışmanın sırrını buldu!

Helvacızade, Türkiye’de bir asrı deviren ender gruplardan biri… Grubun üçüncü kuşak temsilcisi Mevlüt Büyükhelvacıgil, kendi aile şirketlerinden yola çıkarak, ‘uzun ömürlü şirket’ formüllerini kitapları ile firmalarla paylaşıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Handan Sema CEYLAN

O, tam 130 yıllık bir şirketin CEO’su. Çok yakın bir zamanda ailenin beşinci kuşağı da firmalarında çalışır hale gelecek. Bir asrı deviren şirketlerinin kurumsallaşma başarısını sadece soranlara değil, iki kitabıyla tüm Türkiye’ye ve yurtdışında verdiği seminerlerle dünyaya anlatmaya koyulmuş. Şimdi yeni bir kitabının heyecanını yaşıyor. ‘Aile Şirketlerinde Z Kuşağı Sorunu’ adını vereceği yeni kitabı kısa bir süre sonra raflara çıkacak. Yöneticiler Y ve Z kuşakları ile nasıl bir ortak noktada çalışabileceklerini araya dursun, o çoktan formüle etmiş.

Kitabının yayınlanmasından önce sorularımızı yanıtlayan Helvacızade Gıda İlaç Kimya San. ve Tic. AŞ CEO’su Mevlüt Büyükhelvacıgil, “Yeni nesil proje çocukları. Aileler onları proje olarak yetiştiriyor. Bu nedenle onlarla yeni çalışma sistemi proje bazlı olursa başarılı oluyor. Bir projeyi bitirip onun başarısının tatminini yaşıyorlar. Yeni bir işe şevkle başlıyorlar. Aynı tempoda uzun süre aynı işleri yaparak çalışamıyorlar” diyor. Büyükhelvacıgil’in bundan önceki kitapları “Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma ve Aile Anayasası” ile “Aileden Kuruma Aile Anayasası”… Yeni kitap ise dijital olmayan çağı hiç görmeden kuşakların iş hayatına dahil olmasını kapsıyor.

Zor günler için İngilizce öğretmenlik sertifikası

Mevlüt Büyükhelvacıgil’in 5 çocuğu var... Gerçi oğlu markaları ‘Zade’ ile birlikte babalarının 6 çocuğu olduğunu düşünüyor. Büyükhelvacıgil, proje çocukları kendi hayatlarından verdiği örneklerle anlatıyor: “Neden proje çocuk diyoruz. Çünkü yetiştirilme tarzları böyle. Bir kere hepsi İngilizce bilecekler. Bir de ikinci dil şart. Bizimkilerde ikinci dil olarak İmam Hatip bitirenlerde Arapça var, ayrıca Fransızca bilen, İspanyolca bilen var. Hepsine bir altın bilezik olarak İngilizce eğitimci diploması aldım. Ne olursa olsun böyle bir seçenekleri olacak. Onun dışında hepsinin özel bir zevki var. Bir kızım kanun, diğeri keman çalıyor. En küçük kızım tekvando yapıyor. İddia ediyorum ki Türkiye’deki en büyük tesbih koleksiyonlarından biri; oğlumun.”

Liderlik eğitimi almalılar, sabır cesaret ve bir o kadar da neşe...

Şirketlerin yeni kuşakları için tavsiyelerini de sıralıyor Büyükhelvacıgil, “Onları iyi anlamak şart. Önce işletme sahipleri evlatlarının neye yatkın olduğunu iyi anlamalı. Sonra iyi planlama yapmalılar. Ayrıca çocukların keyifli, huzurlu olmasını sağlayacak onlara koçluk yapacak bir büyüklerinin olması şart. Liderlik eğitimi almalılar, elbette bunun yanında temel değerler eğitimi de görmeliler. Nedir bu temel değerler, sabır, cesaret, bir o kadar neşe... Biz Hz. Mevlana’nın kentinin çocuklarıyız. Onun için öğrenmeleri gereken en önemli değer alçakgönüllük... İyi bir eğitim, iyi bir planlama, güzel değerler zaten insanı başarıya götürür” diyor. Aile anayasasının sembolik olduğunu ancak iyi yapılanma ve iyi yönetimin sağlanmasının hayati değerde olduğunu anlatıyor Büyükhelvacıgil ve “Yetkiyi kişilere yaymak lazım. Genelde şirketler aile anayasalarını sır olarak tutuyor. Ben açıkladım hatta bunu yazdığım kitaplar ikinci üçüncü baskılarını yaptı. Yeni nesiller ya iki yıl çalışıyorlar ya da asgari ücretle iş başvurusuyla en alt seviyeden işe başlıyorlar. Kızım şirketimize iş başvurusu yapmış. İşe başlayacağı gün ‘Sabah kaçta gidiyoruz’ diye sordu. Ben aracıma almam, işlerim var... İşçi servisine yönlendirdim. Ama deneyim kazanlar jenerasyonlarımızın da önünü açıyoruz. Şimdi Ege’ye bir depo açtık. 4. jenerasyonumuz orada bu işin başına geçecek. Evini oraya taşıdı. Çok hevesli” şeklinde konuşuyor.

Yılsonu hedefi istihdamda yüzde 25 artış

Helvacızade Gıda İlaç Kimya San. ve Tic. AŞ CEO’su Mevlüt Büyükhelvacıgil, Helvacızade’nin 3 ana iş kolunda faaliyet gösterdiğini anımsatıyor. Bunlardan birincisi gıda sektöründe yağ, ikincisi gıda distribütörlüğü, üçüncüsü sağlık sektöründe ilaç… Büyükhelvacıgil, “Tam 320 kişiye istihdam sağlıyoruz, bu yılsonunda 400 kişiye ulaşmayı planlıyoruz” diyor. Büyükhelvacıgil böylece istihdamda yüzde 25 artış sağlayacaklarına işaret ediyor. İhracat hedeflerinin ise büyük olduğunun altını çiziyor Büyükhelvacıgil, “26 milyon dolar olan ihracatımızı 30 milyon dolara taşımayı hedefliyoruz” diyor.

Sağlık için 40 milyon euroluk yatırım

Biz grup olarak sağlık alanında 40 milyon euroluk üretim ve altyapı yatırımı gerçekleştirdik. Zade Vital’i ilk üretmeye başladığımızda 2012’de 23 çeşit ürünümüz 175 form vardı. Form derken, bunlar sıvı, pomat, cold press yani soğuk sıkım GMP. GMP’yi ilk biz geliştirdi. 2016’da hem çeşit hem form sayımızı artırdık. 72 çeşide 419 forma çıktık. Şimdi 2020 yılına kadar 340 çeşit ve 2000 forma ulaşacağız. En çok talep gören 10 ürünümüz arasında alerjik rinit, kilo kontrolü, kalp damar sağlığı ve çocukların gelişimi, fiziksel performans, prostat ve sindirim sistemi için geliştirdiğimiz ürünlerimiz yer alıyor. Bir de Combo serimiz var. Spor yapanlara, kadınlara, erkeklere, 50 yaş üzerine özel yoğunluklu ürünler. Zade Vital’in yıllık kapasitesi 1 milyar kapsül. Avrupa’nın en büyüğüyüz. Ayrıca Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın onayı ile Türkiye’nin 200. merkezi olarak Zade&Zade Vital İbn-i Sina Ar-Ge Merkezi’mizi devreye aldık. Burada besin destekleri, gıda ve ilaç alanında yeni ürün geliştirme ve patent alma işlemleri yapıyoruz.

Dünya reçetesiz ilaç pazarı 100 milyar dolar

Türkiye’de kişi başına sağlık harcaması 81 dolar. ABD’de bu rakam 890 dolar yani tam 11 katı. Artık dünyada illness değil wellness öne çıkıyor. Bu ne demek; artık hastalık ortaya çıktıktan sonra değil o daha çıkmadan doğal sağlıklı yaşamla hastalığın önüne geçmek öne çıkıyor. Yaşam süresi uzuyor. Bugün doğanlar 100 yaşına kadar yaşacaklar. Tüm dünya bu sürecin daha nasıl kaliteli sürdürülmesinin sağlanabileceği üzerine kafa yoruyor. Bizde de sağlık harcamaları GSYH’nın yüzde 5.4’ünü oluşturuyor. Harcamaların yüzde 78.5’i devlet bütçesineden karşılanıyor. Bu rakamları kontrol altında tutmak için wellness şart. Dünyada reçetesiz ilaç pazarının büyüklüğü 100 milyar dolar. Biz de bu pazardan pay alabilmek için ‘Zade Vital’ markasını oluşturduk. Şu anda 13 bin 500 eczanede ürünlerimiz satılıyor. Hedefimiz Türkiye’deki 24 bin 319 eczanenin tamamında 2020 yılına kadar ürünlerimizi satılması. Sektörün önemli gerçekleri var. Geldiğimiz noktada eczacıların gelirleri çok düştü. 2000’li yılların başında yılda 40-50 eczane kapanırken sadece 2015 yılında bin 700 eczane kapandı. Türkiye’de 24 bin 319 eczane var. Sektör eczacısı, kalfasıyla yaklaşık 240 bin kişinin geçim kaynağı. Biz eczanelerin gelirlerini de bu üretimimizle artırıyoruz.

Türkiye’nin geleneksel bitkisel tıbbi ürünlerini ilaca dönüştürüyoruz

Tohumun gücüne çok inanıyorum. Biz ürünlerimizde kendi tohumlarımızdan yetişen bitkileri kullanıyoruz. Tarladan, ilaç ruhsatına kadar tüm süreci yönetiyoruz. Doğal Ürünler Araştırma Uygulama Merkezi ile Selçuk Üniversitesi ve Ege Üniversitesi ile Türkiye’de örnek olacak bir işbirliği projesi gerçekleştirdik. Keten tohumu, çörekotu yağı ürettik. Türkiye’de yetişen ve değerlendirilmeyen endemik bitkilerin ürün geliştirme çalışmaları yapıyoruz. Çeşme’de 40 yıllık bir eczacıdan kudret narı ürettirip alıyoruz.

Kötü yağ 200 çeşit hastalığa neden olur

Türkiye’de yemeklik yağ pazarının büyüklüğü 7.5 milyar dolar. Bu da 750 bin tona işaret ediyor. 2030 yılında yemeklik yağ tüketimi 1.1 milyon tona çıkacak. Ayçicek yağı, bugün çiftçimizin vazgeçilmesi pancardan daha önemli bir ürün. Malaysian Palm Oil’de yönetim kurulunda, Amerikan Soya Birliği’nde çok çalışma yaptım. Sıvı yağ sektörü daha da çok büyüyecek. Gelir seviyesi arttıkça da ayçiçek yağı kullanımı artacak. İyi yağ kullanmak çok önemli. Son dönemdeki palm yağı tartışmalarını hepimiz biliyoruz. Ancak palm yağı yaklaşık 12 çeşit. Sabun üretiminde kullanılan yağ da palm yağı. Onun için önemli olan hangi çeşidinin kullanıldığı. İyi bakılmalı. Son tartışmalarda marka, ülke savaşları olabilir. Ancak unutmamak gerekir ki yağ rafine edilen bir ürün, aynı petrol gibi. İyi yağ kullanılmazsa yaklaşık 200 çeşit hastalığa sebep olabiliyor. Hanımlar aslında tavaya koyduklarında bu yağın kalitesini çok kolay anlayabilirler.

69 ülkede 5 kıtada varız

Ürettiğimiz yağları 81 ile 35 distribütörümüz kanalıyla dağıtıyoruz. 69 ülkede 5 kıtada varız. Dün tesisimizden Japonya’ya yükleme vardı. Kanada’ya yağ gönderiyoruz. Ayrıca pek çok markete private label üretim yapıyoruz. 2015 yılında 342 milyon lira ciro yaptık. Bu rakamı zor yıl 2016’da 345 milyon liraya taşıdık. Bu yıl için hedefimiz 450 milyon lira. Yağ ve distribütörlük ürünlerimiz için yüzde 80’ini oluşturuyor. Yüzde 20’si sağlık sektöründen.

Bu konularda ilginizi çekebilir